Kur’an ve sünnet penceresinden tasavvufi hayat (4)

mihrimah

Well-known member
İnsan maddi doğumuyla gözlerini dünya âlemine açar. Sonra insan tekâmül ederek ikinci bir doğuma hazır hala gelir. Yani ’’mülk’’ âleminden ’’melekût’’ âlemine hazırlanır. Mülk âleminde bizi anne ve baba korur ve bakar. Melekût âlemine hazırlanırken bu işi manevi ebeveyn olan mürşitler, Allah dostları veliler yapar. Bu ikinci hayat bizim ebedi hayatımızla ilgilidir. İşte tasavvufi düşüncede ebedi hayatı başlatan doğumu gerçekleştirdiği içindir ki mürşide ’’ sürekli mutluluğun hazırlayıcısı’’ gözüyle bakılmıştır. Çünkü onun varlığı beden varlığı değil, yaratıcıdan beslenen bir varlıktır. Yani yaratıcısının bir tecellisidir.(Suhreverdi)


İmam-ı Rabbani bu konuyu şöyle izah ediyor: ’’ Tasavvuf uluları demişlerdir ki mürşit diriltir ve öldürür. Diriltmek ve öldürmek irşat makamının gerçeklerindendir. Yani nefsi öldürüp, ruhu diriltmek. Bu duruma Tasavvuf dilinde Beka ve fena denir… İnsan dünyaya gelirken her ne kadar İslam fıtratı üzerine dünyaya gelmişse de, aynı zamanda çok adi sıfatların zebunu olarak yaratılmıştır. Böyle bir varlığın Allah’a ulaşması için İnsan-ı Kâmile ihtiyaç vardır…’’


İnsan-ı Kamil mertebesine ulaşmış kişiler sadece peygamberimiz devrinde mevcut değildir. Çünkü Peygamberimizle Nübüvvet son bulmuş ve velayet dönemi başlamıştır. Velayet ise kıyamete kadar devam edecektir. Bu durumu peygamberimiz (S.A.V) şöyle izah ediyor:’’Ümmetimden bazı kişilerin şefaati bereketiyle Beni Temim kabilesinden daha fazla insan cennete girecektir.’’ Bunu duyan sahabeler sordu: “Bu şefaatin sahipleri senden başkaları mıdır? Ey Allah’ın Resulü ?’’ peygamberimiz buna:’’Evet benden başkalarıdır.’’diye cevap verdi. (Darimi 2/328)


Bize göre bu şefaatin sahipler Kur’an’ın Allah dostları (Evliyaullah) dediği kadrolardır.’’ Kur-an-ı Kerim Allah dostlarının yüceliklerini şöyle izah ediyor: ‘Bu dünyada iyi hareket edenler için çok büyük güzellikler vardır. Sabredenlere de mükâfatları hesapsızca ödenecektir.’’


Hadisi-i Şeriflerde ise Allah dostlarının özellikleri şu şekilde özetlenilmiştir:


1-)Veliler, genellikle halkın içinde gizli olup, hallerine kimse vakıf olmaz.(İbn Mace, Fiten 16/3989)


2-)Peygamberlerin mirasına varistirler. (Ebu Davut, ilim 1)


3-)Rasulullah’ın kendileriyle övündüğü kimselerdir.(Deylemi, Müsned 1)


4-)Feraset sahibidirler, Allah’ın nuruyla bakarlar.(Ebu Nuaym, Hilye 1,6)


5-)Allah onlarla oturup kalkanların kalbini hikmet ruhuyla diriltir.(İbn Abdilberr, Beyan-ı ilm 1,106)


6-)Zikrullah’ın anahtarıdırlar; görüldüklerinde Allah’ı hatırlatırlar. (Taberi; Camiul Beyan)


7-)Onları zikir, Allah’ın zikrine sevk eder; Allah anılınca da onların hali hatırlanır.(Ahmet b. Hanbel, Müsned)


:cool:Gök kubbenin altında gizlidir, sayılarını ancak Allah bilir.(Tirmizi, Menakıb 55)


9-)Onlar(Tebliğ ve irşad yönleriyle sanki) nebi gibidirler.(Şevkani, el Fevaid 286)


10-)Allah’u Teala onlarla meleklerine övünür.(Müslim zikir 11)


11-)Onlar her kesim içinde mevcuttur. Zahiri görüntülerine bakıp küçümsenmemelidir. Naz makamında bulunurlar, duaları kabul edilir. (Tirmizi, Menakıb 55)


12-)Abdal denen seçkin kullar, velilerden bir gruptur. Her devirde bulunurlar. Onlar, yeryüzü için bir emniyet ve rahmet vesilesidir. Onların bereketiyle kalpler fitnelerden salaha, insanlar ve beldeler dayanılmaz afetlerden rahata ulaşırlar.(Müslim, Sahabe 207)


Muhammed KOCAKAYA
 
Üst