[Üstad'ın Eskişehir'de bir otelde kaldığı sırada onu ziyarete gider. Fakat Üstad'la görüştürülmez o hüzünlü hatırasını devamlı anlatır. Üstad kendisiyle görüştürülmediği sırada: "Hulusi'nin kokusunu alıyorum. Bu yerlerde arayın, bulun" der. Bu emir üzerine Hulusi Bey heyecanla aranır. Bulunur ve görüştürülür. Fakat bu vak'a onda unutamayacağı kadar İzler bırakır.
Yıllar yılı birbirlerini hiç görmedikleri halde devamlı mektuplaşan Re'fet Bey'le 1975 senesinde Ankara'da buluşurlar. Seksenlik iki muhib askerin, birbirlerine karşı iltifatı ve hasret gidermeleri, seyredenleri büyüler.
Bu yazıyı hazırlamam esnasında kendilerinden bilgi istediğimiz Mustafa Erdem anlatıyor: "Hulusi Efendi mücessem ihlasdı. O mübarek zata ait birkaç hususu arza, onun şu sözleriyle başlamak istiyorum: "Övünmek İçin söylemiyorum, şükran-ı nimet olsun diye söylüyorum. Cenab-ı Hak bana ihlas lütfetmiş. Allah'ın rızasından başka hiçbir gaye gütmedim. Hepinizin kötülemeniz de, medh ü senanız da benim için birdir, böbürlenme olursa ihlas gider, kısır kalır."
Yine bir gün buyurdular: "Re'fet Bey bir gün defterinden bana şunu gösterdi; Üstad Hazretleri buyurmuşlar; Hulusi ihlasıyla, Sabri sadakatiyle, Hüsrev kalemiyle... "
Üstad'ın huzurunda Risale-i Hamidiye'yı bir vesile ile okuduğundan bahsetmişler. Üstad Hazretleri: "Kardeşim o odunlar daha yeni nurlandı" buyurmuşlar. Yine "îmana faydası olmayan bilgiler odun mesabesindedir" diye ilave etmişler.
Şu hadîsle vasiyyet etmişlerdi: "Öylelerle otur kalk ki Allah'ı unuttuğunda hatırlatsın, unutmamışsan daha da kuvvetlendirsin. (...) Şayet imanını tahkika çıkarmak sana dert olmuşsa eserleri tefekkürane okuman lazım."
Yıllar yılı birbirlerini hiç görmedikleri halde devamlı mektuplaşan Re'fet Bey'le 1975 senesinde Ankara'da buluşurlar. Seksenlik iki muhib askerin, birbirlerine karşı iltifatı ve hasret gidermeleri, seyredenleri büyüler.
Bu yazıyı hazırlamam esnasında kendilerinden bilgi istediğimiz Mustafa Erdem anlatıyor: "Hulusi Efendi mücessem ihlasdı. O mübarek zata ait birkaç hususu arza, onun şu sözleriyle başlamak istiyorum: "Övünmek İçin söylemiyorum, şükran-ı nimet olsun diye söylüyorum. Cenab-ı Hak bana ihlas lütfetmiş. Allah'ın rızasından başka hiçbir gaye gütmedim. Hepinizin kötülemeniz de, medh ü senanız da benim için birdir, böbürlenme olursa ihlas gider, kısır kalır."
Yine bir gün buyurdular: "Re'fet Bey bir gün defterinden bana şunu gösterdi; Üstad Hazretleri buyurmuşlar; Hulusi ihlasıyla, Sabri sadakatiyle, Hüsrev kalemiyle... "
Üstad'ın huzurunda Risale-i Hamidiye'yı bir vesile ile okuduğundan bahsetmişler. Üstad Hazretleri: "Kardeşim o odunlar daha yeni nurlandı" buyurmuşlar. Yine "îmana faydası olmayan bilgiler odun mesabesindedir" diye ilave etmişler.
Şu hadîsle vasiyyet etmişlerdi: "Öylelerle otur kalk ki Allah'ı unuttuğunda hatırlatsın, unutmamışsan daha da kuvvetlendirsin. (...) Şayet imanını tahkika çıkarmak sana dert olmuşsa eserleri tefekkürane okuman lazım."