Risalelere devlet tekeli diye birşey var mı ?

Huseyni

Müdavim
Risale-i Nur un telif hakları ile ilgili, yaklaşık 100 gün önce devlet tarafından önce bandrol yasağı getirildi. Ardından vekiller ve varisler üzerine bir araştırma soruşturma başlatıldı. Peki bugünlere gelinmesinde asıl sebeb neydi ? On yıllarca herkes istediği gibi bu eserleri neşredebilirken neden böyle bir şeye gerek duyuldu. Sebebi şu: Risale-i Nurlar önceleri belli sayıda yayınevi tarafından basılırken, sonraları bu sayı git gide arttı. Ve sayının artması ile birlikte, risalelerin üzerinde keyfi tasarrufatta bulunulmaya başlandı. Kimi yayınevi istediği kısmı kesiyor, kimi üzerinde değişilklikler yapıyor ve hatta kimi yayınevleri de eserleri tamamen değiştirip, yaptıkları çalışmanın adına da "Sadeleştirilmiş Risale-i Nur Külliyatı'ndan Mektubat, Sözler vs." ismini koyuyordu. Haliyle neşriyat işi kontrolden çıkmış ve eserin aslının muhafaza edilmesi yönündeki, Üstad Hazretlerinin bizzat kendisinden ders almış ve vekil olarak tayin edilmiş talebelerinin girişimleri de boşa çıkıyordu. Üstad Hazretlerinin Risale-i Nurlar da naşirler, varislerim, vekillerim diye açıkça belirttiği kişilerin ricaları, müracaatları malum yayınevleri tarafından kaale alınmayınca bu işin daha da ilerlemesine mani olmak ve eseri muhafaza etmek için Kültür Bakanlığına müracaatta bulunuldu. Gelinen noktada malum talebelerin ellerindeki resmi belgeler kafi gelmedi. Bakanlık, noter tasdikli belge isteyince ve böyle bir belge olmayınca eserlerin neşrini kendi tekeline aldı. Muhtemelen kanun resmiyet kazanınca diğer yayınevleri de bu eserleri basabilecekler ancak aslının dışına çıkmamak ve dahi telif ücreti ödemek kaydı ile.

Şimdi süreç böyle işlerken ve meselenin buralara gelmesine söz dinlemeyen yayınevleri birinci sebebken; gazetelerinde yahut diğer yayın organlarında sürekli olarak sürece mani olmak istediklerine şahit oluyoruz. Mazeretleri de şunlar kısaca:

Eserler devlet eliyle basılırsa;

İhtiyaç milyonlarca olurmuş, devlet 100 binlerce basarmış, kifayet etmezmiş..

Devlet isterse neşriyatı durdurabilir, tamamen yasaklayabilirmiş.

Veyahut bu hükümet zamanında eserler serbest olabilirmiş de bundan sonra gelecek hükümetler basım hakkı devletin olduğu için tamamen yasak edebilirmiş..

Bu ve buna benzer sorularla gündemi kasan yazar çizerler var. Milletvekillerine yazılı tebligat yapmak ve kanunun çıkmasına mani olmak için girişimlerde bulunanlar var. Ben önce bunlara şunu soruyorum: Üstad Hazretlerinin vekilleri sizlere serbestçe basabildiğiniz zamanlarda, eserin aslına halel getirmeyin, sadeleştirmeyin diye seslerini duyurmaya çalıştığında aklınız nerdeydi ? İşin buraya gelmesine hem sebeb olup, hem de süreci baltalamak arzusu neyin nesi ? İnsaf mı bu soruyorum ? O zat-ı muhteremleri bu yaşlarında devletin ilgili kurumlarına git gel yaptırmak yerine adam gibi eserlerin orjinaline sahip çıkıp neşriyatınızı da yapamadınız mı ? Kısacası diyorum ki kulaklarınızı tıkamanızın cezasını bugünkü azablı günleri yaşayarak çekiyorsunuz. İnşaallah bu kadarıyla sınırlı kalır. Risale-i Nur konusundaki endişeniz ise, Onun Hafîz i Onu korur..
 

Huseyni

Müdavim
Ağabeyler açıklama yapıyorlar. Biz süreçten memnunuz, bandrol yasağı yok. Torba yasası geçer geçmez Kültür bakanlığı kontrolünde neşriyat devam edecek diye beyanatta bulunuyorlar. Bazıları ise halen tekelden, bandrol tutulmasından bahsediyor. O kadar hırsla bunu gündeme getiriyorlar ki, dışardan meseleyi hiç bilmeyen biri gelse, herhalde risalelerin yasaklanması ile ilgili devlet kanun çıkarmış zanneder. Yazık diyorum, başka bişey demiyorum bunlara.. Allah cc. akıl, izan versin, amin..
 
Üst