Sağlıklı Denetim Yapmayan 3 Kurum Artık Tanınmıyor

yozgati

Well-known member
Sağlıklı Denetim Yapmayan 3 Kurum Artık Tanınmıyor

hoca10
WHC KONSEY BAŞKANI, AHC-Europe (Avrupa Helal Sertifika Kuruluşları Birliği) BAŞKANI VE GİMDES BAŞKANI OLAN DR.HÜSEYİN KÂMİ BÜYÜKÖZER AVRUPA VE AMERİKADA SAĞLIKLI DENETİM ÇALIŞMALARI YAPMADAN SERTİFİKA VEREN 3 KURUMUN HELAL SERTİFİKALARININ GEÇERSİZ OLDUĞUNU BİLDİRDİ.

2012 yılı sonunda yıllardır bütün dünyaya aroma, renklendirici, maya ve enzim katkı maddelerini üretip satan çeşitli büyük firmalara uluslararası Helal sertifika veren 3 firmanın bu şirketlere verdiği sertifikaların hiç bir denetim yapılmadan verdiğini çeşitli araştırmalar sonucunda tesbit ettik. Çalıştığımız bütün firmalara 2012 sonunda bu kurumların belgelerinin Haziran 2013 sonundan itibaren kabul edilmeyeceği deklare edildi. Başlangıçta, üretici firmalar yıllardan beri yürüttükleri işbirliğinden dolayı bu kurumlardan ayrılmamak için direndiler, ancak haklı sebeplerimiz karşısında direnmeyi devam ettiremediler. Kendilerinin yönlendirildiği AHC-EUROPE üyesi kurumlardan yeni sertifika alma çalışmalarını başlattılar.

Bugün Avrupada da GİMDES’in önderliğinde Yüzlerce sahte ve uluslararası geçerliliği olmayan sertifika şirketleri büyük bir darbe yediler.

Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER Müslüman tüketicilere de şöyle seslendi;

“Burada Avrupada yaşayan Müslümanlara büyük görevler düşmektedir. Her gördükleri sakallı nasıl ki dedeleri olmayacağı gibi her helal belgenin gerçek helal ürünü simgelemiyeciğini bilmelidirler. Para hırsı ile islami dayanağı olmadan belge vermeye kalkan gecekondu kurumların yanında Hıristiyan kulübi olan AB ile işbirliği içerisinde olan Laik devlet kanunları ile yönetilen kurumlar da bu konuya karışmaya çalışıyorlar. Aylar önce AB ye gönderdiğimiz deklerasyonda” ;

“İslam kanunları Kur’an ve Sünnete dayalıdır. Bu kaynakların yorumundan ve rehberliğinden İslami kurallar türetilmiştir. İslam, bütünüyle bir hayat tarzıdır. Bu hayat tarzının bir parçası olarak Allah ve O’nun sevgili Peygamberi Hz. Muhammed (SAV) helal kesim yöntemini göstermiş ve uygulanmasını istemiştir. Müslümanlar da 1,400 yıldır bu yöntemi uygulamışlardır. Müslümanlar Hz. Muhammed (SAV)’in alemlere rahmet ve merhamet olarak geldiğine inanırlar. Bu merhamet hayvanlara iyi muamele etmeyi de kapsar. Böyle olunca Peygamberi metodla hayvan kesimi, hayvana en az acı veren yöntemdir.”

MODERNİTENİN KURBANLARI

Medya ve ilgili ilgisiz,bilinçli bilinçsiz bu modernitenin zebunu olmuş bazı kurum ve kuruluşların İslam’ın bu bütünleştirici hayat tarzına müdahaleleri kabul edilemez. İslami değer ve kurallara karşı müdahale yapıldığında, Müslüman ümmettin bahse konu olan bu değer ve kuralları açıklama ve savunma hakları doğar.

Bu şartlar altında tüm müslümanlar aşağıdaki açıklamayı yapmak durumundadırlar:

“İslami Helal kesim metodunun merhametsiz ve zalimce olduğuna ilişkin iddialar asılsız ve mesnetsizdir. Mezheplere göre cüzi farklar bulunsa da, helal kesim 1400 yıldır Müslümanlar tarafından Hz. Muhammed (SAV)’in gösterdiği biçimde bayıltma veya şoklama yapılmadan ve Allah’ın adı zikredilerek yapılagelmiştir. Keza, dinlerinin gereğini bu şekilde yerine getirmek isteyen Müslümanların bu hakkına asla mani olunamaz.

Hayvan kesiminde şoklamayı veya bayıltmayı kanun zoru ile dayatmaya çalışmak, dini özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelir. Müslümanların veya başka dinlerden olanların yiyecekleri etleri nasıl kesecekleri, kendi dinlerinin onlara verdiği bir sorumluluk, dolayısıyla bir haktır.

“Etik seçim” kavramı gereğince, et ürünü paketinin ambalajında hayvanın nasıl kesildiği yer alacaksa, aynı yerde hayvanın şoklanıp şoklanmadığı ve ne gibi muameleye tabi tutulduğu (gaz verme, elektrik şoku, basınçlı hava vb) da belirtilmelidir. Hayvan kesiminin ne şekilde yapıldığı da aynı şekilde bildirilerek tüketicilerin bilme ve bilinçlenme hakkı korunmalıdır. “

Bu bildiriye onay veren tüm müslümanları aşağıda ingilizce hazırlanmış metnin bulundukları bölgenin yetkili kurumların sorumlularına ulaştırmaya davet ediyorum.

Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

GİMDES Başkanı
AHC-EUROPE Konsey Başkanı
WHC Konsey Başkanı
“Dear Sir/ Madam.

Islam is the last religion brought by Prophet Muhammad (pbuh). Islam is based on our Qur’an Kareem and sunnah of our beloved Prophet (pbuh). Allah has protected the religion for more than 1400 years and will continue to do so. Halal is an Islamic term and belongs to Muslims only. Halal is an faith (imani) issue and thus it is purely religious. Muslims are responsible to Allah. As Muslims we will not allow nonmuslims to interfere in our religion. Leave our religion to us.

As Muslims, we know what to consume and what not and we are not in a position to learn our religion from nonmuslims. We do hope you understand our concerns and will act accordingly.
Kind regards.”

“Islam Hz Muhammed (sav)’in getirdiği en son dindir. İslam, Kur’anı-Kerim ve Peygamber Efendimiz’ in (sav) sünnetine dayalıdır. Allah, 1400 yıldır dinini korumuştur ve korumaya da devam etmektedir. Helal İslami bir terimdir ve sadece Müslümanlara aittir. Helal imani ve bütünüyle dini bir meseledir.

Müslümanlar Allah’a karşı sorumludur. Müslümanlar olarak biz Müslüman olmayanların dinimize müdahale etmesine izin vermeyeceğiz. Dinimizi bize bırakın. Biz dinimizi Müslüman olmayanlardan öğrenecek durumda değiliz. Endişelerimizi anlamanızı ve ona göre hareket etmenizi umuyoruz.
Saygılarımızla!

Bizim bu kararlı ve bilinçli direnişimiz Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsinde islami usule uygun kesime izin vermek zorunda kalınmıştır.

BİR DEVLET Kurumunun, bu çalışmalar sanki yokmuş gibi bu işi ancak kendilerinin yapacağına dair beyanatlar vermeleri şaşkınlıkla karşılanmaktadır. Bir medya organı da bu beyanatlara çanak tutmaya çalışmakta olduğu gözlerden kaçmamaktadır.

Avrupada Halal Corect gibi Halal Control gibi, HFFIA gibi, Amerikada AHF gibi kurumların GİMDES’le uluslararası akreditasyon çerçevesinde Helal ve Tayyib kriterlere dayalı seritifika çalışmalarını Avrupada ve Amerikada sürdürmektedirler. Bu kurumların bütün işleri ve meşgaleleri sadece helal sertifikalamadır. Diğer nevzuhur kurumlar gibi bir eli ile Şaraba, biraya sertifika verirken diğer eli ile Müslümanın kutsalı olan helale belge vermiyorlar. Böyle bir uygulamaya dinimizde ne kadar cevaz verilebileceği muteber kaynaklarımızda belirtilmektedir. AB Müktesebatı ile yüzde yüz uyum sağlayarak Müslümanlara tarafsız bir hizmet götürmesinin imkânsızlığı vesakıncaları da ortadadır.

Burada şuurlu Müslümanlara ve STK’lara önemli sorumluluklar düşecektir. Avrupada doğmuş büyümüş ve orada yaşamakta olan pekçok kardeşimizin müşterek dilekleri ve temennilerini onların maillerinden aldığım şu cümleler gerçeği yanıstmaktadır.

“GİMDES’in “Helal Sertifika” çalışmalarını ve buradaki başarısını çok tebrik ediyorum. Inşallah GİMDES’le birlikte özellikle Almanya ve Avrupa’da helal pazarını geliştirmek için hayırlı ve etkili bir çalışma gerçekleştirebiliriz.”

GİMDES’i bu seviyeye getiren ne para gücü, ne de devlet gücüdür. Tamamen hasbi, ihlaslı ,azimli ve helal sistemine iman etmiş olmanın inşaallah Allah(cc) tarafından takdir edilmiş bir mükafatıdır.

yozgatnur
 
Üst