Kadın Olmak Mı Daha Zordur Erkek Olmak Mı???

bo$ver

Active member
sen çok soru soruyosun yahu=))

her ikisi de zordur; aslına bakarsan insan olmak ya da insan kalabilmek zordur her fert için;)
 

DAVAMÞEHADET

Well-known member
"Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi, sırf birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin
allah.gif
nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır." (60)

"Ey insanlar! Sizi bir tek candan yaratan, ondan da yine onun zevcesini vücûda getiren ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabb’inizden korkun!" (61)
Kur’ân-ı Kerîm, kadın ile erkek arasında hiçbir ayırım yapmamakta, her ikisine de aynı hak ve sorumlulukları yüklemektedir. Bununla ilgili olarak âyet-i kerîmede: "Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, tâate devam eden erkekler ve tâate devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevâzî erkekler ve mütevâzî kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allâh’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte
allah.gif
, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfât hazırlamıştır." (62) buyurulur. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de:

"Şüphe yok ki, kadınlar erkeklerin dengi, benzeri ve tam bir eşidir." (63) buyurur.
Diğer bir hadîs-i şerîfte:
"Kadın-erkek bütün insanlar, tarak dişleri gibi birbirlerine eşittirler." (64) buyurulur.
Hz. Ömer (r.a.) bir gün Medîne-i Münevvere’de Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in minberine çıkıp cemâate hutbe îrâd etmiş, hutbesinde müslümânlara, evlenirken mehri azaltmalarını söylemişti. Kadın cemâatten uzun boylu bir hanım çıkıp:
"Ey Ömer, bunu söylemeğe hakkın yoktur!"
demiş ve Kur’ân-ı Kerîm’den en-Nisâ sûresinin 20. ve 21. âyet-i kerîmelerini delîl göstermişti. Bunun üzerine Halîfe:
"Allâh Allâh! Kadın, Ömer’le mübâhase etmiş ve onu susturmuş!.." diyerek sözünü geri almıştı. (65)
Yine Hz. Ömer (r.a.), halîfeliği esnasında kadınlarla istişârede bulunuyor, onların görüşlerini alıyordu. Hz. Ömer (r.a.), kızı Hz. Hafsa (r.anha)’ya, kadınların kocalarından ne kadar süre ayrı kalmaya sabredeceklerini sormuş, kızının O’na verdiği cevaba uygun olarak, bu süreyi dört ay olarak belirlemiştir. Ayrıca Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in Hz. Aişe (r.anhâ) hakkında:
"Dîninizin yarısını bu Hümeyrâ’dan öğreniniz!" buyurması da dikkat çekicidir.
Bu örneklerden; kadın için aklî ve dînî yönden herhangi bir eksikliğin söz konusu olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Eğer böyle olsaydı, aklî yönden eksik olan bir varlığın, herhangi bir dînî sorumluluğunun olmaması gerekirdi. Oysa kadın ve erkek her müslümanın, Allâh’ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmak hususunda aynı derecede mükellef oldukları, âyet-i kerîmelerde açıkça belirtilmektedir. (66)
Dînî sorumluluk bakımından da erkekle kadın arasında eşitlik vardır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
"Mü’min olduğu halde, erkek ve kadından kim bir takım sâlih amellerde bulunursa, işte bu gibiler cennete girerler ve zerre kadar zulmedilmezler." (67)
âyetiyle inanıp da iyi işler işleyen herkesin, erkek olsun kadın olsun, aynı şekilde mükâfâta kavuşacakları ve kendilerine en küçük bir haksızlığın yapılmayacağı belirtilmektedir.
Başka bir âyet-i kerîmede de:
"Erkek ve kadın, mü’min olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfâtlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeliyle veririz.." (68) buyurulur.
Bu âyet-i kerîmede yüce Allâh, kadın-erkek ayırımı yapmadan, inanıp sâlih amel işleyenlere güzel bir hayat yaşatacağını müjdelemektedir.
İslâm dînine göre kadın ve erkek, birbirlerinin hak yoldaki yardımcısı ve destekleyicisidirler. Birbirlerini
allah.gif
yolunda ilerlemeye teşvik ederek, yaratılışlarının amacı olan dünyâ ve âhıret mutluluğunu kazanmaya çalışırlar. Kur’ân-ı Kerîm de:

"Mü’min erkekler de, mü’min kadınlar da birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır. İyiliği emrederler, kötülükten vaz geçirmeye çalışırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler,
allah.gif
’a ve Rasûlü’ne itâat ederler. İşte bunları,
allah.gif
rahmetiyle bağışlayacaktır. Gerçekten
allah.gif
, Azîz’dir, Hakîm’dir." (69) buyurarak kadını hakîkî mânâda insan olma mertebesine ulaştırmıştır.

(60) el Hucurât: 13.
(61) en-Nisâ: 1.
(62) el-Ahzâb: 35.
(63) İbn-i Hamza, el-Beyân ve’t-Ta’rîf, s. 261.
(64) Ö. N. Bilmen, a.g.e., c. II, s. 73-74.
(65) İbn-i Kesîr, en-Nisâ, 20-21. âyetin tefsîri.
(66) en-Nahl: 97, el-Mâide: 38, en-Nûr: 2.
(67) en-Nisâ: 124.
(68) en-Nahl: 97.
(69) et-Tevbe. 71
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Her seyin bir yaratilis gayesi vardir.

Her varlik kendi yaratilis gayesine ve kabiliyetlerine gore istihdam etmezse, kendi fitratina aykiri veya fazla seyler yaparsa her iki taraf içinde yasam zorlasir.

Kadin erkek iliskisindeki adelet dengesi olusmaz. Bu adalet olusmayincada yasam iki taraf icinde guclesir.

Zorlugunda azi cogu yoktur. Biri için zor olan baskasini için hafiflesebilir, bu asamadada adalet olusur.
 
Üst