Gönenli Mehmet efendinin gönül pınarları.

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi




Önce bir önemli özelliğine dikkatinizi çekmek isterim. 1991'de 88 yaşında İstanbul'da Rabb'imizin rahmetine tevdi ettiğimiz Hocamız, kitaplardan okuduğunu anlatarak vaaz etmezdi.

Konuşma anında kalbine, gönlüne ne ilham olursa onları anlatırdı. Bu sebeple de ilham eseri olan farklı üslubu hemen fark edilir, tesiri anında hissedilirdi. Tıpkı okuyacağınız şu kısa cümlelerinde de hissedildiği gibi. (Hanımlara yaptığı vaazından)

***

-İnsanlara iyilik yaptınız mı uzaklaşın oradan, küçülmesinler yanınızda, size teşekkür etme ihtiyacı dahi duymasınlar yaptığınız iyilikten dolayı. Ayrıca, yaptığınız hayırları da şurada burada söylemeyin. Yaptım, ettim diyerek sadakalarınızı saymayın. Hayırlarını saklarsan senin olur. Saklamaz da sayarsan sana bir şey kalmaz, riya rüzgarı alıp götürür.

-Kur'an'ı saygıyla dinleyen bir insan cehennemlik dahi olsa, Kur'an ona şefaat eder. Melekler de Kur'an okunan yerlere inerek huşu ile Kur'an'ı dinlerler. Sen de melekleri misafir etmek istersen çokça Kur'an okumaya bak evinde.

-Azıcık bir rüyada cenneti gösterdiler gibi oldu da dünyadan soğudum. Bütün varlığımla ahiret için çalışmak istiyor, buna da 'elhamdülillah' diyerek şükrediyorum.

-Sahip olduğun imkanlarla başkalarına yardımcı olacaksın. Hatta anne gibi olacaksın çevrene. Şunu unutma ki, çevrene şefkatin ne kadar artarsa, Hak katındaki itibarın da o kadar artar.

-Kendin için istediğini başkasına da isteyeceksin. Kendin için istemediğini başkasına da istemeyeceksin; şayet Efendimiz'in (sas) tarif ettiği Müslüman olmak istiyorsan.

-Dünyada rahat edemedim, deme. Mümin insanlar çoğu zaman sıkıntıda olur. Burada sıkıntı çeken sabrederse, oradaki rahatını kazanmış olur.

-Allah, bazı kullarına neden fazla veriyor? Onlar da başkalarına versinler diye? Öyle ise elinize imkan geçince cimrilik etmeyip cömert davranın ki, imtihanı kazanmış olasınız.

-İnsan öfkelendiği zaman ya abdest almalı, ya namaz kılmalı ya da 'Allahu Ekber' diyerek öfkenin sonunu sevaba çevirmesini bilmelidir.

-Sana en yakın şefaatçi annedir. Allah'tan 'annemin yüzü suyu hürmetine' diyerek iste. Birçok iyilikler annen hürmetine erişir sana, bunu unutma.

- Herkes burada nasıl bir tutum ve davranış içinde olmayı tercih ediyorsa, onun gereği olan yere gönderilecektir orada. Tercih sana, takdir de Rabb'imize aittir.

-Her nefis ölümü tadacaktır. Ancak herkes hak ettiği tatlarla tadacaktır.

-Zengin olan Allah'tır. Bizim zenginliğimiz Allah'tandır. İyilik yap, Allah'ın verdiğiyle Allah'ın kullarının yardımına koş ki servetin burada bitmesin, ahirete kadar gitsin.

-En büyük hak kul hakkıdır. Hiç tanımadığın bir kimseye dudak büküp küçük görürsen kul hakkından sorgulanacaksın.

-Eğer yakınında senden şikayet edenler varsa bunu Rabb'imizin şikayeti gibi önemseyerek şikayeti şükre dönüştürmeye bak.

-Evine girerken besmeleyi, çıkarken de abdestli çıkmayı unutma. 'Ya Rabbi çarşı da Senin, pazar da Senin, ben sana geliyorum.' diye niyet ederek git işine.

Şu halk sözünü de hep hatırla:

- Saatin pili bitince eylemez tık tık; Vakt-i merhûnu gelince ruha derler çık çık; Hakk'a kulluk görevini unutma, Ahirette dinlemezler hınk mınk!.

A.şahin
 
Üst