İSTİĞNA tavafuk bende tarihceyi okuyorum benimde tesbit ettiğim bi iki nokta var,,
fakat suan fazla vaktim yok ben bilahere yazarım inş.Zaten abiler bi kısmına dikkat cekmişler._________________________________________________Evt sözümüüz yerine getirelim inş.Abilerin değindikleri noktaları geciyorum.
Şimdi eski Saidde müşahede etiğimiz,ama yeni saidde zaman zaman müşahede ettiğimiz bazı damarlar var.Üstadı tenzih ederim ama kendi ifadesiyle bunlara dikkat cekmiş.Bunlardan iki tanesi dikkatimi cekti.Birini ben söyliyeyim diğerini ve diğerlerini sen arastır istiğna.
Evet biri hiddet...Eski said daha ziyade hiddetli,asla ehli dünyaya baş eğmeyen,pervasızca sözünü söyleyen bi şahsiyet...
Yeni said de ise _dinine yapılan taarruzlar haric_ daha müşfik...
Hem eski saide nazaran, yani said daha fedakar...Tamam eski saidde fadakardı,yeri gelince en cebbar kumandanın dahi karşısında, ilmin izzetini müdaafa ugrunda, hayatını gözünü kırpmadan tehlikeye atmıştı.
Ama yani said de sadece hayatını değil,iman hizmeti uğrunda (asla fani şeyler icin değil) nefsini,izzetini,şerefini,rahatını dahi feda etmiş.
Şener abi demişti ki;
Herkes hayatını feda edebilir,malını feda edebilir ama herkes rahatını,hele hele izzetini feda edemez.Bunda bizim icin müthiş dersler var.Üstad ki en hain düşmanlara,ona hakaret
etmeleri,zehirlemeleri,işkence etmeleri,hürriyetini ellinden aldıkları halde ''Eger onlar risale-i nurla imanalarını kurtarsalar,hakkım helal olsun'' demiştir.
Bu nasıl şefkat,bu nasıl fedakarlıktır ya rabbim!..
Bir dostumuz olsun,ehli hizmetten kardeşlerimiz olsun,en ufak bir hatasında veya hakaretinde üstad gibi izzetimizi,haysiyetimizi feda etmek şöyle dursun;
Haysiyetime, şerefime, dokundu diye herseyi bir anda batırabiliyoruz.(kimse üstüne alınmasın,evvela nefsime diyor,böyle olmayanları tenzih ediyorum)Dersi,dershaneyi,o dostlarla muhabbetimizi terkedebiliyoruz.Üstadın düşmanlara,en zalimlere gösterdiği fedakarlığı(iman hizmeti icin),şefkati kendi din kardeşimize,hele hele dava arkadasımıza gösteremiyoruz.
Kaldı ki üstad o zulümlerin ardında hep kaderin cilvelerini müşahede etmiş.
Hani istiğna, bi abimiz demişti ya;
İnsanda hep rezzak ismi mi tecelli eder? Ya diğer isimler...Kabz,darr,sabr bunlar tecelli etmiyecek mi?Olaylar aslında sebebtir.Maksat esma tecelli etsin.Aynı abi örnek veriyor;
Birgün kızım yemeği döktü,sinirlendim tam kızacaktım, olayın esma perdesini aralamaya karar verdim.Dedim şimdi bende cellal tecelli etti,kızımın yaptığına sabretmekle sabır ismi..
Halıyı temizlemekle kuddüs ismi...ilaahir ve diyorki; olay nazarımda ibadete dönüştü gitti...Bunun gibi üstad da hep olaylarla değil,esma ile aakadar olmuş.
Hem sonra eski said döneminden, yani said dönemine bir ön hazırlık müşahede ediyoruz.Cocukluğundan, gencliiğine,ahvalinden,okuduğu, iştigal ettiği ilimlere kadar...
Yeni said de sadece hizmet ile alakadar ve sadece kurandan istifade ve istifaza etmiş.
Eski saidde ehli imanın derdiyle alakadar,ama yeni saidde bu muzaaf bi şekilde var.Bu uğurda maddiyi bırakın manevi hayatını feda ettirecek kadar...
Eski Said dünya ile iştigal ettiğini ama bunu esas maksat yapmadığını,ahiretine nisbeten dünyanın geri planda olduğunu müşahede ediyoruz.
Ama yeni said de ,dünyadan tamamen el etek cektiğini ,dünyanın sadece esmaya bakan ciheti ile alakadar olduğunu görüyoruz.
Neyse sen zekisin,gerisi senin zekana havale...