Biz ancak sana kulluk ederiz.

ruhani

Member
Biz ancak sana kulluk ederiz.

Biz diyor çünkü insan atom altı alemde her an yeniden yaratılmakta nötronların kuarkların içinde saniyenin milyarda biri gibi sıfıra yakın zaman dilimlerinde insan tekrar yaratılıyor. Saniyenin milyarda biri diyebiliyoruz aslında böyle diyerek sınırlı ölçme aletlerimizin sınırlarını konuşturuyoruz. Atom fiziği şu anki gelişimini tamamlamadan önce atom altı alemdeki kuarklardan ve muon parçacıklarından haberimiz yoktu ve yine ölçü aletlerimizin ve algılarımızın çizdiği sınırlara göre teoriler oluşturuyorduk. Daha ilkel dönemlerde dünyanın düz olduğu ve güneş dünyanın etrafında dönüyor zannediliyordu. İnsan sınırlı bir varlık görmesi duyması aklı sınırlı. Belirli frekans aralıklarında görüyoruz ve duyuyoruz. Bu zaviyeden sınırlılığımızı aşamadığımız müddetçe şüpheciliğimizi de aşamayacağız. Şu an saniyenin beşyüz milyarda birini ölçebilsek bile trilyonda biri bize gizli kalacak ve o zaman diliminden habersiz olacağız. Allah ise o zaman diliminden de haberdar her andan haberdar ve habir. Yine Allah saniyenin sonsuzda biri zaman dilimine nüfuz edecek kadar ince latif ve nurani ve ilmi oradaki zerrelere geçecek kadar alim ve kuşatıcı kudreti onları da döndürecek kadar kadir. Dolayısıyla bir saniyede insanı oluşturan atom altı parçacıklar bir milyar kere alemi gaybe giriş yapıp tekrar alemi şehadette çıkış yapıyor boy gösteriyor ve tekrar siz oluyorlarsa bana da biz demek düşer. Çünkü saniyede milyar tane veya sonsuz tane ben yaratılmakta.

Bir saniyedeki milyar tane ben toplanıp biz ünvanını almakta. Biz ancak sana kulluk ederiz. Sınırlı varlıklar kendi ilimlerine dayandıkları müddetçe şüpheden kurtulmaları mümkün gözükmüyor. Bu zaviyeden ancak sonsuzluk şüphesizliktir. Biz saniyenin milyarda biri zamanda kaybolup nereye gittiğini bilmediğimiz, bilemiyeceğimiz zerre hakkında sınırlı duyularımızla ve ilmimizle ne yapabiliriz ki sonsuz ilme şüphesiz kitaba inanmaktan başka.

Atom altı alemdeki kuarklardan makro alemdeki gezegenlere kadar her bir yaratılana kayıt yapan bir kamera koyduğumuzu hayal edelim bu zerreler diğer hangi zerrelerle nerde ne zaman nasıl birleşecek bu ilme bir de bütün çekirdeklerin, tohumların, genlerin içindeki plan programları insan hafızalarındaki yaşanmış hayatları, ruhu ve ruhtaki irade, zihin, his, kalp, latife-i rabbaniye gibi manevi cihazları ekleyin. Bütün bunlar mahiyetleri ve manevi varlıkları, ilmi varlıkları dediğimiz vucud-u ilmileriyle emir aleminde bulunuyor. Bunlara ait ilimler ise imam-ı mübin dediğimiz Bakara Süresindeki "işte o kitap onda şüphe yoktur" ayetindeki kitapta bulunuyor.

Evet eşyanın bizim sınırlılığımıza bakan yönde şüphe var ancak alemi gaybe bakan imam-ı mübine bakan cihetinde şüphe olması mümkün değil. Çünkü o kitap kudreti sonsuzun ilmiyle yazıldı. Burada bize gaybe iman etmekten başka çaremiz kalmıyor. Sınırlılığımızı aşamadığımız müddetçe şüpheciliğimizi aşamayacağız demiştik. Namaz, sınırlılığımızı aşmamız için bize verilmiş bir ibadet... Sınırlı algılarla duyularla donatılmış insanın sınırsız, sonsuz ilim irade ve kudret sahibi Allah'la irtibat kurabileceği manevi bir cihazı var, adı kalp. Görünür şu alemi algılayan beş duyumuza mukabil görünmeyen aşkın alemleri algılayabilme istidadında bir kalbimiz var. Namaz metafizik alemleri seyretmekte kullanılan rasathane gözlük veya dürbün diyebileceğimiz her bir manevi cihazımızın inkişafına vesile olan onlara seyr-i sülük yaptıran insanı acizliğinin ve sınırlılığının içinde sonzuzla tanıştıran bir ibadet. Hz Süleyman'ın yardımcılarından kitaptan ilme sahip biri Belkıs'ın tahtını bir anda kilometrelerce uzaktan önüne getirtti. Belkıs'ın tahtını oluşturan zerrelerde her an yeniden yaratılmaktaydı o zerrelerde daire-i ilme girip tekrar daire-i kudret dediğimiz şu görünür alemden çıkıyorlardı ve bu bir anda oluyordu. O zerrelerin gayb alemine girdikten sonra dünyamıza tekrar gönderilirken koordinatları Allah'ın sonsuz ilim, irade ve kudretiyle değişirse anında başka bir mekanda hazır olabilir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst