Bu dünya, kalbini bağlamaya değmiyor

ayvazoðlugýda

Active member
Bu dünya, kalbini bağlamaya değmiyor
16 Temmuz 2011 Cumartesi 07:11
Ruhlar âleminden dünyaya geldik. Yaşadığımız hayat gösteriyor ki tekrar ruhlar âlemine gideceğiz. Her gün şahit olduğumuz ölümler bir gün bize de sıra geleceğini haber veriyor.
Yahya Kemal, hayatının son zamanlarında şöyle yazmış:
Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin
Buna bir çare yok mudur ya Rabbel âlemin
Bediüzzaman diyor ki, "Elbette çare var. O çare Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız, O'nun rızası dahilinde çalışınız. Böylece ebedi saadeti yakalayınız."
İnsanı sevk eden, yönlendiren, zevkleri ve menfaatleridir. Tecrübelerle anlaşıldı ki bu dünya bir lokma verirse kırk tane tokat atar. Şair diyor ki:
Bu elem yurdu denî dünya,
Dert mihneti gayet çok
Bir çürük diş gibidir bence bu can
Çıkmadıkça sahibine rahat yok
Öyleyse bedenimize ve bedenimizin isteklerine yani nefsin isteklerine önem vermeyelim. Çünkü nefis kötülüğü ister. Mala, mülke önem vermeyelim, çünkü servet her şey değildir. Tanıdığım bir adam haram yollardan para kazanırdı. Kendisini ikaz ettim. Dedi ki, "Kardeşim, para her kilitli kapıyı açar, her problemi çözer, sen keyfine bak." Saatler, durmadan çalışıyor. Bu saatler zamanı saniye saniye bitiriyor. Ömrümüz saniye saniye geçiyor. O adam da yaşlandı, ağır bir hastalığa tutuldu. Hastalık insanı öldürmez ama ölümden haber verir. Adam şaşkınlık içindeydi.
Dedim ki, "Çok zenginsin, para her şeyi halleder. Haydi bu hastalığı tedavi ettir. Ölümü öldür, sen ölme!"
"Çok geç anladım, ama iş işten geçti." dedi.
Bu gerçekler karşısında gönlümüzü niye paraya, makama, şöhrete, zevklerimize bağlayalım? Allah içimize sevmek duygusunu koymuştur ki Allah'ı sevelim, Allah'ı sevenleri sevelim, Allah'ın sevdiklerini sevelim. Bunun dışındaki sevgiler aşk-ı mecazidir. Pek çok kimse "Mevla" diyecek yerde "Leyla" dedi. Sevilmesi gereken şeyler vardır, sevilmemesi gereken şeyler de vardır. Kalp, beytullahtır. Yani Kâbe gibidir. Oraya her şey girmemeli.
Bir gün hanım bir avukat geldi dedi ki, "Annem öldü, bu acıya dayanamıyorum, intihar edeceğim."
"Niye acele ediyorsun yakında annene kavuşacaksın." dedim.
"Anlamadım" dedi.
"Her şey ölüp ölüp diriliyor, bana ölüp de dirilmeyen bir şey göster." dedim. "Taşlar" dedi. Dedim ki, "Taşlar ufalanır kum olur, kumlar ufalanır toprak olur. Toprak gibi bir şeyden her şeyi yaratan Allah'tır."
Kalbini anne sevgisine bağlamış, annesi gidince kendisi de gitmek istiyor. Fakat çok kötü gidecek. Mani oldum. Sonra o hanım, ibadetlerini yerine getirmeye başladı. Yani fani hayattan baki hayata geçti. Diplomasını, maaşını, koltuğunu Allah için feda etti. Hemen kalbi nurlandı, o nur ile hak ile batılı ayırmaya başladı.
Her şey elden çıkıp gidecek, çünkü hiçbir şey bizim değil. Kalbimizi çalıştıran, damarlarımızda kanı dolaştıran Allah'tır. Bir şey sevelim fakat bu sevgi dinine, inancına zarar vermesin, zarar veriyorsa o sevgi atılacak.
İnsan bir yolcu, bu dünyanın fani mahluklarına kalbini bağlayan insan, rotasını şaşırmış gemiye benzer. Hiçbir limana ulaşamaz. Dünyaya gelmemizdeki gaye, Allah'a inanmak, Allah'ı sevmek, O'nun razı olduğu istikamette bir hayat yaşamaktır.
Zaman
 
Üst