Salgın var...

durmuþ göktekin

Active member
Salgın var…

Son yıllarda meydana gelen hızlı değişimle birlikte pek çok sosyal sorunlar milleti sarıp sarmaladı. Geçmişle günümüz arasında sıkışıp kalan insanımıza bir virüs gibi yapışan alışkanlıklar salgın haline geldi. Uyuşturucu, okullarda küçük yaşlara kadar indi. Sigara içme alışkanlığı 8-9 yaşına dayandı. Pek çok insan stres sarmalından kurtulmak için kendini içkiye, uyuşturucuya, kumara ve eğlenceye verdi.

Kötü alışkanlıklar insanın zihinsel, fiziksel ve sosyal hayatını tutsak etti. Pek çok insan kendini kendi isteği ile faydasız alışkanlıklara esir etti. Esaret altında olan insan hür değildir. Kötü alışkanlıkların kölesidir. Köle; bir manada kul demektir. Uyuşturucunun, sigaranın, içkinin, kumarın, telefonun, internetin ve eğlencenin kulu, kölesi olan insan Allah’a kulluğunu unuttu.

Sokakta yürüyen, parkta oturan, denizde, karada ve havada seyahat eden herkes telefon krizine yakalandı. O meşguliyet esnasında biri gelse, o insanı kucaklayıp götürse haberi olmayacak. Enerjisini lüzumsuz yerlere harcadığının, zamanı katlettiğinin farkında değil. Tanımı yapılmamış bir salgına yakalanmışız. Telefon, internet ve televizyon; insanların birbirleriyle olan irtibatını kesmiş ve toplum bireyselleşmiş, evde ailelere varıncaya kadar insanlar yalnızlaşmıştır.

Dünyanın bazı yerlerinde açlık ve sefalet içinde yaşayan insanlara karşı, hangi yemeği yiyim, nasıl giyim, ne alıyım telaşı sarmış insanları. Yiyip içtiğimiz, giyip kuşandığımız ne varsa, hepsinde israf diz boyu. Çöpe giden yiyecek, giyecek ve kullanılan eşyanın haddi hesabı yok. Karnımız şişinceye kadar yiyoruz. Sonra hazımsızlık duyuyor ve dayanıyoruz sodaya. Arkasından obez olacakmışız, hasta olacakmışız bizi ilgilendirmiyor. Ben kıtlığı yaşayanlardanım. O dönemde kırsal kesimde yaşayanlar, kentlerde yaşayanlardan daha şanslı idi. Çünkü kırsal kesim toprağın bağrındaydı. Topraktan çıkanla geçimini temin ediyordu. Bugün nüfusun çoğu kentlerde yaşıyor. Toprak terk edildi, ihanete uğradı. Olası bir kıtlıkta nüfusun çoğu perişan olacak görünüyor. Bugün yokluğa alışmamış bir toplum halindeyiz. Düşünmeden istikbalimizi yemekle meşgulüz. Düşünsenize, borcunu borçla ödeyen bir toplum iflah olur mu? Üretim olmadan hayatın devamı nasıl olur? Geçmişte, zor şartlarda ziraat toplumu iken şimdi kolay şartlarda eğlence ve keyif toplumu olduk. Elbette, hayatın içinde eğlence ve keyif de olacak. Ancak asli ihtiyaçlar karşılandıktan sonra. Bugün en fakirinden en zenginine kadar herkes padişah hayatı yaşıyor.

Hayat alışkanlıklardan ibaret, amenna! İyi alışkanlıklar ruh ve beden sağlığımızı etkiler. Kötü alışkanlıklar ise tam tersine; ruh ve beden sağlığımızı bozar. Alışkanlıkları değiştirmek zordur, ama imkânsız değildir. Kötü alışkanlıkları kendimize düşman kabul edip ondan uzak durmaya çalışmalıyız. Onların zıddıyla kendimizi teçhiz etmeliyiz, güçlendirmeliyiz. Her türlü alışkanlık azdan başlar, artarak ilerler. Kötü alışkanlıklara değil yaklaşmak; adını duyduğumuzda, kulaklarımızı, gördüğümüzde gözlerimizi kapatmalıyız. Onlara yaklaşmamalıyız. Yılandan ve çıyandan kaçar gibi kaçmalıyız. Akıl ve irade zırhından dışarı çıkmamalıyız. Allah bize aklı ve iradeyi kötülerden ve kötülüklerden korunalım diye vermiştir. Allah’ım, Müslümanları her türlü kötü salgından ve kötü alışkanlıklardan koru!..
26. 06. 2015
Durmuş göktekin
 
Üst