Müstaid, müçtehid olabilir; müşerri' olamaz

Ahmet.1

Well-known member
İçtihadın şartını haiz olan her müstaid, ediyor nefsi için, nass olmayanda içtihad. Ona lâzım, gayre ilzam edemez.

Ümmeti davetle teşri' edemez. Fehmi, şeriattan olur; lâkin şeriat olamaz. Müçtehid olabilir, fakat müşerri' olamaz.

İcma' ile cumhurdur, sikke-i şer'i görür. Bir fikre davet etmek; zann-ı kabul-ü cumhur, şart-ı evvel oluyor.

Yoksa davet bid'attır, reddedilir. Ağzına tıkılır, onda daha çıkamaz...


Said Nursi



Müstaid: Kabiliyetli, istidatlı, yetenekli, elverişli.
Müçtehid: Ayetlerden ve hadislerden dinin hükümlerini çıkarabilen çok büyük islam alimi.
Müşerri': Şeriat koruyucusu, islam kanunlarının koruyucusu.
İçtihad: Ayet ve hadislere dayanarak yeni çıkan durumlara cevap olacak hüküm ve kuralları çıkarma.
Haiz: Sahip.
Nass: Açıklık, kesinlik, açık, kesin.
Gayr: Diğer, başkası.
İlzam: Susturmak, söz ve fikirde galip gelme.
Teşri': Kanun koyma, kanun yapma ve yürütme.
Fehm: Alayış.
İcma': Fikir birliği.
Cumhur: Çoğunluk.
Sikke-i Şer'i: Uyulması gereken dine ait hüküm ve kural olma özelliği.
Zann-ı kabul-ü cumhur: Dinde yetkili alimlerin çoğunluğunun kabul edeceği kanaat (zan).
Şart-ı evvel: Birinci şart.
Bit'at: Aslında olmayıp, sonradan meydana çıkan, sonradan türeyen şey. *Dinin aslında olmayıp sonradan icat edilen şeyler.
 
Üst