Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sözler
Sözler 4. Ders - Rahmetin Vücudu ve Tahakkuku Güneş Kadar Zâhirdir.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Eddaî2" data-source="post: 372036" data-attributes="member: 1006563"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 51 - Rahmetin Vücudu ve Tahakkuku Güneş Kadar Zâhir</strong></p><p></p><p>[NOT]</p><p>Ey insan! Aklını başına al. Hiç mümkün müdür ki, bütün envâ-ı mahlûkatı sana müteveccihen muavenet ellerini uzattıran ve senin hâcetlerine lebbeyk dedirten Zât-ı Zülcelâl seni bilmesin, tanımasın, görmesin?</p><p></p><p>Madem seni biliyor, rahmetiyle bildiğini bildiriyor. Sen de Onu bil, hürmetle bildiğini bildir. Ve kat’iyen anla ki, senin gibi zaif-i mutlak, âciz-i mutlak, fakir-i mutlak, fâni, küçük bir mahlûka koca kâinatı musahhar etmek ve onun imdadına göndermek, elbette hikmet ve inâyet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat-i rahmettir.[/NOT]</p><p> </p><p> </p><p>İnkar edemeyeceğimiz tüm bu faaliyetleri bize sunan, bütün mahlukata bizim hayatımızın idamesi için hizmet ettiren, cüz’i ihtiyaçlarımızı dahi hiç unutmadan, şaşırmadan , yerli yerinde ve zamanında veren elbette bizi biliyor, tanıyor, görüyor, işitiyor olmalıdır. Çünkü yapmak bilmeyi gerektirir. Hele ki kasten yapılan bir şeyse, asla tesadüfe havale edilemez. Hem ihtiyacın bilinmesi, hem ihtiyaç hissedilen şeyin özelliklerinin bilinmesi ve ona göre yapılması ve hem de vücuda gelmesindeki tüm unsurlarında o amaca hizmet ettirilmesi; elbette her şeye hakim olmayı, her şeyi hakkıyla görmeyi ve bilmeyi, en küçük sesleri ve hatta kalpten geçen istekleri dahi biliyor olmayı ve tüm bunların yanında merhametli olmayı gerektirir. Hatta lisan-ı hal ile arzedilen fıtri duaları dahi biliyor olmayı gerektirir. İşte böyle bir Zat, ancak tüm celali ve cemali isimlerin sahibi Allah celle celalühü olabilir, başkası olamaz.</p><p> </p><p>Evet madem ki bizi biliyor ve aşikar şekilde görünen rahmet bildiğinin en açık delilidir. O halde biz dahi Onu bilmeliyiz, tanımalıyız. Çünkü bu sarfiyatı yapan Zat-ı Zülcelal, elbette bir hikmete binaen yapıyor ve bizden buna karşılık beklediği birşeyler olmalıdır; şükürle mukabele etmek gibi. </p><p></p><p>Koca kainatta Allah cc. dünyayı, dünya içinde zihayatı ve zihayat içinde de en mükerrem varlık olarak insanı seçmiş. Halbuki insan acizdir; elindekilerin muhafazasına muktedir değildir, güç yetiremez. Fakirdir; istediğini kendi güç ve kuvvetiyle elde edemez. Fanidir; hayatını devam ettirmeye, gençliğini devam ettirmeye kudreti yoktur. Kainatın içinde zerre kadar yer teşkil etmemesine rağmen, insan kendisini muhtelif nimetlerine mazhar eden Rabbini tanımaz ve bilmezse, "marziyatı nedir, bizden ne ister" diye düşünüp, üzerine düşen vazifeyi öğrenip yapmazsa; yapılan bunca faaliyete karşı nimetler ve rahmetler adedince hakaretler etmiş olur. Allah cc. nimetlerini tahkir etmekten bizleri fersah fersah uzak eylesin. Ve kainattaki rahmet hakikatini anlamayı cümlemize nasib eylesin, amin.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Eddaî2, post: 372036, member: 1006563"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 51 - Rahmetin Vücudu ve Tahakkuku Güneş Kadar Zâhir[/b] [NOT] Ey insan! Aklını başına al. Hiç mümkün müdür ki, bütün envâ-ı mahlûkatı sana müteveccihen muavenet ellerini uzattıran ve senin hâcetlerine lebbeyk dedirten Zât-ı Zülcelâl seni bilmesin, tanımasın, görmesin? Madem seni biliyor, rahmetiyle bildiğini bildiriyor. Sen de Onu bil, hürmetle bildiğini bildir. Ve kat’iyen anla ki, senin gibi zaif-i mutlak, âciz-i mutlak, fakir-i mutlak, fâni, küçük bir mahlûka koca kâinatı musahhar etmek ve onun imdadına göndermek, elbette hikmet ve inâyet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat-i rahmettir.[/NOT] İnkar edemeyeceğimiz tüm bu faaliyetleri bize sunan, bütün mahlukata bizim hayatımızın idamesi için hizmet ettiren, cüz’i ihtiyaçlarımızı dahi hiç unutmadan, şaşırmadan , yerli yerinde ve zamanında veren elbette bizi biliyor, tanıyor, görüyor, işitiyor olmalıdır. Çünkü yapmak bilmeyi gerektirir. Hele ki kasten yapılan bir şeyse, asla tesadüfe havale edilemez. Hem ihtiyacın bilinmesi, hem ihtiyaç hissedilen şeyin özelliklerinin bilinmesi ve ona göre yapılması ve hem de vücuda gelmesindeki tüm unsurlarında o amaca hizmet ettirilmesi; elbette her şeye hakim olmayı, her şeyi hakkıyla görmeyi ve bilmeyi, en küçük sesleri ve hatta kalpten geçen istekleri dahi biliyor olmayı ve tüm bunların yanında merhametli olmayı gerektirir. Hatta lisan-ı hal ile arzedilen fıtri duaları dahi biliyor olmayı gerektirir. İşte böyle bir Zat, ancak tüm celali ve cemali isimlerin sahibi Allah celle celalühü olabilir, başkası olamaz. Evet madem ki bizi biliyor ve aşikar şekilde görünen rahmet bildiğinin en açık delilidir. O halde biz dahi Onu bilmeliyiz, tanımalıyız. Çünkü bu sarfiyatı yapan Zat-ı Zülcelal, elbette bir hikmete binaen yapıyor ve bizden buna karşılık beklediği birşeyler olmalıdır; şükürle mukabele etmek gibi. Koca kainatta Allah cc. dünyayı, dünya içinde zihayatı ve zihayat içinde de en mükerrem varlık olarak insanı seçmiş. Halbuki insan acizdir; elindekilerin muhafazasına muktedir değildir, güç yetiremez. Fakirdir; istediğini kendi güç ve kuvvetiyle elde edemez. Fanidir; hayatını devam ettirmeye, gençliğini devam ettirmeye kudreti yoktur. Kainatın içinde zerre kadar yer teşkil etmemesine rağmen, insan kendisini muhtelif nimetlerine mazhar eden Rabbini tanımaz ve bilmezse, "marziyatı nedir, bizden ne ister" diye düşünüp, üzerine düşen vazifeyi öğrenip yapmazsa; yapılan bunca faaliyete karşı nimetler ve rahmetler adedince hakaretler etmiş olur. Allah cc. nimetlerini tahkir etmekten bizleri fersah fersah uzak eylesin. Ve kainattaki rahmet hakikatini anlamayı cümlemize nasib eylesin, amin. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sözler
Sözler 4. Ders - Rahmetin Vücudu ve Tahakkuku Güneş Kadar Zâhirdir.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst