Cevap: Vecize Analizi - 10 "Zira helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir."
"Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azab çekmektir." kaidesi sırrınca, siz, fıtratınızdaki Cenab-ı Hakk'ın zât ve sıfât ve esmasına sarfedilecek muhabbet ve marifet istidadını ve şükür ve ibadat cihazatını, nefsinize ve dünyaya gayr-ı meşru bir surette sarfettiğinizden, bil-istihkak cezasını çekiyorsunuz.
Çünki Cenab-ı Hakk'a ait muhabbeti, nefsinize verdiniz.
Mahbubunuz olan nefsinizin hadsiz belasını çekiyorsunuz.
Çünki hakikî bir rahatı o mahbubunuza vermiyorsunuz.
Hem onu, hakikî mahbub olan Kadîr-i Mutlak'a tevekkül ile teslim etmiyorsunuz, daima elem çekiyorsunuz.
Hem Cenab-ı Hakk'ın esma ve sıfâtına ait muhabbeti, dünyaya verdiniz ve âsâr-ı san'atını, âlemin esbabına taksim ettiniz; belasını çekiyorsunuz.
Çünki o hadsiz mahbublarınızın bir kısmı size Allahaısmarladık demeyip, size arkasını çevirip, bırakıp gidiyor. Bir kısmı sizi hiç tanımıyor, tanısa da sizi sevmiyor.
Sevse de size bir fayda vermiyor.
Daima hadsiz firaklardan ve ümidsiz dönmemek üzere zevallerden azab çekiyorsunuz.(Sözler - 634)
Buradaki "Gayrı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz bir azap çekmektir." cümlesini nasıl anlamalıyız ?
İslamiyet'in helal kıldığı şeklin dışında her türlü sevmekler ve muhabbetler gayrı meşrudur ve dinen yasaklanmıştır. Kafirlerin işledikleri günahlar o kadar dehşetlidir ki ancak cehennem temizler. Müslümanlar ise, büyük günah işlememek şartıyla, bu dünyada Cenab-ı Hakk'ın vermiş olduğu bazı sıkıntılara sabır ve tahammülle mukabele ederse mükafatı büyük olur. Belki günahlarını affettirir inşaallah. İşte bir Müslüman Cenab-ı Hakk'ın rızası haricinde bazı sevmeklere girerse, Cenab-ı Hakk bunu cehenneme bırakmak istemediği için bu dünyadakilere de ibretlik olması için merhametsiz bir azaba düçar kılmaktadır.
Çünkü o gaflette olan genç: "Cenab-ı Hakk gafururrahimdir, hem cehennem pek uzaktır" deyip gaflete düşüp günahlarına devam edebilir. İşte Cenab-ı Hakk acil bir musibet vermekle onu uyandırmak ister.
Bir insanın her türlü günahtan uzak kalması gerekir. Zamanımız günahların bir sel gibi her tarafı istila ettiği dehşetli bir zamandır. Böyle bir devirde günahlardan uzak kalmak çok daha zorlaşmış ve buna göre de daha da önem kazanmıştır.
Günahlar içinde en dehşetlilerinden biri harama nazardır. Maalesef çıplaklık yaygınlaşmış, nazarlar kirlenmiştir. Haram nazar gözün zinası anlamına gelir ve zinaya da kapıyı aralar. Gözüne dikkat etmeyen kimseler takva mertebesine varamazlar ve kendilerini günahlardan koruyamazlar.
Bilindiği gibi gözde arıza olduğunda, insana ehliyet vermezler.
Mevlana Celaleddin-i Rumi nin şu sözü manidardır,
"Ey nefis, Harama bakmakla cünüb olan(kirlenen) gözüne, gözyaşlarıyla gusül yaptır ki temizlenesin"
Günah ve İsyanın Sonuçları:
- İlimden yoksun kalmak: Zira, ilim, günahkâra verilmez.
- Rızkın kesilmesi: Günâhkârın rızkı harama gider, Allah'ın bereket ve ihsanı kalkar.
- Kalp ve ruhun bozulması: Fıtrata uygun hal bozulur, hissizlik, vicdansızlık, korkusuzlukla tövbeden uzaklaşır. İç dünya kararır, kalp paslanır, haya duygusu ve ahlâk kalkar.
- İnsanlardan uzaklaşma: Nefsi ve en yakınlarıyla, toplumla yabancılaşan günâhkâr yalnız kalmaya mahkum olur.
- Her günâh iz bırakır: Günâhların sonucu vücud, akıl ve diğer organlarda bir kötülük doğurur. Her günâh bir başka günâha yol açar.
- Her günâh, İslâm dışı gelmiş geçmiş bütün çirkin ulusların mirasıdır. Kibirlenmek Firavun'un; eşcinsellik Lût kavminin mirasıdır.
- Günâh ve isyân, Allah'ın azabının hak olmasına yol açar. Bela ve musibet gelir. Günâhın geçmişe, şimdiye ve gelecek kuşaklara zararı dokunur.
- Günâhkârlar, meleklerin tövbe ve istiğfarlarından, Hz. Peygamber'in (s.a.s) şefaatinden mahrum kalırlar. Günâhlar insanların imanını zayıflatır.
(1) bk.Sözler, On Üçüncü Söz.; Kastamonu Lahikası.