Hadis Sohbetleri 66:KIYAMET GÜNÜ SORULACAK SORULAR

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


besmele-arapca1.jpg



Selamünaleyküm Degerli Kardeslerim;

avatar.jpg


Bu haftaki Hadis Sohbetleri dersimiz basladi.

avatar.jpg

Buyrun beraber mütaala edelim anladiklarimizi paylasalim insallah..


[BILGI]
Ebu Berze Nadle İbni Ubeyd el-Eslemî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


"Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz."


[/BILGI]

 

Livza

Well-known member
ınsanlar, kıyamet gününde,dünyada yaptıkları her işten hesaba çekilirler. Burada sayılan beş şey, hesap esnasında sorulacak olanların en önemlileridir. Yoksa, sadece bunlardan sorumlu tutulup başka şeylerden sorumlu olmayacakları düşünülemez.Fakat sayılanlardışında kalan hususlar, bunların detayları, şubeleri kabul edilebilir. ınsanın hayatı kendisine Allah'ın bir emanetidir; bu emanete hıyanet etmemesi gerekir. Bir insan, hayatını Allah'ın emirleri ve yasakları doğrultusunda geçirirse, emanete hıyanet etmemiş olur.

ıslami anlayışa göre ilim, insana doğruyu ve yanlışı gösterir. Bilen kimse, öncelikle bilgisini hareketlerine hakim kılar ve ona göre davranışlar ortaya koyar. Böylece başkalarına örnek oluşunun yanında, insanları bilgilendirme sorumluluğunu da taşır. Herkes, kıyamet gününde,Allah huzurunda, bildiği kadarıyla vazifesini yapıp yapmadığından, ilmini hayatına uygulayıp uygulamadığındanhesaba çekilecektir.

ıslam dini, insanın mal kazanması ve zengin olmasını teşvik eder. Çalışıp çabalamayı, elinin emeğiyle geçinmeyi ve başkasına muhtaç duruma düşmemeyi tavsiye eder. Bütün bu konularda koyduğu tek prensip, malı ve mülkü helal yollardan kazanmak, haram yollara sapmamak ve malın hakkını vermektir. Fakat sadece meşru yollardan kazanmakla iş bitmemekte, kazancın nereye venasıl sarf edildiğinin de bilinci içinde olunması gerekmektedir. Bunlar yerine getirildiği takdirde, kişinin Allah huzurunda hesap verebilmek için üzerine düşen asgarî şartlara uyduğu söylenebilir; istenilen de bundan ibarettir.

ınsana verilen nimetlerin en kıymetlilerinden biri de sağlık ve sıhhattir. Çok kere bir nimeti kaybetmeden onun kıymetini bilemeyiz. Hasta olmadanönce sağlığın kıymetini bilemeyişimiz de bunun önemli örneklerinden biridir. Vücut ve ruh sağlığına sahip olmak, her şeyden önce gelir. Bunları korumak için bütün tedbirleri almak, en başta gelen sorumluluklarımız arasındadır. Zira kıyamet gününde, vücudumuzu koruyup korumadığımızdan da hesaba çekileceğiz.

* Ebu Berze Nadle ıbni Ubeyd el-Eslemî (radıyallahu anh')den rivayet edildiğine göre, Resülullah (sas) şöyle buyurdu:

"Hiçbir kul, kıyamet gününde,ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıpnerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz."(Tirmizî,Kıyamet 1)

Sayı: 186 Bölüm: Kısa Kısa

Zaman - Ailem
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Tüm insanlığı hayat veren sözleriyle uyaran Allah'ın Resulü (a.s.m.), "verilen nimetlerin hakkıyla değerlendirilmesi" konusunda çok durmuştur.

Nitekim konuyla ilgili bir hadislerinde şöyle buyurur:

"İnsanoğluna şu beş şeyden hesap sorulmadıkça onun ayakları Kıyâmet Gününde Rabbinin huzurundan ayrılmayacaktır: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve öğrendiği ilimle nasıl amel ettiğinden." (Tirmizi, Sıfâtü-l Kıyâme: 1)

Görüldüğü gibi burada her yaş ve her baştaki insanı yakından ilgilendiren beş nimetin hesabının sorulacağı belirtilmektedir.
Ömrünü nerede tükettiğinin sorulması, bir bakıma "hayat nimeti"nin ve insana ihsan edilen "zaman"ın nerede harcandığıyla ilgilidir. İnsana, hayatı ve zamanı ihsan eden Allah olduğuna göre, bu nimet Onun rızası ve emirleri doğrultusunda kullanılmalıdır.

Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), İbn-i Abbas'dan rivâyet edilen bir hadiste, "İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit" (Tirmizi, Zühd: 2405) buyurarak, mühim bir zaafımıza dikkat çekmiştir. Maalesef, birçoğumuz, özellikle sıhhat ve zaman bakımından bol imkânları bulunan gençler, bu hususta yanılmaktadırlar.

"Gençliği nerede yıprattığı"nın sorulması ise, doğrudan gençleri ilgilendirmektedir. Bu sorgulama, "gençliğin güzel yaşamak, hoşça vakit geçirmek, gülüp eğlenmek" için verilmediğini göstermektedir. Madem ki gençlik, Allah'ın nimetleri bakımından birçok artıları olan bir devredir; onun şükrü de, bu nimeti Allah'ın izni dairesinde kullanmaktır. Gençlere ihsan edilen "güç, kuvvet, sıhhat, âfiyet" gibi nimetler, daha fazla sevap kazanmanın birer vasıtası olmazlarsa, dünyada da, âhirette de başımıza belâ olabilirler.


"Malın nerede kazanılıp nerede harcandığının" sorulması da, tüm insanları uyaran bir alârm zili hükmündedir. Çünkü, bu cümleyle, herkesin helâl kazanıp helâl yollara harcaması istenmektedir. Parayı Allah'ın razı olduğu yollarla kazanmak ve Onun rızasına uygun yerlere sarf etmek, dünyevî harcamalarımızda israf etmemek gerekir.

"Öğrenilen ilimle nasıl amel ettiği"nin sorulması, aslolanın öğrenmek değil, onu hayata geçirmek olduğunu göstermektedir. Kur'an'da Rabbimiz öğrendiği ilmi uygulamayan insanları, "kitap taşıyan eşeklere" benzetmektedir. Çünkü, her ikisinin de taşıdığı ilimden bir kazancı yoktur. Yine Peygamberimizin (a.s.m.), "İnsanlar helâk oldular âlimler müstesna, âlimler de helâk oldular ilmiyle amel edenler müstesnâ, amel edenler de helâk oldular ihlâslı olanlar müstesnâ, ihlâslılar da büyük bir tehlikenin üzerindedirler" hadîsi, hepimizi titretmeli ve daha bir dikkatli olmaya sevk etmelidir.

Yukarıdaki izahlarla birlikte bu hadiste önemli bir soruya da cevap var.

Bu hadis, "Yaşlanınca ibâdet ederiz" diyen gençlerin büyük bir hata ettiğini gösteriyor. Böylece insanın sadece yaşlılık döneminden değil, gençliğinde yaptıklarından da sorumlu olduğu ihtar ediliyor.

Nitekim Kur'an'da Zilzal Sûresinde, "Kim zerre kadar iyilik yaparsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yaparsa onu görür" buyrularak, insanın bütün ömründe yaptıklarından sorumlu olduğu ifâde edilmiştir.

Yukarıdaki hadîsimizi tamamlayan şu hadîsteki uyarılara da kulak vermek gerekir:

"Beş şey gelmeden evvel beş şeyi fırsat bil:

1. Ölüm gelmeden önce hayatının,
2. Hastalık gelmeden önce sağlığının,
3. Meşguliyet gelip çatmadan önce boş vaktinin,
4. İhtiyarlık gelmeden önce gençliğinin,
5. Fakirlik gelmeden önce zenginliğinin." (Hâkim: Müstedrek)

Rabbim cümlemizi, "hayatını, sağlığını, vaktini, gençliğini ve zenginliğini" Allah'ın rızası yolunda sarf edenlerden eylesin.

Yazar:

Cemil Tokpınar
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
KIYAMET GÜNÜ SORULACAK SORULAR


408. Ebu Berze Nadle İbni Ubeyd el-Eslemî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


"Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz."



Açıklamalar

İnsanlar, kıyamet gününde, dünyada yaptıkları her işten hesaba çekilirler. Burada sayılan beş şey, hesap esnasında sorulacak olanların en önemlileridir. Yoksa, sadece bunlardan sorumlu tutulup başka şeylerden sorumlu olmayacakları düşünülemez. Fakat sayılanlar dışında kalan
şeyler, bunların detayları, şubeleri kabul edilebilir. İnsanın hayatı kendisine Allah'ın bir emanetidir; bu emanete hıyanet etmemesi gerekir. Bir insan, hayatım Allah'ın emirleri ve yasakları doğrultusunda geçirirse, emanete hıyanet etmemiş olur.


İslami anlayışa göre ilim, insana doğruyu ve yanlışı gösterir. Bilen kimse, öncelikle bilgisini hareketlerine hakim kılar ve ona göre davranışlar ortaya koyar. Böylece başkalarına örnek oluşunun yanında, insanları bilgilendirme sorumluluğunu da taşır. Herkes, kıyamet gününde,
Allah huzurunda, bildiği kadarıyla vazifesini yapıp yapmadığından, ilmini hayatına uygulayıp uygulamadığından hesaba çekilecektir.


İslam dini, insanın mal kazanması ve zengin olmasına engel olmaz. Tam aksine, çalışıp çabalamayı, elinin emeğiyle geçinmeyi ve başkasına muhtaç duruma düşmemeyi tavsiye eder. Bütün bu konularda koyduğu tek prensip, malı ve mülkü helal yollardan kazanmak, haram yollara sapmamak ve malın hakkını vermektir. Fakat sadece meşru yollardan kazanmakla iş bitmemekte, kazancın nereye ve nasıl sarfedildiğinin de bilinci içinde olunması gerekmektedir. Bunlar yerine getirildiği takdirde, kişinin Allah huzurunda hesap verebilmek için üzerine düşen asgarî şartlara uyduğu söylenebilir; istenilen de bundan ibarettir.


İnsana verilen nimetlerin en kıymetlilerinden biri de sağlık ve sıhhattir. Çok kere bir nimeti kaybetmeden onun kıymetini bilemeyiz. Hasta olmadan önce sağlığın kıymetini bilemeyişimiz de bunun önemli örneklerinden biridir. Vücut ve ruh sağlığına sahip olmak, her şeyden önce gelir. Bunları korumak için bütün tedbirleri almak, en başta gelen görevlerimiz arasındadır. Zira kıyamet gününde, vücudumuzu koruyup korumadığımızdan da hesaba çekileceğiz.



Hadisten Öğrendiklerimiz

1. Kıyamet gününde hesap haktır.
2. insan bu dünyada yaptığı her şeyden hesaba çekilecektir.
3. Hayat insan için bir nimet olup, bunun kıymetini bilmesi gerekir.
4. İnsan faydalı ilimler öğrenmeli ve ilmiyle amil olmalı, ibadet ve taatlerinde samimi davranmalıdır.
5. Mal ve mülk helal yoldan kazanılmalı ve meşru şekilde harcanmalıdır.
6. Haramlardan sakınmak suretiyle sağlık ve sıhhatimizi korumak görevimizdir.
 
Üst