Sessizlikte aramak....

inþirah

Well-known member
SESSİZLİKTE ARAMAK


İçim sıcacıkken, üşürdü dışım...
Adını,,, camların buğusuna yazardım; beklerken buğulu gözlerle, yollarını...
Gündüz geceye sarılırdı, bakışlarım yollarına ve sıcağın soğuğuma... Ha sıcaktan, ha soğuktan; silinen her harfi tekrar yazardım, yorulmadan...
Yollar yorulurdu gözlenmekten, ve ben gözlemekten yorulurdum yollarını, buğulu gözlerimle... Ve her silinen harfini adının, tekrar tekrar yazmaktan!
Buğulu camlar usandı sonunda ve sonra camlar yoruldu!..
İsmini canıma kazıdım, canım acımadan!..


Bir rüzgâr eser...
Getirir uzaklardan verdiğin nefesi...
Üstelik kokunu da getirir; ıhlamur çiçeğinin kokusu gibi, sanki "sen" yayılırsın havaya... Her yer sen kokar...
Bense, yaz güneşi altındaki başaklar gibi; kavruldukça yine sana eğilirim...



Bir yerlere yetişme telaşındaki insanların pat pat pat ayak sesleri ile değil de kuş cıvıltıları ve doğanın huzuruyla uyandım. Ve gün, aydınlandı; sevdiğimi duyunca!..
Haa, anladım: Sevgimi duyan gün ile aydınlandığı için ortalık; ben ayak sesleriyle değil de kuş cıvıltıları ve çiçek kokularıyla uyandım...


Hıçkırıklar yumruk olur,,, da, düğümlenir boğazına; ne çok canın acır o zaman!..
Bilirim; bir yerlerde, bir şeylerin hüznünü dağıtmak için beni beklediğini.
Bilirim ki; yokluğu mutluluğun, yalnızca saklambaç oynamak isteğidir. Ebe-sobe, ebe-sobe..."
Yoruldum!..
Çıkacaksan çık ortaya artık, mutluluk...
Yoksa, oynamıyorum!..


Şu an bir ses;
"Sevgi sessizliktedir" diyor...
"Bağırarak sevilmez, görünerek sevilmez" diyor...
.....
Ne güzel diyor...
Öyle değil mi?..

MUAMMER ERKUL
 
Üst