Nur cemaati neden farkli kollara ayriliyor?

þiraze

Active member
Allahım yarabbım herkes konuya bakıyo ama cevab yok

neyse demekkı olumsuz bı durum yok

hızmette bulunan herkes ıns allah ıhlasla faalıyette bulunmalarını daım eylesın

hepsınden allah razı olsun

r.n asına olmadım konuları burda ıns takıp edıp tekrarlıyacam

buda eksıklerımı tamamlamak ıçn yeterlı ıns

yınede tesekkurler
 

þiraze

Active member
bas ustune olcmuz her zamn efendımız haklısınız ama
BEN RAHMETEN MAHRUMU OLUyorum :(yanı tesbıhat cevsen okuyrum r.n.kulıyatınıda

e ben bunu esas almıstım ama yanı
birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz mazide, birimiz müstakbelde, birimiz dünyada, birimiz ahirette olsak biz birbirimizle beraberiz szu

bu bırlık manen yetmezmı hem tesbıhata nur talebelernın hepsı dua daıresıne gırıyo

ben o daıreden muafmı tutuluyorum nıye tutulayım ki okuyruz ya :(
 

þiraze

Active member
bu durumda cemaat ehemmiyet-i azîme mi

ıstıhare kılmam lazım

yada ha şundadır ha bunda

anket acsak

hepsı aynı oldu ıçn zorlanacm ama

hangısı daha çok çikolata verırse ona dahıl olacam

:)
allah hayırlısını versın

allah razı olsun bıraz trajı komık bı durum oldu ama
 

Huseyni

Müdavim
Kendi yapınıza en uygun cemaat içine girmeniz sizin menfaatinize olacaktır.
Bunu ayrımcılık olarak görmemek lazım.
Zaten sizde dile getirmişsiniz, bir bütünü oluşturan parçalar gibi düşünmek lazım.
Sizin de o parçalardan birine dahil olmanız olmamanızdan daha iyidir.
 

aczmendi reþha

Well-known member
ve bihi nesteinu

İslam aleminde farklı mezheblerin ve tarikatlerin oluşu, fıtri seyrin gereğidir..!
Burda fıtri ve doğru olmayan ise,srat-ı mustakimden çıkanlar ve mezhebleri ve meslekleridir..!
Ehl-i sünnet velcemaat itikadda ve amelde,milimi milimine asr-ı saadetin ölçülerini muhafaza ederken,4 hak mezheb ve bu mezheblere bağlı tarikatler ve meslekler kalmış..
Digerlerinin tüm işleri batıl olmamakla birlikte,doğru ve hak olan taraflarıda ellerinde az veya çok kalmış..!

a.s.m efendimizden ders alanların en ileri gelenleri ve büyüklerinin her biri,birer müçtehid derecesine çıkmış,yaptıkları içtihadlar,kur'ana ve sünnete uygun ve srat-ı mustakimde olmuş..! Daha sonraları bunların bir kısmının tebası kalmamış,bir kısmı ise tahrif edilmiş..!

Risale-i nur mesleğide, Üstad r.a dan ders alan ve müçtehid derecesine gelen erkan ve varislerle hayatlanmış..!
Onların devamı olup,milimi milimine mesleklerini devam ettirenler olduğu gibi, tebası kalmayan veya tahrifata uğrayanlarda olmuş.!

Risale-i nur dairesinde ,farklı gurupların veya isimlerin olması,azlığı veya çokluğundan ziyade sorun şudur..!
Bu guruplar ne kadar ehl-i sünnet velcemaat itikadına ve ameli ölçülerindedir..!
Risale-i nura hizmeti hak dava edenler ne kadar Risale-i nur ölçülerine ve dusturlarına uymaktadır..!
 
Allah razı olsun açıklamalar çok hoş olmuş. Neden gruplara ayrılması garip karşılanıyor asıl bunu anlamamak gerek.
Herkes bulunduğu grup dışındakilere Allah razı olsun onlarda hizmet ediyorlar dedikten sonra sorun yok. Elbette herkesin anlayışı bir olamaz.
Meşrebe uygun bir yerde olmak hizmetin kalitesini artıracaktır.
 

BeatÞaH

New member
işte sorunda bu ya isterdim ki hepsi yine birarda tek çatıda meslekleri farklıda olsa tek çatıda olsaydı ana meslekte risale inur okumak-neşretmek-okutmak-anlatmak olsaydı ne güzel olurdu evet birbirlerini bazen elestirdikleri açık hepside en iyisi bizi onlarda iyi onlarda dogru ama işte böle düşüğnceler var keske parca parca olmayaydı neyse vardır bi hikmet...
 

BeatÞaH

New member
eclairs kardeşin dediği de doğru cemaatteki büyükler in birbirini tenkid etmesi söz konsu bile olmaz ama malesef cemaat büyükleri deilde yinde büyük olupta tendkid edenler var buda henüz risalelere tam olarak vakıf olamaddıgı için bazı şahıslar tenkid edebiliyor yani henüz daha tam kavrayamaıslar bu yolda emekleyenler ...bunun içinde dogruyu bilenın bilmeyeni bilgilendirmesi lazım...yani bunu o hala kavrayamayan şahıslra anlatabılmek gerek...
 

BeatÞaH

New member
duydugum birşeyi söliim bir tanıdıktan duydum bir şahıs demiş bunlar şöle böle halbuki öle deiller bir kere kim olusa olsun nur cemaati nde hoşgörüde ön plandadır bir kere o laf denmez düşünüyosan bile denmez arkadas ögrendıgım o lafı diyen şahısta hocaefendi grubundaymıs oda benım gördüğüm muhterem hocaefendinin grubunda ciddi derecede bozukluklar görüyorum bildiğimde hocaefendi amerikaya gitti gideli böle olmus biraz...maksadsım tendkid deil 1 kişi için genellme yapılmaz hoşgörmek istiyorum yinede iyi seyler yapanlarda var ...ben grub ayrımı yapmam bizim burda( il merkezinde kac grup var bilmıyrum bildiğim ilcemizde olanı) 2 nur grubu var bi hocaefendi bide okuyucu 2 sinide severim bilirim hepside güzel seyler yapıyor...sorana şucuyumda demem islama hizmet yolunda herkese eyvallah...HEPİMİZ İNSANIZ VE MÜSLÜMANIZ BAŞKA TARİFİ YOK.şucu-bucu zaten bir insana tenkid manasınada gelebilir nefret ederım .
 
"İşte ey Risale-i Nur şakirdleri ve Kur'anın hizmetkârları! Sizler ve bizler öyle bir insan-ı kâmil ismine lâyık bir şahs-ı manevînin âzalarıyız.. ve hayat-ı ebediye içindeki saadet-i ebediyeyi netice veren bir fabrikanın çarkları hükmündeyiz.. ve sahil-i selâmet olan Dâr-üs Selâm'a ümmet-i Muhammediyeyi (asm) çıkaran bir sefine-i Rabbaniyede çalışan hademeleriz. Elbette dört ferdden bin yüz onbir kuvvet-i maneviyeyi temin eden sırr-ı ihlası kazanmak ile, tesanüd ve ittihad-ı hakikîye (dayanışma ve hakiki birlikteliğe) muhtacız ve mecburuz."
 
Çünki uzun imtihanlarda mahkemeler, düşmanlarım; benim gizli ve mevcud kusurlarımı göremediklerinden, hıfz-ı İlahî ile bütün bütün beni çürütemediklerinden, Risale-i Nur'a galebe edemiyorlar. Fakat hayat-ı içtimaiyede çok tecrübelerle mahiyeti bilinmeyen, benim vârislerim genç Said'lerin bir kısmını Nur'un zararına iftiralarla çürütebilirler diye o telaştan bu ehemmiyetsiz hayatımı ehemmiyetle muhafazaya çalışıyorum."

"Gerçi has kardeşlerim herbirisi mükemmel bir Said hükmünde Nur'a sahibdirler. Fakat ihlastan sonra en büyük kuvvetimiz tesanüdde bulunduğundan ve meşreblerin ihtilafıyla -hapiste olduğu gibi- bir derecetesanüd kuvveti sarsılmasıyla, hizmet-i Nuriyeye büyük bir zarar gelmesi ihtimaline binaen; bu bîçare ihtiyar hasta hayatım, tâ Lem'alar, Sözler mecmuası da çıkıncaya kadar ve korkaklık ve kıskançlık damarıyla hocaları Nurlardan ürkütmek belası def' oluncaya kadar ve tesanüd tam muhkemleşinceye kadar, o hayatımı muhafazaya bir mecburiyet hissediyorum.




 
[h=3]Bizler muhabbet fedaisi değil miyiz?[/h]Muhabbetimizi muhkemleştirecek kalblerimizi rabt ettirecek şeylere çok ihtiyacımız var. Bizler dünyanın en güçlü cemaati ve devleti olduğumuz halde davamızı hakkıyla yapamıyoruz. Gizli düşmanlarımız kendi aralarında bizden daha iyi ittihad ediyorlar. Birbirlerine düşman oldukları halde sırf dünya için. Biz de 20. Lem'a olan İhlas Risalesindeki devaları yaralarımıza sürmeliyiz. Birbirimize ihtiyacımızı his etmiyoruz. Haklı hep ben çıkayım istiyoruz. Hakkın hatırı bazen çok hatırlara feda ediliyor.

(ev kemâ kâle) hadis-i şerifi, ikisi de ihlâs ne kadar İslâmiyette mühim bir esas olduğunu gösteriyorlar. Bu ihlâs meselesinin hadsiz nüktelerinden yalnız Beş Noktayı muhtasaran beyan ederiz.
TENBİH: Bu mübarek Isparta'nın medar-ı şükran bir hüsn-ü taliidir ki, ondaki ehl-i takvâ ve ehl-i tarikat ve ehl-i ilmin, sair yerlere nisbeten, rekabetkârâne ihtilâfları görünmüyor. Gerçi lâzım olan hakikî muhabbet ve ittifak yoksa da, zararlı muhalefet ve rekabet de başka yerlere nisbeten yoktur.
 
Birden ruhuma gelmiş bir endişeyi beyan ediyorum.

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Birden ruhuma gelmiş bir endişeyi beyan ediyorum.

Ehl-i dalâlet, Risale-i Nur'un elmas kılıçlarına mukabele edemedikleri için, şakirtleri içinde, derd-i maişet cihetinden ve bahar mevsimi gafletinden istifade ederek, meşrepler veya hissiyatları muhalefetinden zayıf damarları bulup, şakirtleri içindeki tesanüdü sarsmak istediklerini hissettim ve anladım. Sakın, çok dikkat ediniz, içinize bir mübayenet düşmesin. İnsan hatadan hâli olamaz; fakat tevbe kapısı açıktır.

Nefis ve şeytan, sizi, kardeşinize karşı itiraza ve haklı olarak tenkide sevk ettiği vakit, deyiniz ki: "Biz, değil böyle cüz'î hukukumuzu, belki hayatımızı ve haysiyetimizi ve dünyevî saadetimizi Risale-i Nur'un en kuvvetli rabıtası olan tesanüde feda etmeye mükellefiz. O bize kazandırdığı netice itibarıyla dünyaya, enaniyete ait herşeyi feda etmek vazifemizdir" deyip nefsinizi susturunuz. Medâr-ı nizâ bir mesele varsa meşveret ediniz. Çok sıkı tutmayınız; herkes bir meşrepte olmaz. Müsamahayla birbirine bakmak şimdi elzemdir.

Umum kardeşlerimize birer birer selam ederiz.
 
Risale-i Nur talebelerinin birbirinden ayrılmaları normal ve istenen bir süreç değildir. Tamamen gizli düşmanların ve casusların ve gövdenin içine giren kurtların parmak karıştırması ile talebeler arasında fitne ve ayrılıkların başlamasıdır. Üstadımız hay

Risale-i Nur talebelerinin birbirinden ayrılmaları normal ve istenen bir süreç değildir. Tamamen gizli düşmanların ve casusların ve gövdenin içine giren kurtların parmak karıştırması ile talebeler arasında fitne ve ayrılıkların başlamasıdır. Üstadımız hayatta iken dahi bu planlarını hayata geçirmeye çalışmışlar fakat Üstadımızın ikazları ve hayatta olması ve de herkesin kabul ettiği hiç bir ihtilafa düşmediği vazifeli bir kumandan olmasından dolayı muvaffak olamamışlardır. Elhamdülillah. Hatta Üstadımızı dahi çürütmmeye çalışmışlar. Cenab-ı Hak izin vermemiştir. İnayet-i İlahi'ye ile Üstadımıza saldıranlar Risale-i Nur'dan cevablarını almışlardır.

Fakat Üstadımız vefat edince gizli düşmanlar talebeler arasında tenkid ve gücendirmek ve de karalamalar ile ayrılık rüzgarlarını estirmişlerdir. Risale-i Nur talebelerinin birbirinden ayrılmaları normal bir süreç değildir. Hizmetin akıbeti için en kötü şeydir. Hepimizin kaynağı aynı olduğu halde hepimizin cemaat lideri farklı. Haydi farklı olsun önemli değil diyelim fakat bu liderler hiç birleşiyor ve aralarında bir meclis oluşturuyorlar mı? Güç birliği yapıyorlar mı. İşte bu nokta bizi aşıyor. Bu liderlerden şunu bekliyoruz. Risale-i Nur ve Risale-i Nur camiasında muteber kaynaklar toplansın ve hizmet metodu nasıl olmalı bizler ne yapmalıyız. Risale-i Nur'a ayna mı oluyoruz perde mi düşünsünler. Eğer benim hocam Seyyid Hafız Said Nuri Ertürk dahi Risale-i Nur'a ayna değil perde oluyorsa ona da bağlanmam. Körü körüne taklit istemem. Araştırırır delile bakarım. Risale-i Nur'a ters neyi varsa kabul etmem. Çünkü Bediüzzaman Üstadımız bize öyle ders veriyor:

Sual: Neden hüsn-ü zannımıza su-i zan edersin? Eski padişahlar ve eski hükûmetler seni haktan çeviremedi. Jön Türkler sizi kendilerine râm ve müdaheneci edemediler. Zira seni hapis ettiler, asacaklardı; sen tezellül etmedin. Merdane çıktın. Hem sana büyük maaş vereceklerdi, kabul etmedin. Demek sen onların taraftarlığı için demiyorsun. Demek hak taraftarısın.


Cevap: Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir. Fakat şu hüsn-ü zannınızı kabul etmem. Zira bir müfside, bir dessasa hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız.


Sual : Nasıl anlayacağız? Biz câhiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz.

Cevap: Çendan cahilsiniz, fakat âkılsınız. Hanginizle zebib, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz özür değil... İşte, müştebih ağaçları gösteren semereleridir. Öyleyse, benim ve onların fikirlerimizin neticelerine bakınız. İşte birisinde istirahat ve itaattir. Ötekisinde ihtilâf ve zarar saklanmıştır.

Size bir misal daha söyleyeceğim:
DEVAMI: Risale-i Nur Külliyatı Arama Motoru
Sual: Kafirlerin zemmi hakkında yalnız iki ayetle iktifa edilmiştir. On iki ayetin hülasasıyla münafıklar hakkında yapılan itnab neye binaendir?
Cevap: Münafıklar hakkında itnabı, yani tatvili icap ettiren birkaç nükte vardır:
Birincisi: Düşman meçhul olduğu zaman daha zararlı olur. Kandırıcı olursa dahahabis olur. Aldatıcı olursa, fesadı daha şedit olur. Dahili olursa, zararı daha azim olur. Çünkü; dahili düşman kuvveti dağıtır, cesareti azaltır. Harici düşman ise, bilakis, asabiyeti şiddetlendirir, salabeti arttırır. Nifakın cinayeti, İslam üzerine pek büyüktür. alem-i İslamı zelzeleye maruz bırakan nifaktır. Bunun içindir ki, Kur'an-ı Azimüşşan, ehl-i nifaka fazlaca teşniat ve takbihatta bulunmuştur.

 
Üst