kenz-i mahfi
Sorumlu
CÜZDAN (Arapça/Farsça)
Kitap veya evrak çantası, portföy, cüz kesesi, rulolar şeklinde bir kitabın her rulosunu taşımaya mahsus torba, para çantası, evrak çantası gibi manalara gelmektedir. Arapça'da "cüz'" kelimesi "kısım, parça, bir şeyin bir parçası, kitabın forması" manalarına gelmektedir. Kelimenin sonundaki "dan" kelimesi Farsça'da "kap" demektir.
Arapça'da "çanta, cüzdan" manasına gelen "mihfeza" محفطت kelimesi kullanılmaktadır. Nüfus cüzdanı için مِحْفَظَةُ النُّفُوسِ kullanılır.
Bu kelimenin Türkçe'deki kullanımına baktığımızda 2 manada kullanılmaktadır.
1- Para, kağıt vb. koymaya yarayan küçük çanta
2- Bir kimsenin kimliğini bildirmek için resmi bir yerden kendisine verilen cep defteri biçimindeki belge, (nüfus cüzdanı, evlenme cüzdanı)
Cüzdanlar kimlik, para, kredi kartı, fotoğraf, kartvizit gibi şeyleri taşımak amacıyla çoğu zaman deriden yapılan küçük boyutlu ve katlanabilir çantalardır. Arapça ve Farsça iki kelimenin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Kredi kartlarının kullanılmaya başlanmasıyla cüzdanlara kredi kartı bölmeleri de yapılmıştır.
Cüzdan kelimesini sıklıkla nüfus bilgilerimizin kayıtlı olduğu kağıt parçalarını ifade etmek için "nüfus cüzdanı" şeklinde kullanıyoruz.
"Nüfus" kelimesi Arapça "nefs" kelimesinin çoğulu olup "nefisler, canlar, şahıslar, nefesler" manasına gelmektedir,
"Cüz'" kelimesi Arapça "parça" demektir. Kur'an-ı Kerim'in 20 sayfalık her bir parçasına 1 cüz denilmiştir. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim 30 cüzden müteşekkildir.
Farsça'daki "dan" kelimesi "içinde bulunduran" yani "kap" manasında kullanılmıştır.
Cebimizdeki cüzdanlara koyduğumuz "para" kelimesi Farsça "pare" kelimesinden gelmektedir."Pare" kelimesi "cüz, parça, kesinti, kuruşun kırkta biri" manalarında kullanıldığı gibi "Kur'an-ı Kerim'in otuz kısmından yani cüzünden her biri" için de kullanılmıştır. "Pare" kelimesi ek olarak kullanıldığında Farsça'da "parça" manasına gelmektedir. Mesela: "meh-pare" (ay parçası), "yek-pare" (tek parça) gibi.
"Para" kelimesinin yerine eksiden kullanılan "banknot" kelimesi İngilizce olup "kağıt para" demektir.
Kağıt paranın Avrupa'da kullanılmaya başlanması 17. yüzyılda olmuştur. İlk kağıt para Amerika Birleşik Devletleri'nde 1690 yılında basılmaya başlanmıştır. Avrupa'da ise ilk defa İngiltere'de 1694 yılında İngiltere Merkez Bankası tarafından basılmış ve bu tarihten sonra diğer Avrupa ülkelerinin merkez bankalarında basılmaya başlanmıştır.
Osmanlı Devleti'nde ilk kağıt para ise Sultan Abdülmecit zamanında 1840 yılında "Kaime-i Nakdiye-i Mutebere" yani bugünkü adıyla "Para Yerine Geçen Kağıt"tır. Bu evrak para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde olmak üzere çıkartılmıştır. Bu paralar matbaa baskısı olmayıp, elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştır. Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin kolaycayapılması ve kağıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılında matbaada bastırılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti'nde 1862 yılına kadar çeşitli şekil ve miktarlarda kaime ihraç edilmiştir. Eskiler halen para için "kaime" veya "kayme" kelimesini kullanmaktadırlar.
Onun için "cüzdan"a o zamanlarda "kaime cüzdanı" denilmekteydi. Nüfus cüzdanının Osmanlı'daki adı "nüfus tezkeresi" idi. Fakat daha sonraları bu kelime yerine daha geniş bir ifade ile "nüfus hüviyet cüzdanı" denilmeye başlanmıştır. Zamanla bu tabirden "hüviyet" kelimesi çıkarılınca bugün kullandığımız "nüfus cüzdanı" kalmıştır. "Nüfus cüzdanı" ibaresinin manasına baktığımızda "kişiler cüzdanı" olarak görmekteyiz. Aslında ibarenin tamamı "nüfus hüviyet cüzdanı" olması gerekirken ne yazık ki "hüviyet" kelimesinin çıkarılması manayı eksiltmiştir.
Kitap veya evrak çantası, portföy, cüz kesesi, rulolar şeklinde bir kitabın her rulosunu taşımaya mahsus torba, para çantası, evrak çantası gibi manalara gelmektedir. Arapça'da "cüz'" kelimesi "kısım, parça, bir şeyin bir parçası, kitabın forması" manalarına gelmektedir. Kelimenin sonundaki "dan" kelimesi Farsça'da "kap" demektir.
Arapça'da "çanta, cüzdan" manasına gelen "mihfeza" محفطت kelimesi kullanılmaktadır. Nüfus cüzdanı için مِحْفَظَةُ النُّفُوسِ kullanılır.
Bu kelimenin Türkçe'deki kullanımına baktığımızda 2 manada kullanılmaktadır.
1- Para, kağıt vb. koymaya yarayan küçük çanta
2- Bir kimsenin kimliğini bildirmek için resmi bir yerden kendisine verilen cep defteri biçimindeki belge, (nüfus cüzdanı, evlenme cüzdanı)
Cüzdanlar kimlik, para, kredi kartı, fotoğraf, kartvizit gibi şeyleri taşımak amacıyla çoğu zaman deriden yapılan küçük boyutlu ve katlanabilir çantalardır. Arapça ve Farsça iki kelimenin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Kredi kartlarının kullanılmaya başlanmasıyla cüzdanlara kredi kartı bölmeleri de yapılmıştır.
Cüzdan kelimesini sıklıkla nüfus bilgilerimizin kayıtlı olduğu kağıt parçalarını ifade etmek için "nüfus cüzdanı" şeklinde kullanıyoruz.
"Nüfus" kelimesi Arapça "nefs" kelimesinin çoğulu olup "nefisler, canlar, şahıslar, nefesler" manasına gelmektedir,
"Cüz'" kelimesi Arapça "parça" demektir. Kur'an-ı Kerim'in 20 sayfalık her bir parçasına 1 cüz denilmiştir. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim 30 cüzden müteşekkildir.
Farsça'daki "dan" kelimesi "içinde bulunduran" yani "kap" manasında kullanılmıştır.
Cebimizdeki cüzdanlara koyduğumuz "para" kelimesi Farsça "pare" kelimesinden gelmektedir."Pare" kelimesi "cüz, parça, kesinti, kuruşun kırkta biri" manalarında kullanıldığı gibi "Kur'an-ı Kerim'in otuz kısmından yani cüzünden her biri" için de kullanılmıştır. "Pare" kelimesi ek olarak kullanıldığında Farsça'da "parça" manasına gelmektedir. Mesela: "meh-pare" (ay parçası), "yek-pare" (tek parça) gibi.
"Para" kelimesinin yerine eksiden kullanılan "banknot" kelimesi İngilizce olup "kağıt para" demektir.
Kağıt paranın Avrupa'da kullanılmaya başlanması 17. yüzyılda olmuştur. İlk kağıt para Amerika Birleşik Devletleri'nde 1690 yılında basılmaya başlanmıştır. Avrupa'da ise ilk defa İngiltere'de 1694 yılında İngiltere Merkez Bankası tarafından basılmış ve bu tarihten sonra diğer Avrupa ülkelerinin merkez bankalarında basılmaya başlanmıştır.
Osmanlı Devleti'nde ilk kağıt para ise Sultan Abdülmecit zamanında 1840 yılında "Kaime-i Nakdiye-i Mutebere" yani bugünkü adıyla "Para Yerine Geçen Kağıt"tır. Bu evrak para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde olmak üzere çıkartılmıştır. Bu paralar matbaa baskısı olmayıp, elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştır. Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin kolaycayapılması ve kağıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılında matbaada bastırılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti'nde 1862 yılına kadar çeşitli şekil ve miktarlarda kaime ihraç edilmiştir. Eskiler halen para için "kaime" veya "kayme" kelimesini kullanmaktadırlar.
Onun için "cüzdan"a o zamanlarda "kaime cüzdanı" denilmekteydi. Nüfus cüzdanının Osmanlı'daki adı "nüfus tezkeresi" idi. Fakat daha sonraları bu kelime yerine daha geniş bir ifade ile "nüfus hüviyet cüzdanı" denilmeye başlanmıştır. Zamanla bu tabirden "hüviyet" kelimesi çıkarılınca bugün kullandığımız "nüfus cüzdanı" kalmıştır. "Nüfus cüzdanı" ibaresinin manasına baktığımızda "kişiler cüzdanı" olarak görmekteyiz. Aslında ibarenin tamamı "nüfus hüviyet cüzdanı" olması gerekirken ne yazık ki "hüviyet" kelimesinin çıkarılması manayı eksiltmiştir.