Otuzuncu Lem'a-Birinci Nükte-Kuddüs isminin nüktesine dairdir

FaKiR

Meþveret Bþk.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Otuzuncu Lem'a
İsm-i Âzamın altı nüktesini altı isimle açıklar.

Birinci Nükte

Kuddüs isminin nüktesine dairdir. Kâinat fabrikasının bu cilve ile temizlenmekte olduğunu îzâh eder.


İsm-i Kuddûs’ün bir nüktesine dairdir.

Bu Küddûs nüktesi, Otuzuncu Sözün Zeylinin Zeyli olması münasiptir.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ - وَاْلاَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ
: yeri de döşeyip düzenledik. Biz ne güzel donatıcıyız ! Zâriyât Sûresi, 51:48.



âyetinin bir nüktesi ve bir İsm-i Âzam veyahut İsm-i Âzamın altı nurundan bir nuru olan Kuddûs isminin bir cilvesi, Şaban-ı Şerifin âhirinde, Eskişehir Hapishanesinde bana göründü. Hem mevcudiyet-i İlâhiyeyi kemâl-i zuhurla, hem vahdet-i Rabbâniyeyi kemâl-i vuzuhla gösterdi. Şöyle ki, gördüm:

Bu kâinat ve bu küre-i arz, daim işler bir büyük fabrika ve her vakit dolar boşalır bir han, bir misafirhanedir. Halbuki böyle işlek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler muzahrafatla, enkazlarla, süprüntülerle çok kirleniyorlar, bulaşık oluyorlar ve ufunetli maddeler her tarafında teraküm ediyorlar. Eğer pek çok dikkatle bakılmazsa ve tanzif edilmezse ve süpürülüp temizlenmezse, içinde durulmaz; insan onda boğulur.

evet, evlerde otellerde misafirhanelerde,
daima bir yerden kirlenme vardir,
bos luzumsuz esyalar birikir, temizlenmesi, bosalmasi gerekir, temizlenme olmazsa o fabrika calisamaz hale gelir

Halbuki bu fabrika-i kâinat ve misafirhane-i arz o derece pâk, temiz ve naziftir ve o kadar kirsiz ve bulaşıksızdır ve ufunetsizdir ki, bir lüzumsuz şey ve bir menfaatsiz madde ve tesadüfî bir kir bulunmaz. Zâhirî bulunsa da, çabuk bir istihale makinesine atılır, temizlenir.



evet kardesler, biz camasir makisnesini biliriz, esyamizi atar kirlenen camasirlari orada yikariz
ama camasir makinasindan daha ustun bir makinadan bahsediyor ustad hz.
Oda istihale makinasidir, tabiatta olan ve hergun calisan makina, belki milyarlarca yildir boyle calisiyor

istihale makinasi= temizlik makinasindan daha ustun,
bu mesela elma yiyoruz kabugunu soyup atiyoruz ,
eger o kabuk ve esik bozulup bakteriler tarafindan parcalanip,
ana maddelerine ayristirilmasa,
topraga karistirilmazsa, yuzlerce yil oyle birikebilir
agaclardan dusen butun yapraklar, ve olen canlilar hepsi ayni sekilde birikilrlerki
yer yuzu temiz kalamazdi bu durumda
tabiat ayni zamanda oyle bir istihale makinasidir ki , olen varliklar, kurumus yapraklar artik madeler hemen ana maddelerine cevrilir, topraga donusturulur
ve yeniden kullanilabilecek hale getirilir

mesela kullandigimiz su,
en luzumlu ihtiyacimiz olan ve tabiatta en cok hizmet eden su maddesi
eger surekli temizlige tabi tutulmazsa
tabiaatta suzulmezse, biz onu kullanamazdik
degil onunla temizlik yapmak ondan faydalanamazdik bile,
halbuki gordugunuz gibi atik sular simdilerde sehirlerin atik sulari aritan tesisleri kuruldugu gibi Cenabi Hakta tabiatta atik sulari akitan bir istihale makinasini yuzyillardir kurmus, calistiriyor

ve kirlenen sular hemen buharlastirilip, tertemiz nezih bi sekilde goge buhar halinde cikartiliyor ve ondan sonra yukaridan tertemiz su olarak yer yuzune indiriliyor

Demek bu fabrikaya bakan Zât, çok iyi bakıyor. Ve bu fabrikanın öyle tanzifçi=temizligi seven bir Sahibi var ki, o koca fabrikayı ve o büyük sarayı küçük bir oda gibi süpürtür, temizler, tanzim ve tanzif eder. Ve o pek büyük fabrikanın büyüklüğü nisbetinde muzahrafatı ve enkazından kalma kirli maddeleri, süprüntüleri bulunmuyor. Belki büyüklüğü nisbetinde temizliğine ve nezafetine dikkat ediliyor.

Bir insan, bir ayda yıkanmazsa ve küçük odasını süpürmezse çok kirlenir, pislenir. Demek bu saray-ı âlemdeki paklık, sâfilik, nuranîlik, temizlik, mütemadiyen hikmetli bir tanziften, bir dikkatli tathirden ileri geliyor. Ve eğer o daimî tathir ve süpürmek ve dikkatle bakmak olmasaydı, bir senede bütün hayvanların yüz bin milletleri arzın yüzünde boğulacaklardı. Ve semâvâtın fezasında tahribe ve mevte mazhar olan kürelerin ve peyklerin, belki yıldızların enkazları, başımızı ve diğer hayvânâtın başlarını, belki küre-i arzın başını, belki dünyamızın başını kıracaklardı, dağlar büyüklüğündeki taşları başımıza yağdıracaklardı. Ve bizi bu vatan-ı dünyevîmizden kaçıracaklardı. Halbuki, eskiden beri o yukarı âlemlerdeki tahrip ve tamirden, medar-ı ibret olarak, yalnız birkaç semâvî taşlar düşmüşse de, hiç kimsenin başını kırmamış.

Mesela uzay boslugundan gezegenimize dusen yildiz
parcalari atmosferde yanarak kuculuyorlar ve yere dusmeden yanlis bitmis oluyorlar

koca kutleler halinde dusselerdi biz yer yuzunde yasiyamazdik
daglar buyuklugundeki taslari basimiza yagdirabilirlerdi,

ve bizi bu dunya dedigimiz vatanimizdan kaciracaklardi.
Hem zeminin yüzünde her sene mevt ve hayatın değişmeleri
ve döğüşmeleri yüzünden, yüz binler hayvânat milletlerinin
cenazeleri ve iki yüz bin nebâtâtın taifelerinin enkazları, ber
ve bahrin yüzlerini fevkalâde öyle kirleteceklerdi ki, zîşuur, o yüzleri değil sevmek, âşık olmak, belki öyle çirkinlikten nefret edip mevte ve ademe kaçacaklardı.
Bir kuş kolayca kanatlarını ve bir kâtip rahatça sahifelerini temizlediği gibi, bu tayyare-i arzın ve bu tuyur-u semâviyenin kanatları ve bu kitab-ı kâinatın sahifeleri de öylece temizleniyor, güzelleşiyor ki, âhiretin hadsiz güzelliğini görmeyen ve imanla düşünmeyen insanlar, dünyanın bu temizliğine, bu güzelliğine âşık olurlar, perestiş ederler.

yaratan Allah bu alemi bir fabrika gibi calistiriyor surekli temizleyip temiz tutuyor
demek bu alem dedigimiz genis saray ve bu kainat dedigimiz genis fabrika ,CENABI HAKKIN Kuddus isminin, temiz pak nezih isminin, cilvesine mazhardir
yani onun fiiline icraatina hedef olur
mazhar olur
ve kudsi temizlemeden gelen emirleri ,degil yanliz denizlerde, et yiyen hayvanlar, et yiyen kartallar, karalarda bocekler gibi, cenazeleri toplayan sihhiye memurlari gibi, onlarda bu gorevi yerine getiriryorlar
cenabi hak adeta diyorki
Ben guzelim guzel olani severim
Ben temizim temiz olani severim
temizlik isterim ben yaratigim bu fabrikada
temizlik isterim ben su alem sarayinda

evet, bu yeryuzunu temiz tutun
Benim memleketimi temiz tutun, ilahi emrini bizde akan kanin icinde al yuvarlar ak yuvarlar dahi dinleyip , bedenin hucrelerinde temizlik yapiyorlar
kanimizin icerisinde al yuvar akyuvar dolasiyor,
hem gida yetistiriryor hucrelere, hemde hucrelerin enkazlarini artiklarini toplayip akcigere getirirp, bobreklere goturup heryerde temizleyip suzuyor
nefesimizde o kani tasfiye eder, temizler
demek, vucudumuzda pek cok temizleme merkezleri var
ve o emri, goz kapatlari gozlerimizi temizlemek ve sinekler kanatlarini supurmek icin dinledikleri gibi, koca hava ve bulutta dinler

goz kapaklarimiz gozumuzu siliyor temizliyor
Allahin verdigi bu emirle gozu temiz tutun diyor
sinekler kanatlarini temizliyorlar
cenabi hak onlarada temiz temiz olun
Koca hava ve bulutta Allahin bu emrini yerine getirir
hava yeryuzune konan toz toprak supruntulerine ufler
bulut sungeri zemine su serper toz topragi yatirtirir
Sonra gok yuzunu cok fazla kirletmemek icin cabuk supruntulerini toplayip buyuk bir intizamla cekilir gizlenir
Ruzgar bulut yagmur gorevlerini yaptiktan sonra gogun gozu olan gunesi parlak bir sekilde gosterir
O ilahi emri, yeri ve gogu temiz tutun emrini yildizlar maddeler nebatlar dinledikleri gibi butun zerreler dahi dinliyorlar
o zerreler temizlige dikkat ediyorlar
bir yerde luzumsuz toplanmiyorlar
kalabalik etmiyorlar, eger kirlenseler
yeryuzune varliklara zarar verecek bir sekle gelseler hemen bozuluyorlar
ve sonrada temizleniyorlar
topraga donusuyorlar
ve yeniden kullanilabilir temiz
parlak bir hale geliyorlar
hikmet eli tarafindan sevk ediliyorlar


Iste bu tek fiil ; bir tek hakikat olan temizleme, tanzif emri Kuddus ismimin kainattin genis dairesinde gorunen bir icraatidir

Subhâneke lâ ilmelene illema allemtene inneke entel alîmul hakîm ve ahiru de’vehüm enilhamdülillahi rabbil âlemin
el fatiha me as salawat
 

nurhadimi

üye Sorumlusu
Iste bu tek fiil ; bir tek hakikat olan temizleme, tanzif emri Kuddus ismimin kainattin genis dairesinde gorunen bir icraatidir


yaaa biz kendi dişlerimizi, evimizi... temizlerken bile acizlik hissediyorken koca kainat tek bir emirle tertemiz oluyor

ALLAH razı olsun hocam

 
Üst