Risaleleri anlamak için

Sergerdan

Well-known member
Merak edip de yeni okuyan arkadaşlar veya anlayamıyorum diyen arkadaşlar için ::)

buradaki ilkelere dikkat edip,islami bir sevgiyle(önyargısız biri isek) dini kitaptır diye her zaman deil de cümlenin anlamı için zorunlu olan kelimeleri sözlük kullanarak,sanki para altın bulacakmış gibi dikkatle mesela on gün günde 1.5 saat okunsa lezzeti alınır ve bagımlısı olma duygusu olur diye düşünüyorum. :laugh


mesajın sonunda belki daha kısa şeyler ekledim olaki okumaya üşenirsiniz :angel:

Risale-i Nur’un dili; Türkçe, Arapça ve Farsça’nın karışımı olan eski Türkçe olduğu için, bu sayılan dillerin Risale’de çok kullanılan pratik kurallarını bilmemiz gerekir.

Osmanlıca’da tamlamaların kelimeleri (Türkçe’ye göre) ters gelirler. Mesela, “salih amel” tamlaması “amel-i salih” şeklinde ifade edilir. Misaller: Alem-i kabir (kabir alemi), nur-u iman, kitab-ı mukaddes, daire-i imkan, dava-i nübüvvet, Sultan-ı ezeli, Fahr-ı alem...

EKLER

1-“Bi” Eki: Arapça’da “ile” manasına gelir. Misaller: Bilittifak (ittifakla), bizzarure, bilmüşahede, bittecrübe, binniyet...
2-“Bila” Eki: “-sız”, “-siz” manalarına gelir. Misaller: Bilaistisna (istisnasız), bilatereddüt, bilaperva...
3-“Bi” Eki: Bu ek de “-sız”, “-siz” manalarına gelir. Misaller: Biçare (çaresiz), bikarar, bitaraf...
4-“Zü, ze, zi” Ekleri: Bu ekler, aynı kelimenin, cümledeki yerine göre değişik kullanış şekilleridir. Sahipliği ifade ederler. Misaller: Zihayat (hayat sahibi), zişuur, ziakıl, zikudret, ze’l-celal, zü’l-kemal...
5-“Ane” Eki: Bu ek kelimenin sonunda gelir. Mesela, “ahmakane” kelimesi; ahmakça, ahmakçasına, ahmak gibi, ahmalık yararak manalarına gelir. Misaller: Alimane (alimcesine), cahilane, samimane...
6-“Gah” Eki: Mekanı belirtir. Misaller: Karargah (kararyeri), temaşagah, seyrangah, mütaalagah...
7-“Yet” Eki: “-lık”, “-lik” manalarına gelir. Misaller: Abdiyet (kulluk), mesuliyet, İslamiyet, hakimiyet...

ÇOĞUL KALIPLARI

Arapça’da çoğullar bizde olduğu gibi ifade edilmez. Arapça; Türkçe gibi eklemeli değil, çekimli bir dildir. Arapça’da genellikle herşeyin kalıbı vardır. Çoğulların da belli kalıpları vardır. Ve Risale’de bunların pekçoğu kullanılmıştır.

Bir kelimenin hangi çoğul kalıbına girdiğini tam olarak bilemeyiz. Çünkü bu konuda belli bir kural yoktur. Fakat, çoğullarda da kelimenin aslında kullanılan harfler kullanıldığından, hangi çoğulun hangi kelimeye ait olduğu kestirilebilir. Risale’de bolca geçen çoğul kalıplarından bazıları:

1. Kalıp: Lafız-elfaz, din-edyan, sebeb-esbab, şey-eşya, mevt-emvat...
2. Kalıp: Kalb-kulub, akıl-ukul, hak-hukuk, şart-şurut, harf-huruf...
3. Kalıp: Nebi-enbiya, veli-evliya, zeki-ezkiya, ğani-ağniya, şaki-eşkiya...
4. Kalıp: Kafir-küffar, hakim-hukkam, talib-tullab, facir-füccar, katip-küttab...
5. Kalıp: Düstur-desatir, delil-delail, emir-evamir, lezzet-lezaiz...
6. Kalıp: Fakir-fukara, alim-ulema, edib-üdeba, şehid-şüheda, vezir-vüzera...
7. Kalıp: Hacet-hacat, dua-daavat, hayvan-hayvanat, muamele-muamelat, esas-esasat...

MUHTELİF KALIPLAR

Arapça’da bir kelime, mesela “el-ilm” kelimesi 300 küsur farklı kalıba girebilmektedir. Burada Risale’de çok kullanılan bazı kalıplar deyineceğiz. Mesela, masdarlar (yapmak), ism-i failler (yapan) ve ism-i mef’uller (yapılan) Risale’de çok yerde geçer.

*********
Arapça’da bir şeyin sonuna şeddeli “ô”(ye) gelirse, bu bir şeye aitliği ve mensubiyeti ifade eder. Mesela, “Mekke’li” veya “Mekke’ye ait olan” manalarına gelen “Mekkiyyün” kelimesi gibi... “Mekkiyyün” kelimesi “Mekki” şeklinde de ifade edilir. Bütün mensubiyet ifade eden isimlerde de bu geçerlidir. Misaller: İmaniyye (imanla ilgili, imana ait), ebediyye, akliyye.../ Buhari (Buhara’lı), İslami, Nebevi, cismani...

“Kemal” ve “mutlak” kelimeleri, Risale’de bolca kullanılan terimlerdendir. “Kemal” tamlığı ve mükemmelliği ifade eder. Misaller: Kemal-i emniyet (mükemmel, tam bir emniyet), kemal-i ciddiyet, kemal-i intizam, kemal-i rahat, kemal-i hüsün...

“Mutlak” kelimesi ise; bütünüyle, tam tamına, her yönüyle, son derece manalarına gelir. Misaller: Aciz-i mutlak (her yönüyle aciz), fakr-ı mutlak, abesiyet-i mutlaka, kudret-i mutlaka...

Risale’de bazı İsm-i tafdil’ler de kullanılır. Mesela, “Kebir” büyük demektir. “Ekber” ise daha büyük manasına gelir. Misaller: Cemil-ecmel, karib-akreb, layık-elyak, lazım-elzem, kamil-ekmel...

http://www.islamiforum.com/Risale-i-Nurand39u-Anlamada-Pratik-Yollar-t13352.html
-------------------------------------------------------------------------------

Not: (drmavi) Arkadaşlarımıza şöyle bir ipucu da verebiliriz: Size yabancı gibi görülen bir kelime aslında üzerinde yoğunlaşarak düşünüldüğünde ve o kelimenin kökü üzerinde bilinçaltı arşiv araştırması yapıldığında kısa zamanda bazı aşina olduğunuz kelimelerin hemen üşüştüğünü görebilirsiniz. (Sohbetlerde bu yöntemi arkadaşlara uyguladığımızda son derece başarılı sonuçlar alınmıştı).

Bunun için öncelikle zor gibi görünen bir kelimenin kök harfleri üzerinde durmaya çalışınız. Bunu tesbit için de öncelikle ek harfleri çıkarmak bu konuda son derece yardımcı olacaktır.

Ek harfler ise genellikle kelimelerin başlarında bulunan "mim" "M" harfleridir. Bazen "elif" ve bazen de "t" harfi de olabilir. Bu konudaki detay arapça gramer bilgisini bilmeye bağlıdır şüphesiz. İmam Hatipte okuyanların böyle bir avantajı vardır. Ne var ki herkes için belli kolaylık da sağlamaktadır bu yöntem.

Misal: Mütereddid. Buradaki "m" harfini, sesli harfle birlikte tabi ki, kaldırdığınız zaman, çok aşina olduğunuz bir kelime ile karşılaşıverirsiniz:

"Tereddüd"

"Te" harfini de kaldırırsanız hep bildiğimiz kullandığımız "Red" kök harflerini elde ederiz. Reddetmek geri çevirmek kabul etmemek onaylamamak çekimserlik anlamları ile yola çıkılarak fikir sahibi olunabilir.

Anlarsınız ki mütereddid kavramı tereddüt etmekle ilgilidir, mütereddid tereddüd eden şüpheye düşen çekimser kalan demektir. Böylece en azından cümlenin genel anlamı hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz.

MİSAL:

Münevvir, Tenevvür, Mütenevvir

"Mü" "Te" "Mü-te" harflerini kaldırınız, seslileri yok sayınız.

karşınıza "NVR" kök harfleri gelir. Yani "NUR" olur.

Anlarsınız ki bu iki kelime nur ile ilgili, vermek veya almakla alakalıdır. Cümlenin bütünlüğü içinde düşündüğünüzde anlam kendiliğinden oluşuverir.

Tenevvür ettim, nurlandım aydınlandım
Münevvir, nur verici nurlandırıcı, aydınlatıcı
Mütenevvir, nurlanmış aydınlanmış gibi anlamlar yerine oturur.

MİSAL: Tahmil, Mütehammil

Diyeceksiniz ki hiç duymadığım iki kelime... Hayır!. Çok iyi bildiğiniz iki kelime!

Köküne ininiz. "Ta" ve "Mü-te" harflerini atınız.
"Hmil" ve "Hammil" kelimeleri kalır. Bu ne demektir?
Tedai ile sık kullandığımız kelimelere ulaşınız burdan.
"Hammal" gibi... "Hamile" gibi... Yani ağır yük taşımakla ilgili bir anlam ihtiva ettiği çok açık.

Mütehammil kelimesi demek ki ağır yüke karşı dayanmakla ilgili bir anlam taşıyor. Burdan belki de anlamı bilinemeyen "Hamele-i Arş" mefhumu da anlaşılmış olacaktır. Arş gibi ağır bir yükü taşıyan melekleri anlayabileceğiz.

Bu arada "Hamule" kelimesini de duymadım bilemiyorum diyemeyeceksiniz bakın artık!

Çok da ağır(!) kelimeler hamuleler değilmiş risale-i nur'un sözleri demek ki bakınız! Dilimize kondurulmuş nice ağır kelimeler kavramlar yabancı sözcükler dolaşıp durmuyor mu zaten!


MİSAL: "Musahhar" ayetlerde ve eserlerde sıkça geçer

"Mu" ekini ve seslileri atalım. Çift harfleri tek kabul edelim, kök "Shr" olur.
Ne çağrıştırıyor size bu üç harften kelimeler türetin. Yarışmalarda hece kelime verilip yeni kelimeler türetilmesi istenmesi gibi. Eminim ki "shr" kelimesi öncelikle size "Sihir" kelimesini hatırlatacaktır. Büyülemek büyülenmek etkilemek etkilenmek anlamları zihninizde uçuşacaktır. Büyülenmiş insan adeta iradesini kaybetmiş bir emre uyup peşisıra gitmektedir. "Yerleri gökleri de Rabbimiz adeta büyülenmiş bir hizmetkar gibi bizim peşimizden koşturmaktadır" gibi engin bir düşünce ile "Musahhar" kavramını daha bir lezzetli anlamanız da mümkün olabilecektir. "Teshir" kelimesi de geçtiği cümle bütünlüğü içinde benzer manayı ifade edecektir. Hep köke asla temele ana ifadeye yöneliyoruz oradan çıkış yapıyoruz demek ki!

MİSAL: "Mugayyebat" kelimesini ilk duyanlarndan olabilirsiniz. Ama bu yöntemle bildiğiniz kelimeleri de içinde sakladığını keşfedebilirsiniz. "Mu" ekini atar, bilinmezlik madde ötesi veya gelecek gibi anlamları ifade eden "gayb" kelimesini hemen farkedebilirsiniz ki türkçemize gayıb-kayıp olarak yerleşmiş bir kelimedir. Yukarda açıklandığı gibi kelime sonlarındaki "at" ekinin çoğul anlamını ifade ettiğini de bilmeniz işi kolaylaştırır. Bir ayetten iktibas edilerek sorulan "Mugayyebat-ı Hamse"ye yabancı değilsiniz artık.

Kökü itibariyle "Haram" kelimesini hemen çağrıştıran "Muharremat" kavramına da ...

Örnekleri çoğaltmak mümkündür umarım arkadaşlarımıza bir fikir verebilmişizdir.

Feyizli tefekkürlü okumalar diliyoruz.

Münevver ve Münevvir olunuz cihanı tenvir ediniz efendim! (nurlanınız-nur yayınız-nurlandırınız)
__________________________________________________Özet

1-tamlama=ikili kelimeler,bunları ters çevirerek oku zamanla alışıyorsun kendiliginden oluyor :p

2-karşılaştıgın bütün kelimelerde başlardaki ma’ları te’leri at sonra sesli harflerin hepsini at
geri kalan sessiz harfler günlük dilde hangi kelimeye benzer diye düşünmeye çalış ;D

örnek: tefekkür>>fekkür>>f,k,r tamam şimdi buldum FİKİR :eek:

ubudiyet>>b,d,t>> İBADET

kulub>>k,l,b>>kalp_kalpler

küffar>>k,f,r>>kafir_kafirler

evamir>>e,m,r>>emir,emirler

memlük>>m,l,k>>malik olmakla ilgili köle

3-bir de uçuk bir fikir:lugattan T , M, S ile başlayan kelimeleri okuyun ne gelirse başa onlardan geliyor :sleepy:
 

Ukbaa

Well-known member
Allah razı olsun kardeş
Çok yararlı bi paylaşım


3-bir de uçuk bir fikir:lugattan T , M, S ile başlayan kelimeleri okuyun ne gelirse başa onlardan geliyor

Bu fikri tuttum :dft012: :D


Rabbim Risale-i Nur'lari hakkıyla idrak edebilmeyi nasip etsin...
 
Üst