Nokta nokta, safha safha

heysem

Well-known member
efendimiz-gul.jpg


Şimdi işi nokta nokta, safha safha ele alalım ve görelim:

Bizzat varlığın sebebi olan Cenab-ı Peygamber buyuruyor:
"Ben, insanın yaradılışta evveliyim, Peygamber gönderilmek itibariyle de sonuncu bulunmaktayım."
İmam Ahmed, İmam Buhari ve Ebu Naim rivayet ediyorlar:
Bir gün, sahabelerden Meysara, Resuller serverine sordu:
- Ey Allah'ın resulü! Sen ne vakit Peygamber oldun?
Buyurdular:
- Âdem, ruh ile ceset arasındayken...
Ebu Hüreyre (r.a) den:
Sahabeler Nebiyyi Muhtereme sordular:
- Ey Allah'ın Resulü! Sana Nebilik ne zaman vacip oldu?
Cevap verdiler:
- Âdem, canla kalıp arasındayken...
Allah Sevgilisinin bir başka hadisi:
"Ben Peygamber idim, Âdem ise henüz ruh ile ceset arasında bulunuyordu."
Yüce yaratıcının Muhterem Peygamberinden öğreniyoruz ki, daha âlemi gaipte iken, ruh-i Nebevi vücuda gelmiş, nübüvvetle sıfatlandırılmış, sonra Hazreti Ademin ruhu, daha sonra da mübarek cismi yaratılmıştır...
Müslim'in Sahih inde, Abdullah İbni Ömer (r.a) den nakil:

- Allah Resulü buyurdular: Allah yerleri ve gökleri yaratmadan şu kadar zaman evvel Arş su üzerindeyken, mahluklarına ait takdirini yazdı. Ana kitaba yazılan şeylerin başında şu vardı: Muhammed (s.a.v) nebilerin tamamlayıcısı ve hâtemidir.

Bütün bunlar gösteriyor ki, Allah'ın Resulü âlemler yaratılmadan peygamberlik vasfıyla sıfatlandırılmış bulunuyordu.
Allah'ın yenilmez arslanı Hazret-i Ali (k.v) ve İbni Abbas (r.a) dan rivayet edilir: Şanı pek yüce olan Allah, gönderdiği peygamberlerin hepsinden, kendileri hayattayken Allah'ın Resulü gönderilecek olursa hemen iman etmeleri için ahd almıştır... Hemen iman etmeleri, hiçbir yardımdan geri kalmamaları, ümmetlerinden de aynı sözü almaları yolunda ahd...

Alemlerin Rabbi olan Allah Azze ve Celle, büyük Resulünün nuruna, öbür Peygamberlerin nurlarına nazar etmesini emretti. Allah Sevgilisi Cenâb-ı Ahmed'in nuru, hepsini kuşattı... Gelecek zamanın Peygamberleri sordular:

- Ey Rabbimiz! Nuru bizi kuşatan bu varlık kimdir, nedir?
Allah Azze ve Celle cevap verdi:
- O, benim Sevgilimin nurudur... Eğer siz O'na inanır ve bağlanırsanız Peygamber olursunuz!..
Nurlar haykırdı:
- O'na ve Nebiliğine inandık...
Yüce Allah sordu:
Şahid olayım mı?
Nurlar cevap verdi: - Ol ya Allah!..
 

heysem

Well-known member
İşte bu kıssadır ki, Kurân'ın nebilerden tek tek misak alındığını tesbit eden şu âyetiyle işaret olunmuştur:

" Allah, (geçmiş) peygamberler (in) den and olsun ki size kitap ve hikmet verdim. Sonra da size nezdinizdeki (o kitap ve hikmeti) tasdik eden bir peygamber gelmiştir (gelecektir). O'na katiyyen iman ve O'na her halde yardım edeceksiniz diye (ahd ve) misak aldığı zaman dedi ki:
"İkrar ettiniz ve uhdenize bu ağır yükümü (vacibemi) ahd kabul eylediniz mi?" Onlar (cevaben): "İkrar ettik" dediler. (Allah) dedi ki: "Öyleyse (birbirinize ve ümmetlerinize karşı) şâhid olun, ben de sizinle beraber (bu ikrarınıza) şahidlik edenlerdenim. (Al-i İmran Suresi / 81)


İşte bu mübarek ayette sonsuzluk nebisi Cenâb-ı Mustafanın şan ve şerefini yücelten vasıflandırmalardan başka, eğer öbür peygamberler zamanında gelseydi onlara da RESUL olması gerektiği ve nebiliğinin Hazret-i Adem'den başlayarak son adama kadar bütün kâinatı ve her mahluku sardığı mânâsı vardır.
Evet, O Nebiyyi Ahirzaman bütün zaman ve mekânın ve bütün mahlukatın peygamberidir... Allah, iki cihan sultanlığını ebede kadar O'na vermiştir...
Nihayetsiz olan mülkün seyyidi, Kevser Havuzu'nun sahibi ve Allah Sevgilisi buyuruyorlar:

"Bütün insanlığa Peygamber gönderildim!.."
Bu hadis-i Nebevi 'den süzülecek mâna, Allah Sevgilisinin kendisinden evvel ve sonra, gelmiş ve gelecek bütün beşeriyete gönderdildiğidir. Yoksa sadece kendi saadet asrından Kıyamete kadar gelecek olanlara değil...
Bu dahi azim bir hikmet...
Topyekün zaman ve mekânın nuru olmak hususiliği...
Ve bir başka âyet:

"(Habibim) seni (rahmetimizin) müjdeci (si, azabımızın) haberci (si ve) bütün insanların peygamberi olmaktan başka (bir sıfatla) göndermedik. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler." (Sebe Suresi / 28) Fâhri Kâinat olmak sırrı böylece daha güzel anlaşılıyor...
 

heysem

Well-known member
İşte bu yüzdendir ki, Mirac Gecesi Nebiler nebisi imam olmuş ve bütün Peygamber ruhları ona uymuşlardır... Ayrıca âhiret gününde de hepsi O'nun şeriat çerçevesi içinde haşredilecektir...

Abdullah İbn-i Cemre "Behçetü'n Nüfus" isimli eserinde "Kâabü'l-Ahbâr" dan şöyle rivayet eder:
Henüz Adem Peygamberden ne nâm, ne nişan vardı.
Yüce Allah, Habibini yaratmak murad etti ve Cebrâil'e emir verdi:

- Arzın kalbi ve nuru olan topraktan al ve getir!
Hz. Cebrâil de Cennetin yüksek makam melekleriyle yeryüzüne indi. Allah Sevgilisinin kabri olacak noktadan bir avuç beyaz ve nurlu toprak aldı. Toprağı Cennet ırmaklarında yoğurdu. Toprak beyaz inci gibi ağardı ve etrafa ışık saçmaya başladı... Melekler bu toprağı aldılar; Arş ve Kürsü, yer ve gök, dağ ve derya, her tarafa dolaştırdılar. Allah Resulünün fazilet ve üstünlüğünü anlattılar...
Hadis İmamlarından Hâkim'in nakli:
Allah-u Teâlâ, Adem 'in kalbine ilham etti, o da sordu:

- Allahım! Beni niçin "Ebu Muhammed = Muhammedin babası" diye künyeledin?
Allah (c.c) buyurdu:
- Ya Adem, başını kaldır da bak!
Hz. Adem (a.s) başını kaldırınca Arş üzerinde Allah Resulü'nün nurunu ve yazılı ismini gördü.
Ve Yüce Allah'tan sordu:
- Allah 'ım, bu nasıl bir nur böyle?
Allah-u Teâlâ, Adem Peygambere dedi: - Bu senin zürriyetinden bir peygamberin nurudur ki, ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed'dir. O olmasaydı, sen de olmazdın, kâinat da...
 

heysem

Well-known member
Hak ve adâlet güneşi Hazret-i Ömer (r.a) in rivayet ettiği başka bir hadis. Resuller Serveri buyuruyorlar:

Hazret-i Adem Cennet'ten Dünyaya gönderildiğinde Allah'a yalvardı:
- Allahım! Muhammed aşkına beni affet!..
Alemlerin Rabbi, Adem aleyhisselam'dan sordu:
- Yâ Adem! Sen Muhammed'i nasıl öğrendin; ben henüz onu vücuda getirmedim?

Adem (a.s) dedi ki:

- Ey Rabbi Rahimim! Sen beni yaratıp kalıbıma ruh üflediğin zaman başımı kaldırıp Arş'a baktım. Orada bir yazı vardı:
"Allahtan başka ilâh yok ve Muhammed onun Resulüdür."
Sen (mübarek) ismini, insanoğlunun en üstün ve sevgilisi olandan başkasına bağlamayacağına göre O'nun kadr ve kıymetini buradan anladım...

Yüce Allah buyurdu:
Doğru söyledin, ya Adem; O benim için insanoğlunun en sevgilisidir. Madem ki O'nun aşkına benden mağfiret istiyorsun, seni affettim.

Hazret-i Adem Cennet-i âlâda yine sormuştu:
- Ey Rabbim! Bu Muhammed kimdir?

Yüce Allan'tan şu cevabı almıştı:
- O senin bir çocuğun, amma O senin dahi yaratılmana sebep olan bir çocuktur...
İşte bunun içindir ki Hazret-i Adem,
- Allahım! Çocuğu hürmetine babasına rahmet et! diye niyaz etti... Ve Allahü Teâlâ onun duasını kabul buyurdu.

Hazret-i Hüseyin (r.a) yoluyla İbn-i Merzuk nakli. Allah'ın Resulü buyurdular ki:
- Adem Peygamberin yaradılışından ondört bin yıl evvel, Rabbim katında bir nurdum ben!...
O ki olmasaydı, topyekün oluş olmayacaktı... O ki yaratılmasaydı, hiçbir şey yaratılmayacaktı...
İşte O...
İşte O... Elde sancak sancak nur...
Yedi kat göklerde nâtı okunur!

(Levlâke Levlâke) diyorken Hüdâ,
Niceleri var ki kalmış uykuda.
Cennet, Adem, Havva yokken O vardı,
Adem, O'nun için Hakka vardı.
Onsuz insan sağır, onsuz insan kör,
Yüzbin gözü olsa yine her an kör!..
Kim O'nun nurundan almazsa ışık,
Hep gece, bekleme hiç bir aydınlık!
Nasıl ki süt ister her doğan sahibi,

Böyle bir gıdaya muhtaçtır tâbi.
İşte bütün beşer muhtaç Nebi'ye,​

Mânevi gıdamı alayım diye...
 

HAYA

Sevdam Davam
Ey Rabbimiz! Nuru bizi kuşatan bu varlık kimdir, nedir?
Allah Azze ve Celle cevap verdi:

- O, benim Sevgilimin nurudur... Eğer siz O'na inanır ve bağlanırsanız Peygamber olursunuz!..
Nurlar haykırdı:
- O'na ve Nebiliğine inandık...
Yüce Allah sordu:
Şahid olayım mı?
Nurlar cevap verdi: - Ol ya Allah



hak razı olsun ne güzel bir anlatım
 
Üst