Mesnevi-i Nuriye / Reşhalar 'dan
BİRİNCİ REŞHA:
Arkadaş! Hâlıkımızı tarif eden, pek büyük bir şahsiyet-i maneviyeye mâlik, bürhan-ı nâtık dediğimiz "Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm kimdir?" diye yapılan suale cevaben deriz ki:
Hazret-i Muhammed (A.S.M.) öyle bir zâttır ki; azamet-i maneviyesinden dolayı sath-ı arz, o zâtın Mescid-i Aksa'sıdır. Mekke-i Mükerreme onun mihrabı, Medine-i Münevvere onun minber-i fazl-ı kemalidir. Cemaat-ı mü'minîne en son ve en âlî imam ve nev'-i beşerin hatib-i şehîridir; saadet düsturlarını beyan ediyor. Ve bütün enbiyanın reisidir; onları tezkiye ve tasdik ediyor. Çünki dini bütün dinlerin esasatına câmi'dir. Ve bütün evliyanın başıdır. Şems-i risaletiyle onları terbiye ve tenvir ediyor.
Hâlık: Yaratıcı Allah (cc), yoktan en güzel şekilde yaratan Allah.
Şahsiyet-i maneviye: Menevi şahsiyet, manevi kişilik.
Bürhan-ı nâtık: Konuşan delil, söyleyen delil.
Aleyhissalâtü Vesselâm: Salât ve selam O'nun üzerine olsun.
Cevaben: Cevap olarak.
Azamet-i maneviye: Menevi büyüklük.
Sath-ı arz: Dünya yüzü, yerin yüzü, arzın sathı.
Mescid-i Aksa: Hz. Süleyman (as) tarafından yapılan ve yedi senede tamamlanan Kudüs'teki ibadet yeri.
Mekke-i Mükerreme: Mükkerrem Mekke, şerefli Mekke.
Mihrab: Camide imamın namaz kıldırırken durduğu yer.
Medine-i Münevvere: Nurlu şehir, nurlanmış şehir, aydınlanmış parlak şehir.
Minber-i fazl-ı kemal: Son derecede mükemmel üstün vasıf ve özelliklerin mimberidir(bildirme ve tanıtma yeridir).
Cemaat-ı mü'minîn: Müminler cemaatı, inananlar topluluğu.
Nev'-i beşer: İnsan türü, insanlar.
Tezkiye: Temize çıkarmak, aklamak, doğruluğuna şahitlik yapmak.
Şems-i risalet: Peygamberlik güneşi.
Tenvir: Nurlandırma, aydınlatma, ışıklandırma.
BİRİNCİ REŞHA:
Arkadaş! Hâlıkımızı tarif eden, pek büyük bir şahsiyet-i maneviyeye mâlik, bürhan-ı nâtık dediğimiz "Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm kimdir?" diye yapılan suale cevaben deriz ki:
Hazret-i Muhammed (A.S.M.) öyle bir zâttır ki; azamet-i maneviyesinden dolayı sath-ı arz, o zâtın Mescid-i Aksa'sıdır. Mekke-i Mükerreme onun mihrabı, Medine-i Münevvere onun minber-i fazl-ı kemalidir. Cemaat-ı mü'minîne en son ve en âlî imam ve nev'-i beşerin hatib-i şehîridir; saadet düsturlarını beyan ediyor. Ve bütün enbiyanın reisidir; onları tezkiye ve tasdik ediyor. Çünki dini bütün dinlerin esasatına câmi'dir. Ve bütün evliyanın başıdır. Şems-i risaletiyle onları terbiye ve tenvir ediyor.
Hâlık: Yaratıcı Allah (cc), yoktan en güzel şekilde yaratan Allah.
Şahsiyet-i maneviye: Menevi şahsiyet, manevi kişilik.
Bürhan-ı nâtık: Konuşan delil, söyleyen delil.
Aleyhissalâtü Vesselâm: Salât ve selam O'nun üzerine olsun.
Cevaben: Cevap olarak.
Azamet-i maneviye: Menevi büyüklük.
Sath-ı arz: Dünya yüzü, yerin yüzü, arzın sathı.
Mescid-i Aksa: Hz. Süleyman (as) tarafından yapılan ve yedi senede tamamlanan Kudüs'teki ibadet yeri.
Mekke-i Mükerreme: Mükkerrem Mekke, şerefli Mekke.
Mihrab: Camide imamın namaz kıldırırken durduğu yer.
Medine-i Münevvere: Nurlu şehir, nurlanmış şehir, aydınlanmış parlak şehir.
Minber-i fazl-ı kemal: Son derecede mükemmel üstün vasıf ve özelliklerin mimberidir(bildirme ve tanıtma yeridir).
Cemaat-ı mü'minîn: Müminler cemaatı, inananlar topluluğu.
Nev'-i beşer: İnsan türü, insanlar.
Tezkiye: Temize çıkarmak, aklamak, doğruluğuna şahitlik yapmak.
Şems-i risalet: Peygamberlik güneşi.
Tenvir: Nurlandırma, aydınlatma, ışıklandırma.
Son düzenleme: