Peygamber Efendimize (ASM) olan ihtiyaçın nedenleri

CeMre1

Well-known member
Evet, şöyle müzeyyen bir [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]kâinat[/URL]ın öyle mukaddes bir Sâniine böyle bir [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]resul[/URL] i Ekrem, ışık şemse lüzumu derecesinde elzemdir. Çünkü nasıl güneş ziya vermeksizin mümkün değildir. Öyle de, [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]Ulûhiyet[/URL] de peygamberleri göndermekle kendini göstermeksizin mümkün değildir.

Hem hiç mümkün olur mu ki, [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]nihayet[/URL] kemâlde olan bir [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]cemâl[/URL], gösterici ve tarif edici bir vasıta ile kendini göstermek istemesin?

Hem mümkün olur mu ki, gayet [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]cemâl[/URL]de bir kemâl-i san’at, onun üzerine enzar-ı dikkati celb eden bir dellâl vasıtasıyla teşhir istemesin?

Hem hiç mümkün olur mu ki, bir rububiyet-i âmmenin saltanat-ı külliyesi, kesret ve cüz’iyat tabakatında [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]vahdâniyet[/URL] ve samedâniyetini, zülcenâheyn bir meb’us vasıtasıyla ilânını istemesin? Yani, o zât, ubûdiyet-i külliye cihetiyle [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]kesret tabakatı[/URL]nın dergâh-ı İlâhîye elçisi olduğu gibi, kurbiyet ve [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]risalet[/URL] cihetiyle dergâh-ı İlâhînin [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]kesret tabakatı[/URL]na memurudur.

Hem hiç mümkün olur mu ki, [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]nihayet[/URL] derecede bir hüsn-ü zâtî sahibi, [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]cemâl[/URL]inin mehasinini ve hüsnünün letaifini âyinelerde görmek ve göstermek istemesin? Yani, bir habib [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]resul[/URL] vasıtasıyla-ki hem habibdir, ubûdiyetiyle kendini Ona sevdirir, âyinedarlık eder; hem [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]resul[/URL]dür, Onu [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]mahlûkat[/URL]ına sevdirir, [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]cemâl[/URL]-i esmâsını gösterir.

Hem hiç mümkün olur mu ki, acip mucizelerle, garip ve kıymettar şeylerle dolu hazineler sahibi, sarraf bir tarif edici ve vassaf bir teşhir edici vasıtasıyla enzar-ı halka arz ve başlarında izhar etmekle, gizli kemâlâtını beyan etmek irade etmesin ve istemesin?

Hem mümkün olur mu ki, bu [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]kâinat[/URL]ı bütün esmâsının kemâlâtını ifade eden masnuatla tezyin ederek seyir için garip ve ince san’atlarla süslenilmiş bir saraya benzetsin de, rehber bir [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]muallim[/URL] tayin etmesin?

Hem hiç mümkün olur mu ki, bu [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]kâinat[/URL]ın Sahibi, şu [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]kâinat[/URL]ın tahavvülâtındaki maksat ve gaye ne olacağını müş’ir tılsım-ı muğlâkını, hem [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]mevcudat[/URL]ın “Nereden? Nereye? Necisin?” üç sual-i müşkülün muammasını bir elçi vasıtasıyla açtırmasın?
Hem hiç mümkün olur mu ki, bu güzel masnuat ile kendini zîşuura tanıttıran ve kıymetli nimetler ile kendini sevdiren Sâni-i Zülcelâl, onun mukabilinde zîşuurdan marziyatı ve arzuları ne olduğunu bir elçi vasıtasıyla bildirmesin?

Hem hiç mümkün olur mu ki, nev-i insanı şuurca kesrete müptelâ, istidatça ubûdiyet-i külliyeye müheyya [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]suret[/URL]inde yaratıp, [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]muallim[/URL] bir rehber vasıtasıyla onları kesretten vahdete yüzlerini çevirmek istemesin?

Daha bunlar gibi çok vezaif-i nübüvvet var ki, herbiri bir burhan-ı kat’îdir ki, [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]Ulûhiyet[/URL] [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]risalet[/URL]siz olamaz.

Şimdi, acaba âlemde Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan beyan olunan evsâf ve vezaife daha ehil ve daha cami’ kim zuhur etmiş? Ve rütbe-i [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]risalet[/URL]e ve vazife-i tebliğe ondan daha elyak, daha evfak hiç zaman göstermiş midir?

Hayır, asla ve kat’a! Belki o, bütün [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]resul[/URL]lerin seyyididir, bütün enbiyanın imamıdır, bütün asfiyanın serveridir, bütün mukarrebînin akrebidir, bütün [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]mahlûkat[/URL]ın ekmelidir, bütün mürşidlerin sultanıdır.

Evet, ehl-i tahkikatın ittifakıyla, şakk-ı kamer ve parmaklarından su akması gibi bine bâliğ mucizâtından, had ve hesaba gelmez delâil-i nübüvvetinden başka, Kur’ân-ı Azîmüşşan gibi bir bahr-i hakaik ve kırk vech ile mucize olan mucize-i kübrâ, güneş gibi [URL="http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=478#"]risalet[/URL]ini göstermeye kâfidir. Başka risalelerde ve bilhassa Yirmi Beşinci Sözde Kur’ân’ın kırka karib vücuh-u i’câzından bahsettiğimizden, burada kısa kesiyoruz.



Onuncu Söz, Mukaddeme, 2. İşaret
Okunma : 1419
 
Üst