Müminlerin yolu sabıryoludur

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Müminlerin yolu sabır yoludur

“Sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabretSen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırmaKalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye boyun eğme.”[15]

“Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğizSabredenleri müjdele.”[16]


İslâm dâvâsının erleri cemaatten uzak kalmayan, üç kuruş menfaat için sâlih insanların peşini bırakıp, ciğeri beş para etmez, İslâm ile alakası olmayanların peşinde dünya menfaati uğruna yaltakçılık yapmayan, dâvâsı uğrunda çile ve meşakkatlere, açlığa ve daha pek çok sıkıntıya katlanan vefâkar insanlardır.

Bu öyle bir yoldur ki, o yola girenler çevresindeki büyük çoğunluğun, hatta bazen anne babasının dahi kendisine düşmanlık ve zulüm etmeye başladığını ve yolundan döndürmek için türlü baskılar yaptıklarına şahit olur. Düne kadar yattığı yumuşak yatağı dikenlerle doluverir. Çevresindeki çoğu insanlar onu yolundan döndürmek için elbirliği yapar, ona hakaretler yağdırırlar. Başaramazlarsa bu defa çevrelerindeki dininden habersiz din yaşayan, gaflet içinde yüzen liberal demokrat kafalı bir kaç istisna insanı örnek göstererek




“bak onlarda namaz kılıyor, onlarda örtülü, ama…..”
diyerek uzayıp giden şeytani vesveselerle en azından onlar gibi olmasını isterler.
Aslında ehli küfrün, günümüz Müslümanlarının birçoğunun beynine enjekte etmeye çalıştığı bir fikirdir bu. İslâm düşmanları bilirler ki ne kadar sert önlemlerle İslâmı ortadan kaldırmaya çalışırlarsa, bu, imân sahiplerinin imânını arttıracak, münafıkların gerçek yüzlerini ortaya çıkararak müminlerin işini bir nebze kolaylaştıracaktır. Uzun zaman içinde edindikleri tecrübeler neticesinde bir pasifize yöntemi geliştirmişlerdir artık onlar. Evden camiye, camiden eve giderken islâma karşı işlenen cinayetleri görmezden gelen, kendi örtünürken dünyalık uğruna kızının başını açıp erkeklerin arasına salan, ve “Müslüman bayanlarında günümüzde meslek sahibi olması lazım” diyerek hevasına Allah rızası kılıfı giydiren, sünneti zahirine taşımış insanları görünce tepki gösteren müslümanlar işte bu pasifize harekâtının meyvalarıdır.
Gerçek dâvâ sahipleri ise sükunet adamı değil haraket insanıdır. Allah yolunda aksiyoner olmayı, bâtılın peşinde rahata kavuşmaya tercih edenlerdir.

Allah-u Teâlâ Kuranı Keriminde Buyurmuştur ki;

“Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Ey kavmim! Bu elçilere uyun. Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.” [17]

Bu iki ayeti kerimede bir sâlih insanın dâvâ sevgisi ve bu sevgiden neşet eden gayret ve fedakarlığı bize örnek olarak sunulmuş ve müminin nasıl olması gerektiği bize bildirilmiştir. Buradaki insan, imânın tadını almış ve birileri hayatını riske atarak Allah’ın dinini yaymaya gayret ederken, o evde oturmaya tahammül edememiş ve harakete geçmiştir. Ancak ne yazık ki günümüzde dünya lüksüne ve rahat bir hayata alıştırılmış Müslümanların arasında bu gibi insanları bulmak hayli zorlaşmaya başladı.

Hatta siz fedâkarlık da bulunsanız, etrafınızdaki (sözde) en iyi Müslümanlardan
aman ne yapıyorsun, fitnemi çıkaracaksın, kendine yazık edeceksin, bizi de yakacaksın, namazını kıl yeter ne işin var milletin dini ile, her koyun kendi bacağından asılır” gibi sözler işitmeniz an meselesi olacaktır.

Ancak bilinmelidir ki İslâmı tebliğ mücadelesi, hakiki müminlerin imânından taşıp gelen cihat arzusunun dışa aksetmesi ve hayırda yarışmak için gösterilen süratin bir ifadesidir.
Son Sözü Yüce Yaratıcımıza bırakarak mâkalemize son verelim.


“Kim kendisine doğru yol besbelli oldukdan sonra peygambere muhalefet eder, mü'minlerin yolundan başkasına uyup giderse, onu döndüğü o yolda bırakırız. (Fakat ahirette) kendisini cehenneme koyarız. O, ne kötü bir yerdir!”[18]



Selam ve duâ ile…

Dârusselâm
 
Üst