İddiacı der: Nur, tefsir değil. Hem bazen akideye muhalif gider.

Sergerdan

Well-known member
Afyon mahkemesinde savcının yanlış,sathi olan bir iddiasına üstadın mücmel,özet bir cevabı.

İddiacı der: Nur, tefsir değil. Hem bazen akideye muhalif gider.
Tefsir iki kısımdır. Biri ibaresini izah eder, biri de hakikatlerini ispat eder. Nurlar bu ikinci kısım tefsirlerin en kuvvetlisi ve en kıymettarı olduğuna, ehl-i dirayet ve dikkat yüz binler şahitler var. Ve Mısır, Şam ve Haremeyn-i Şerifeynin muhakkik âlimlerinin ve İstanbul ve sair yerlerin müdakkik hocalarının Nurları tasdik edip ilişmemeleri ve Said'in müddet-i hayatında mantıkî ve galibâne mücadele-i ilmiyesi, iddiacının bu isnat ve ithamını tekzip ve reddeder.


Mahkemeyle ilgisi olmadan bu konuya deginilen bir yerde şurası:

Saniyen: "Risale-i Nur, Kur'ân'ın çok kuvvetli, hakikî bir tefsiridir" tekrarla dediğimizden, bazı dikkatsizler tam mânâsını bilmediğinden bir hakikati beyan etmeye bir ihtar aldım. O hakikat şudur:

Tefsir iki kısımdır:
Birisi, malum tefsirlerdir ki, Kur'ân'ın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânâlarını beyan ve izah ve ispat ederler.
İkinci kısım tefsir ise, Kur'ân'ın imanî olan hakikatlerini kuvvetli hüccetlerle beyan ve ispat ve izah etmektir. Bu kısmın pekçok ehemmiyeti var. Zâhir malûm tefsirler, bu kısmı bazen mücmel bir tarzda derc ediyorlar. Fakat Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannid filozofları susturan bir mânevî tefsirdir.
 
Üst