Ukbaa
Well-known member
On Dokuzuncu Lem’a
İktisat Risalesi
İktisat ve kanaate, israf ve tebzîre dairdir.
كُلُوا وَاشْرَبوُا وَلاَ تُسْرِفُوا 1
İktisat Risalesi
İktisat ve kanaate, israf ve tebzîre dairdir.
كُلُوا وَاشْرَبوُا وَلاَ تُسْرِفُوا 1
ŞU ÂYET-İ KERİME, iktisada kat’î emir ve israftan nehy-i sarih suretinde gayet mühim bir ders-i hikmet veriyor. Şu meselede Yedi Nükte var.
BİRİNCİ NÜKTE
Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor.2 İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasâretli bir istihfaftır. İktisat ise, nimete karşı ticaretli bir ihtiramdır.
Evet, iktisat hem bir şükr-ü mânevî, hem nimetlerdeki rahmet-i İlâhiyeye karşı bir hürmet, hem kat’î bir surette sebeb-i bereket, hem bedene perhiz gibi bir medar-ı sıhhat, hem mânevî dilencilik zilletinden kurtaracak bir sebeb-i izzet, hem nimet içindeki lezzeti hissetmesine ve zâhiren lezzetsiz görünen nimetlerdeki lezzeti tatmasına kuvvetli bir sebeptir. İsraf ise, mezkûr hikmetlere muhalif olduğundan, vahîm neticeleri vardır.
İKİNCİ NÜKTE
Fâtır-ı Hakîm, insanın vücudunu mükemmel bir saray suretinde ve muntazam bir şehir misalinde yaratmış. Ağızdaki kuvve-i zâikayı bir kapıcı, âsâb ve damarları
[NOT]Dipnot-1 “Yiyin, için, fakat israf etmeyin.” A’râf Sûresi, 7:31.
Dipnot-2 bk. İbrahim Sûresi, 14:7.[/NOT]
Fâtır-ı Hakîm: her şeyi hikmetle ve üstün sanatıyla benzersiz olarak yaratan Allah | Hâlık-ı Rahîm: bütün varlıkların yaratıcısı olan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah |
dair: ilgili, ait | ders-i hikmet: hikmet dersi |
hasâretli: zarar verici | hikmet: fayda, gaye |
hürmet etmek: saygı göstermek | ihtiram: saygı gösterme |
iktisat: tutumluluk | israf: savurganlık |
istihfaf: hafife alma | kanaat: kısmetine razı olma, yetinme |
kat’î: kesin | kuvve-i zâika: tad alma duyusu |
lem’a: parıltı | medar-ı sıhhat: sağlıklı olmanın kaynağı |
mezkûr: adı geçen | misal: görünüm |
muhalif: zıt, ters düşen | mukabil: karşılık |
muntazam: düzenli | nehy-i sarih: açık bir şekilde yasaklama |
netice: son, sonuç | nev-i beşer: insanlar |
nimet: iyilik, lütuf | nükte: ince ve derin anlamlı söz |
rahmet-i İlâhiye: Allah’ın rahmeti, şefkat ve merhameti | sebeb-i bereket: bolluk ve bereket sebebi |
sebeb-i izzet: şeref ve üstünlük sebebi | suret: biçim, şekil |
tebzîr: israf, saçıp savurma | vahîm: korku ve dehşet verici |
zillet: hor, hakir, aşağılanma | zâhiren: dış görünüş itibariyle |
âsâb: sinirler | âyet-i kerime: şerefli âyet, Kur’ân’ın herbir cümlesi |
şükr-ü mânevî: mânevî şükür | şükür: Allah’a karşı minnet duyma, teşekkür etme |
<TBODY>
</TBODY>