yüz şehid sevabı verilir

Ahmet.1

Well-known member
ﻳُﻮﺯَﻥُ ﻣِﺪَﺍﺩُ ﺍﻟْﻌُﻠَﻤَٓﺎﺀِ ﺑِﺪِﻣَٓﺎﺀِ ﺍﻟﺸُّﻬَﺪَٓﺍﺀِ
Alimlerin mürekkebiyle şehidlerin kanı denk tutulur. (Keşfü’l-Hafa, 2:400, hadis no:3281.)
ﻣَﻦْ ﺗَﻤَﺴَّﻚَ ﺑِﺴُﻨَّﺘِﻰ ﻋِﻨْﺪَ ﻓَﺴَﺎﺩِ ﺍُﻣَّﺘِﻰ ﻓَﻠَﻪُ ﺍَﺟْﺮُ ﻣِﺎَﺓِ ﺷَﻬِﻴﺪٍ
Kim benim ümmetimin bozulduğu bir zamanda sünnetime sarılırsa, ona yüz şehid sevabı verilir. (Müntehabât-ı Kenzü'ül-Ummal, 1:100.)

Bu iki hadîs-i şeriften alınan bir ilhamla, Risale-i Nur'u yazmanın dünyevî ve uhrevî pek çok faidelerinden, Risale-i Nur'da beyan edilen ve şakirdlerinin tecrübeleriyle tasdik edilen yalnız birkaç tanesini beyan ediyoruz.

BEŞ TÜRLÜ İBADET
1- En mühim bir mücahede olan ehl-i dalalete karşı manen mücahede etmektir.
2- Üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle hizmet etmektir.
3- Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmektir.
4- Kalemle ilmi tahsil etmektir.
5- Bazan bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen, tefekkürî olan bir ibadeti yapmaktır.

BEŞ TÜRLÜ DE DÜNYEVÎ FAİDESİ VAR
1- Rızıkta bereket.
2- Kalbde rahat ve sürur.
3- Maişette sühulet.
4- İşlerinde muvaffakıyet.
5- Talebelik faziletini almakla, bütün Risale-i Nur talebelerinin has dualarına hissedar olmaktır.


KALEMLE NURLARA HİZMET VE SADAKATLA TALEBESİ OLMANIN İKİ MÜHİM NETİCESİ VARDIR:
1- Âyât-ı Kur'aniyenin işaretiyle, imanla kabre girmektir.
2- Bütün şakirdlerin manevî kazançlarına, Nur dairesindeki şirket-i maneviye sırrıyla, umum onların hasenatlarına hissedar olmaktır.


Hem bu talebesizlik zamanında, melaikelerin hürmetine mazhar olan {(Haşiye): Bazı ehl-i keşfin kat'î müşahedesiyle sabittir.} talebe-i ulûm-u diniye sınıfına dâhil olup âlem-i berzahta -talii varsa, tam muvaffak olmuşsa- Hâfız Ali ve "Meyve"de bahsi geçen meşhur talebe gibi; şüheda hayatına mazhar olmaktır.

Risale-i Nur​
 

Ahmet.1

Well-known member
O da hizmete ciddî devam ile olur. !!!

Aziz, sıddık kardeşlerim!
Ben pek kat'î bir surette ve bine yakın tecrübelerim neticesinde kat'î kanaatım gelmiş ve ekser günlerde hissediyorum ki: Risale-i Nur'un hizmetinde bulunduğum günde, o hizmetin derecesine göre kalbimde, bedenimde, dimağımda, maişetimde bir inkişaf, inbisat, ferahlık, bereket görüyorum. Hem orada iken, hem burada çok kardeşlerimden aynı haleti hissettim ve ediyorum. Ve çokları itiraf ediyor ki, "Biz de hissediyoruz" derler. Hattâ size geçen sene yazdığım gibi, benim pek az gıda ile yaşadığımın sırrı, o bereket imiş.

Hem İmam-ı Şafiî'den (R.A.) rivayet var ki; hâlis talebe-i ulûmun rızkına, ben kefalet edebilirim demiş. Çünki rızıklarında vüs'at ve bereket olur. Madem hakikat budur ve madem hâlis talebe-i ulûm ünvanına Risale-i Nur şakirdleri bu zamanda tam liyakat göstermişler; elbette şimdiki açlık ve kahta mukabil Risale-i Nur hizmetini bırakmak ve zaruret-i maişet özrüyle, maişet peşine koşmak yerine en iyi çare, şükür ve kanaat ve Risale-i Nur talebeliğine tam sarılmaktır.

Evet her tarafta bu derd-i maişet herkesi sarsıyor. Ehl-i dalalet bundan istifade eder. Ehl-i diyanet de kendini mazur bilir, "Zarurettir, ne yapalım?" der. Demek ki, Risale-i Nur şakirdleri bu açlık ve zaruret musibetine karşı, yine Nur'la mukabele etmeli. Her şakirdin vazifesi, yalnız kendi imanını kurtarmak değil; belki başkasının imanlarını da muhafaza etmeye mükelleftir. O da hizmete ciddî devam ile olur.


Kardeşiniz
Said Nursî
 

Ahmet.1

Well-known member
Talebeliğin hâssası şudur ki, yazılan Sözler'e kendi malı gibi sahib olmalıdır. Kendisi te'lif etmiş ve yazmış nazarıyla bakıp, neşrine ve ehil olanlara iblağına çalışmaktır. Said Nursi
 

Ahmet.1

Well-known member
Vazifemiz hizmettir. Muvaffak olmak, insanlara kabul ettirmek, Cenab-ı Hakk’ın vazifesidir. Biz vazifemizi yapmakla mükellefiz. Sen orada, bu insanlar ne zaman Risale-i Nur’u dinleyecekler diye ümitsizliğe düşme, merak etme! Kat’iyen bil ki Mele-i A’lâ’nın hadsiz sakinleri, bugün Risale-i Nur’u alkışlıyorlar. Onun için hiç ehemmiyeti yok. Kıymet, kemiyette değil, keyfiyettedir. Bazen bir hâlis ve fedakâr talebe, bine mukabildir. Said Nursi
 
Üst