Livza
Well-known member
Allâh (CC) Müslüman kadınlara “Kendilerini vitrinleyen kadınlar gibi bedenlerinizi başkalarının arzularına
peşkeş çekmeyin” buyuruyor. (Ahzab sûresi: 32-33)
Vücutlarını keyfemayeşa/sereserpe açanlar bunu “medeniyet” adına yaptıklarını iddia ediyorlar. “Açılmayı
medeniliğin gereği olarak yapıyoruz” diyorlar. Bu gerekçe zırzır cehalettir. Zaten açılıp saçılıp vücutları
nazarlara ve uzuvlara peşkeş çekmek de cahiliyye mantığıdır. Her cahiliyye mantığı taşıyan kadın açılır ve
mahremiyetlerini çevresine saçar.
“-Efendim olur mu hiç? Falanca bu kadar yıl okumuş profesör olmuş. Falanca 3 üniversite bitirmiş, 8 tane
lisan biliyor. Bir diğeri Bakan olmuş. Buncası milletvekili, genel müdür olmuş. Köşklerde yalılarda oturanlar
var. Yazarı-çizeri cabadan. Bir giydiğini bir daha giymiyor. Ekranlarda efkâr dağıtanları var. Bunlara mı cahil
diyorsun? Bizim bildiğimiz bunların tamamı medenidir.”
FesübhanAllâh!
Kardeşim benim birşey dediğim yok. Allâh (CC) buyuruyor ki, “Açılıp saçılmak kendini vitrinlemek, bedenini
birilerinin uzuvlarına peşkeş çekmek cahiliye vasfıdır/özelliğidir. Ey Müslüman kadınlar siz de bu cahiller gibi
olmayın.” Bu ifadeler Türkçe’ye çevirmeye çalıştığımız ilahi beyanlardır.
Medeniyet ile bedeviliği birbirine karıştırırsanız, açıklığı-saçıklığı da medeniyetle özdeşleştirirseniz ineklerin
medeniliğine asla erişemezsiniz. Açıklıkta hayvanlarla yarışa girenler için esfelesafilinin dibi vardır.
Bir de kendilerini kapalı zanneden güruh var. Bunlar sözüm ona başlarını kapatıyorlar, ondan aşağısı
tamamen karikatür bir “giyim” tarzı. Vücudun hatları belli, rengi belli, inceliği kalınlığı belli. Bedeni kapatmak
için değil, daha fazla dikkat çekebilmek için vücudu sarmış bir tarz. Çırılçıplaktan daha berbat bir örtüş.
Böyleleri Peygamberimiz (SAV) Efendimizin beddualarının muhatapları:
“Giyinik çıplaklara Allâh lânet etsin” buyuran Efendimize sahabe-i kiram:
-Ya RasulAllâh! Giyinik çıplaklar kimlerdir?diye sorduklarında, Efendimiz (SAV):
-Vücut hatlarını ve rengini gösteren daracık elbiseler giyenler örtülü çıplaklardır, buyurmuştur.
Peygamberimiz (SAV) Efendimiz’in beddualarına muhatap olmak ne büyük felâkettir. Buna nasıl cesaret
ederler? Akıl alacak gibi değil.
Şöyle diyelim:
Teşhircilik cesaret değil, esarettir.
Teşhircilik şeytanın istibdadıdır.
Nefs-i emmareye esir olmaktır.
Âhir zaman kadınının bir özelliği de teşhirciliktir.
Kadın fıtratından uzaklaştıkça/şuuru felce uğradıkça, ifsad edildikçe teşhir duygusu da artıyor.
Aşırı teşhirciliğin hayat tarzı haline getirildiği ülkemizde kadınlar maalesef meta durumuna düşürülmüştür.
Sözü Lâ Edri’nin iki mısralık beyanıyla bitirelim:
“Ne kürküdür, ne kolyesi, ne süsü
Kadına şahsiyet veren örtüsüdür örtüsü.”
peşkeş çekmeyin” buyuruyor. (Ahzab sûresi: 32-33)
Vücutlarını keyfemayeşa/sereserpe açanlar bunu “medeniyet” adına yaptıklarını iddia ediyorlar. “Açılmayı
medeniliğin gereği olarak yapıyoruz” diyorlar. Bu gerekçe zırzır cehalettir. Zaten açılıp saçılıp vücutları
nazarlara ve uzuvlara peşkeş çekmek de cahiliyye mantığıdır. Her cahiliyye mantığı taşıyan kadın açılır ve
mahremiyetlerini çevresine saçar.
“-Efendim olur mu hiç? Falanca bu kadar yıl okumuş profesör olmuş. Falanca 3 üniversite bitirmiş, 8 tane
lisan biliyor. Bir diğeri Bakan olmuş. Buncası milletvekili, genel müdür olmuş. Köşklerde yalılarda oturanlar
var. Yazarı-çizeri cabadan. Bir giydiğini bir daha giymiyor. Ekranlarda efkâr dağıtanları var. Bunlara mı cahil
diyorsun? Bizim bildiğimiz bunların tamamı medenidir.”
FesübhanAllâh!
Kardeşim benim birşey dediğim yok. Allâh (CC) buyuruyor ki, “Açılıp saçılmak kendini vitrinlemek, bedenini
birilerinin uzuvlarına peşkeş çekmek cahiliye vasfıdır/özelliğidir. Ey Müslüman kadınlar siz de bu cahiller gibi
olmayın.” Bu ifadeler Türkçe’ye çevirmeye çalıştığımız ilahi beyanlardır.
Medeniyet ile bedeviliği birbirine karıştırırsanız, açıklığı-saçıklığı da medeniyetle özdeşleştirirseniz ineklerin
medeniliğine asla erişemezsiniz. Açıklıkta hayvanlarla yarışa girenler için esfelesafilinin dibi vardır.
Bir de kendilerini kapalı zanneden güruh var. Bunlar sözüm ona başlarını kapatıyorlar, ondan aşağısı
tamamen karikatür bir “giyim” tarzı. Vücudun hatları belli, rengi belli, inceliği kalınlığı belli. Bedeni kapatmak
için değil, daha fazla dikkat çekebilmek için vücudu sarmış bir tarz. Çırılçıplaktan daha berbat bir örtüş.
Böyleleri Peygamberimiz (SAV) Efendimizin beddualarının muhatapları:
“Giyinik çıplaklara Allâh lânet etsin” buyuran Efendimize sahabe-i kiram:
-Ya RasulAllâh! Giyinik çıplaklar kimlerdir?diye sorduklarında, Efendimiz (SAV):
-Vücut hatlarını ve rengini gösteren daracık elbiseler giyenler örtülü çıplaklardır, buyurmuştur.
Peygamberimiz (SAV) Efendimiz’in beddualarına muhatap olmak ne büyük felâkettir. Buna nasıl cesaret
ederler? Akıl alacak gibi değil.
Şöyle diyelim:
Teşhircilik cesaret değil, esarettir.
Teşhircilik şeytanın istibdadıdır.
Nefs-i emmareye esir olmaktır.
Âhir zaman kadınının bir özelliği de teşhirciliktir.
Kadın fıtratından uzaklaştıkça/şuuru felce uğradıkça, ifsad edildikçe teşhir duygusu da artıyor.
Aşırı teşhirciliğin hayat tarzı haline getirildiği ülkemizde kadınlar maalesef meta durumuna düşürülmüştür.
Sözü Lâ Edri’nin iki mısralık beyanıyla bitirelim:
“Ne kürküdür, ne kolyesi, ne süsü
Kadına şahsiyet veren örtüsüdür örtüsü.”
alıntıdır....