İşte ey kardeşlerim! Eğer ehl-i ilhadın dalkavukları, sizi korkutmak ile kudsî cihad-ı manevînizden vazgeçirmek için size hücum etseler; onlara deyiniz: "Biz hizb-ül Kur'anız.
ﺍِﻧَّﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻧَﺰَّﻟْﻨَﺎ ﺍﻟﺬِّﻛْﺮَ ﻭَ ﺍِﻧَّﺎ ﻟَﻪُ ﻟَﺤَﺎﻓِﻈُﻮﻥَ :Şüpesiz ki Kur'an'ı Biz indirdik ve onu koruyacak olanda Biziz.(Hicr Suresi: 9.)sırrıyla, Kur'anın kal'asındayız.
ﺣَﺴْﺒُﻨَﺎ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﻭَﻧِﻌْﻢَ ﺍﻟْﻮَﻛِﻴﻞُ :Allah bize yeter; O ne güzel vekildir (Al-i İmran Suresi: 173)
etrafımızda çevrilmiş muhkem bir surdur. Binler ihtimalden bir ihtimal ile, şu kısa hayat-ı fâniyeye küçük bir zarar gelmesi korkusundan, hayat-ı ebediyemize yüzde yüz binler zarar verecek bir yola, bizi ihtiyarımızla sevkedemezsiniz!"
MEKTUBAT
-----------------------
...Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın i'caz-ı manevîsinden süzülen ve çıkan ve tevellüd eden Risale-i Nur olduğunu binler onun ile o davayı kazananlar şahiddir.
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBİ
Ehl-i ilhad: Dinden dönen dinsizler, dinden çıkanlar, imansızlar.
Dalkavuk: Kendi çıkarı için kendini beğendirmeye çalışan, yağcılık ve yaltakçılık yapan.
Kudsî: Mukaddes, kutsal, kusursuz.
Cihad-ı manevî: İman ve Kur’an yolunda çalışma ve hizmet etme.
Hizb-ül Kur'an: Risalelerin kaynakları olan ayetler.
Kal'a: Kale.
Muhkem: Sağlam, kuvvetli.
Hayat-ı fâniye: Geçici hayat, fani hayat.
Hayat-ı ebediye: Ebedi hayat, ölümsüz ve sonsuz hayat.
İhtiyar: İrade, seçme serbestliği.
Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan: Anlatma tarzı mucize olan Kur’an.
İ'caz-ı manevî: Manevi (mana bakımından) mucizelik.
Tevellüd: Doğma, meydana gelme.
Risale-i Nur: Nur risalesi. Bediüzzaman Said Nursinin(ra) Kur’anın imanla ilgili ayetlerini kaynak alarak imanın bütün şartlarını açıklayıp delillerle ispat ettiği çok değerli eserlerinin hepsine birden verilen isim.
ﺍِﻧَّﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻧَﺰَّﻟْﻨَﺎ ﺍﻟﺬِّﻛْﺮَ ﻭَ ﺍِﻧَّﺎ ﻟَﻪُ ﻟَﺤَﺎﻓِﻈُﻮﻥَ :Şüpesiz ki Kur'an'ı Biz indirdik ve onu koruyacak olanda Biziz.(Hicr Suresi: 9.)sırrıyla, Kur'anın kal'asındayız.
ﺣَﺴْﺒُﻨَﺎ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﻭَﻧِﻌْﻢَ ﺍﻟْﻮَﻛِﻴﻞُ :Allah bize yeter; O ne güzel vekildir (Al-i İmran Suresi: 173)
etrafımızda çevrilmiş muhkem bir surdur. Binler ihtimalden bir ihtimal ile, şu kısa hayat-ı fâniyeye küçük bir zarar gelmesi korkusundan, hayat-ı ebediyemize yüzde yüz binler zarar verecek bir yola, bizi ihtiyarımızla sevkedemezsiniz!"
MEKTUBAT
-----------------------
...Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın i'caz-ı manevîsinden süzülen ve çıkan ve tevellüd eden Risale-i Nur olduğunu binler onun ile o davayı kazananlar şahiddir.
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBİ
Ehl-i ilhad: Dinden dönen dinsizler, dinden çıkanlar, imansızlar.
Dalkavuk: Kendi çıkarı için kendini beğendirmeye çalışan, yağcılık ve yaltakçılık yapan.
Kudsî: Mukaddes, kutsal, kusursuz.
Cihad-ı manevî: İman ve Kur’an yolunda çalışma ve hizmet etme.
Hizb-ül Kur'an: Risalelerin kaynakları olan ayetler.
Kal'a: Kale.
Muhkem: Sağlam, kuvvetli.
Hayat-ı fâniye: Geçici hayat, fani hayat.
Hayat-ı ebediye: Ebedi hayat, ölümsüz ve sonsuz hayat.
İhtiyar: İrade, seçme serbestliği.
Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan: Anlatma tarzı mucize olan Kur’an.
İ'caz-ı manevî: Manevi (mana bakımından) mucizelik.
Tevellüd: Doğma, meydana gelme.
Risale-i Nur: Nur risalesi. Bediüzzaman Said Nursinin(ra) Kur’anın imanla ilgili ayetlerini kaynak alarak imanın bütün şartlarını açıklayıp delillerle ispat ettiği çok değerli eserlerinin hepsine birden verilen isim.