İnsanın bir ferdinde bir cemaat-i mükellefîn bulunur. nedemektir?

İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsanın bir ferdinde bir cemaat-i mükellefîn bulunur. Evet, her bir uzuv, birşey için yaratılmıştır. O uzvu, o şeyde kullanmakla mükelleftir. Meselâ, herbir hasse için bir ibadet vardır. Onun hilâfında kullanılması dalâlettir. Meselâ, baş ile yapılan secde Allah için olursa ibadettir, gayrısı için dalâlettir. Kezâlik, şuarânın hayalen yaptıkları hayret ve muhabbet secdeleri dalâlettir. Hayal, onunla fâsık olur.

Altı çizgi yerler ne manaya gelmekte ?
 

Sade ve Sadece

Active member
İlk altı çizili olan cümleyi devamında ustad bediüzzaman açıklıyor. İkincisinide açıklıyor ama ilk cümledeki kadar daha net bir anlamda değil. İkinci cümlede ise örnek te ise çok fazla şiir okumadığım için ilk aklıma gelen bir şarkı sözü vardı "ben seni sevmedim tapdım" sözü dalalettir. Çünkü Mabud olan Allah tan başkasına tapılmaz.

Ben acizane bir kaç kelime yazmaya çalışdım diğer kardeşlerde bir kac kelime eklediklerinde umarım daha iyi anlaşılır inşallah..
 

GuLSerbeti

Well-known member
İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsanın bir ferdinde bir cemaat-i mükellefîn bulunur. Evet, her bir uzuv, birşey için yaratılmıştır. O uzvu, o şeyde kullanmakla mükelleftir. Meselâ, herbir hasse için bir ibadet vardır. Onun hilâfında kullanılması dalâlettir.



Alti cizili cumlede ; herbir insanda mukellef yani sorumlu bir cemaat, topluluk bulundugunu, bu cemaatten kastin ise cumlenin devaminda insani olusturan uzuvlarin tamami olarak bahsedilmis... mesela dil bir gorevli memurdur.. vazifesini tat almak, Allah' i anmak vb. den baslayarak..onlara yuzlere kadar cikarabiliriz... Dilimiz vazifesini yerine getirmekle yukumludur...ve bu onun ibadetidir... vazifesinin disinda kullanilmasi yanlis olur...mesela dilinizle Allah'i zikretmek yerine onu soz tasima, yalan , giybet gibi kotu amel ve niyetler uzere kullansak, burada dil nimetini kotuye kullanmis ve hatta hakkina girmis oluruz... uztadin Dalalet yani sapkinlik, dogrudan ayrilik dedigi budur... bir nevi gorevi kotuye kullandirmak, emanete hiyanetlik gibidir, yanlistir..



Meselâ, baş ile yapılan secde Allah için olursa ibadettir, gayrısı için dalâlettir. Kezâlik, şuarânın hayalen yaptıkları hayret ve muhabbet secdeleri dalâlettir. Hayal, onunla fâsık olur.


verilen dil ornegi gibi, Ustad basi ornek vermis ; bas, onu Yaratan Allah icin degil de, baskasi icin secde ederse yine dalalettir, yanlistir.. Devaminda Ustad diyor; bunun gibi Sairlerin hayalen yaptiklari hayret secdeleri; mesela kimisi asiriya kacarak ovguler yagdirir.. sevdigi kisiyi ilahlastirir, adeta tapinilacak bir mevkiye hayalen o kisiyi koyar... (secde etmek demek ondan ustununu tanimamak demek ki bu hayalen, yada mecazen de mumkundur)...halbuki ovgu ve sevgilerin, muhabbetlerin en yucesine layik olan Allah'dir... iste bu sekilde hayali dahi kotuye kullanip onunla insan gunaha girebilir... hayali fasik yani gunahkar yapmaktan bunu anlayabiliriz...

sonuc itibariyle Hayal dahi; dil, baş gibi insanin maddi olmasada manevi boyutundan, butununden bir parcadir ve Hayal dahil her uzvu vazifesi dahilinde dogru sekilde kullanmak gerekir...







ins. acizane yardimci olabilmisimdir...
ilave etmek isteyen kardesler buyursunlar insaAllah...
 

Sergerdan

Well-known member

İ'lem eyyühe'l-aziz! Kelime-i Tevhidin tekrarla zikrine devam etmek, kalbi pek çok şeylerle bağlayan bağları, ipleri kırmak içindir. Ve nefsin tapacak derecede sanem ittihaz ettiği mahbuplardan yüzünü çevirtmektir.
Maahaza, zâkir olan zatta bulunan hâsse ve lâtifelerin ayrı ayrı tevhidleri olduğuna işaret olduğu gibi, onların da, onlara münâsip şerikleriyle olan alâkalarını kesmek içindir.

Üstad hazretleri, burada bize çok derin ve tahkiki bir tevhit dersi vermektedir. Şöyleki: bir insanın kendisi muvahhit olabilir. Ama o insan zerrelerden ve azalardan meydana gelmiş bir cemaat hükmündedir. Bu zerrat ve azalar cemaatinin de herbirisinin ayrı ayrı tevhitleri vardır. Şayet insan tüm aza ve hissiyatını tevhide yönlendiremezse, o zaman bu insan mutlak kamil olamaz.

Mesela, bir devlet veya millet için "müslüman devlet" diyoruz. Bundan kasıt, Bu ülkenin çoğunluğu müslümandır. Fakat bu ülkede yine de müşrik olanlar olabilir.

İşte üstadımız, bu İ'lemde insanı bir ülke veya bir cemaat gibi analiz ediyor. Bir insan, her ne kadar kendisi " ben muvahhidim" dese de, Onun kulağı Allah rızası dahilinde olmayan sesleri işitmeye çalıştı mı, o uzvun şirki olur. Çünkü Allah'tan başkaları (nefs-i emmare) hesabına çalışmaktadır. Göz de, Allah namına değil de nefis hesabına çalıştı mı, gözün şirki olur. Bütün aza ve hissiyatları buna kıyas etmek mümkündür.

Bundan dolayı, Lailahe İllallah kelimesini sıkça tekrar etmenin, faydaları çoktur. Bunlardan birisi de, her uzvun kendisine münasip şerikiyle irtibatını kesmek ve O nu da tevhide yönlendirmektir. Böylece İnsan, muhakkik ve kamil bir mümin olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur
 

GuLSerbeti

Well-known member



İşte üstadımız, bu İ'lemde insanı bir ülke veya bir cemaat gibi analiz ediyor. Bir insan, her ne kadar kendisi " ben muvahhidim" dese de, Onun kulağı Allah rızası dahilinde olmayan sesleri işitmeye çalıştı mı, o uzvun şirki olur. Çünkü Allah'tan başkaları (nefs-i emmare) hesabına çalışmaktadır. Göz de, Allah namına değil de nefis hesabına çalıştı mı, gözün şirki olur. Bütün aza ve hissiyatları buna kıyas etmek mümkündür.

Bundan dolayı, Lailahe İllallah kelimesini sıkça tekrar etmenin, faydaları çoktur. Bunlardan birisi de, her uzvun kendisine münasip şerikiyle irtibatını kesmek ve O nu da tevhide yönlendirmektir. Böylece İnsan, muhakkik ve kamil bir mümin olur.



Allah razi olsun abi cok guzel bir aciklamaydi.. Rabbim idrakinin suuruna erdirsin... amin
 
Üst