Nişanlılar Başbaşa Kalabilir mi?

topraktoprak

Well-known member
SORU:

Memleketimizde nişanli gençler bazan yalnizca bir araya geliyor, birlikte gezip tozuyorlar.
Bazilari nişanlilarin böyle yalnizca bir arada gezip tozmalarinin câiz olmayacagini söylüyor, bazilari da, nisanlisidir, mahzur olmaz, diyorlar.
Ne dersiniz?

CEVAP:


Nişan, nikâh degildir.
Nikâh olmadigi içindir ki, nişanli gençler birbirlerinin yabancisi ve namahremidirler.
Herhangi bir yabanci ne ise bunlar da birbirleri için aynidirlar.
Bu bakimdan, nişanli gençler, yanlarinda üçüncü kimse bulunmadan yapayalniz basbaşa kalamaz, iki ikiye çarsida gezip tozamazlar.

Resûl-i Ekrem Efendimiz bir kadinin yabanci bir erkekle iki ikiye başbasa kalmalarini yasaklamis, bunlarin üçüncülerinin seytan olacagini haber vermislerdir.
Kaldiki, nişan hiçbir zaman taraflari baglayan anlasma degeri de tasimaz.
Bu esnada bir anlasmazlik çikabilir, birbirlerinin meçhul taraflarina sahit olup vaz geçebilirler.
Böyle bir ayrilmada taraflar yapayalniz kalmislarsa mahzur daha da çogalir, ihlâl ettikleri mahremiyet yüzünden bilhassa kiz tarafinin itibari asagi düsebilir.

Böyle bir ayrilmada, alinip verilen hediye ve nisan esyalari aynen iâde edilir, edilmeyenler de kiymetleri itibariyla paraya çevrilir, para olarak ödeme yoluna gidilerek helâllasilir.

Bu mevzuda âile büyükleri titiz olmali, büyük bir pişmanliga sebeb olacak hatanin dogabilecegi ihtimalini uzak görmemelidirler.

Alıntı: Ahmed ŞAHİN
 

topraktoprak

Well-known member
Nelere Dikkat Etmeli?

İki bekar insanın bir araya gelip mutlu bir evlilik hayatı kurabilmeleri için birbirlerini iyi tanımaları şarttır.
Bunun için önce bir nişanlılık dönemi yaşarlar.
Bu dönemde taraflar birbirlerini iyice tanımayı hedef alırlar.
Bu tanışmayı temin içinde üçüncü şahsın yanında yahut ta her an birinin gelebileceği açık bir mekanda konuşurlar.
İnançlarını, mizaçlarını, hayat anlayışlarını etraflıca konuşur, birbirlerini anlamaya gayret ederler ki, ilerideki hayatlarında bir uyuşmazlıkla karşılaşıp ta mutsuzluğa düşmesinler.

Bazı kimseler, nişanlılık döneminde taraflar birbirlerine haram olmasın da iyi tanışsınlar diye resmi nikahtan önce dini nikahı hemen yaptırıyorlar, böylece kızın elinden vaz geçme özgürlüğünü alıp tümüyle erkeğin eline teslim etmek gibi bir yanılgıya düşüyorlar.
Böylesine tek taraflı bir tercih adaletsizliğine düşmemek için kadını bağlayan dini nikahı, erkeği de bağlayan resmi nikaha yakın güne kadar tehir etmekte fayda olsa gerektir..
 

topraktoprak

Well-known member
Nişan ve nişanlılık devresi nasıl olmalıdır?
Tarafların görüşmelerinde ölçü ne olmalıdır ?

Evlenecek taraflar görüşüp, konuştuktan ve anlaştıktan sonra aralarında bir nişan merasimi düzenlenir.
Nişan bir çeşit sözleşme sayıldığı için, talip olunan kızı artık bir başkası gelip isteyemez.
Nişanlanma memleketimizde yaygın bir âdet olduğu gibi, İslâmda da yeri olan bir husustur.
Nitekim, Peygamberimiz, Hz. Âişe ile üç sene kadar nişanlı kaldıktan sonra evlenmişlerdir.
Böylece, nişan aynı zamanda bir sünnet sayılmaktadır.(
1)

Nişan merasiminden sonra, aileler arasında akrabalık bağı kurmanın ilk teşebbüslerine başlanır.
Taraflar karşılıklı olarak birbirlerine hediye gönderirler ve artık yavaş yavaş düğün hazırlığına başlarlar.
Evlenecek kimselerin nişanlılıkları da bir yüzükle belli edilir.
Erkeğin altın ve diğer madenlerden yapılmış yüzük kullanması uygun olmadığı için, ancak gümüş yüzük takabilir.

Nişan, sadece bir evlenme vaadi ve nikâhın başlangıcıdır.
Böyle bir vaadden dönmek İslâmî edebe aykırı olduğu için, ölüm ve sonradan zuhur eden bir hastalık gibi, haklı bir sebep yokken, ahdi bozmak doğru olmaz.
Fakat sadece nişanlanmakla nikâh hükümleri terettüp etmediğinden, iki taraftan hiçbirisi, İslâm hukuku açısından sözünü yerine getirmek zorunda değildir.
Çünkü nişanda, nikâhta bulunan icap ve kabul yoktur.
Yani evlenecek eşler iki şahit huzurunda sözlü olarak nikâh akdini yapmış değillerdir.

Nişanlanmanın her iki taraf için sağladığı en mühim fayda, evliliğin sağlam esaslar üzerine kurulması için başvurulan bir ihtiyat tedbiri olmasıdır.
Çünkü, birtakım haklı sebeplerle nişanın bozulması, ileride vukuu muhtemel ve mümkün olan boşanma hadisesinden daha hafif düşmektedir.
Her ne kadar "dünürlük" devresinde her hususun enine boyuna konuşulması gerekse de, nişanlıların mesut bir yuva kuramayacakları hususunda ciddî belirtiler çıkarsa, nişan sözleşmesine nihayet verilebilir.

Nişan bozulduğu takdirde, taraflar birbirlerine verdikleri hediyeyi iade edebilirler.
Verilen şeyler telef olmuş veya kaybolmuşsa, bedeli istenebilir.
Nişanlılık devresinde, zaman zaman ihmal edilen ve dikkat edilmeyen husus, tarafların birbirlerini evliymiş gibi zannedip aradaki mahremiyet sınırını ihlâl etmeleridir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, evlenecek kimseler birbirlerini ancak istemeye gittikleri zaman görebilirler.
Bunun dışında, bir nikâh akdi yapılmadığı müddetçe,nişanlıların yalnız olarak görüşmeleri, konuşmaları, beraber gezmeleri uygun olmaz.
Çünkü birbirlerine karşı bir yabancıdan farksızdırlar.
Görüşme zarureti hâsıl olsa, yanlarında kadının bir mahremi bulunmalıdır.
Bu hususta , Peygamberimizin ikazı açıktır:
"
Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla yalnız kalmasın. Çünkü bu takdirde üçüncüleri şeytandır."(2)

Nişanı, bir evlilikmiş gibi telâkki ederek nişanlılar arasındaki mahremiyet sınırına dikkat edilmemesi neticesinde, cemiyette pekçok üzücü ve aileleri sıkıntıya sokacak durumlar görülmekte ve duyulmaktadır.
Bu hususta titizlik gösterilmemesi sonunda tarafları pişmanlığa düşüren bazı hataların çıkma ihtimali göz ardı edilmemelidir.
Evlilik akdi yapılıncaya kadar her iki tarafda meşruiyet sınırını aşmamaya itina etmelidirler.

Nişanlılar, nikâhları akdedilene kadar yalnız başlarına görüşüp konuşamayacakları gibi, tokalaşmaktan da kaçınmalıdırlar.
Düğün merasimi esnasında dahi henüz nikâhları kıyılmadıkça, mahremiyet sınırını muhafaza etmeleri gerekir.
Ancak nikâhları akdedildikten sonra birbirlerine helâl olurlar.

Bazı bölgelerimizde nişan merasimi esnasında dinî nikâh kıyılmakta; böylece taraflasın birbirleriyle rahat bir şekilde görüşmeleri için mahzur ortadan kalkmaktadır.
İslâm hukuku açısından eşler, karı koca olmaktadırlar; fakat resmî nikâhları daha sonraya bırakıldığından, evlilik muamelesi resmen gerçekleşmemektedir. Bununla beraber, iki şahit huzurunda icap ve kabul esaslarına uyularak akdedilen bir nikâh, tarafları birbirine helâl kılar.
Baş başa görüşüp konuşabilirler, tokalaşabilirler,gezebilirler.

Her ne kadar taraflar birbirlerine "Evet" dedikten sonra birbirlerinin helâli olmuşlar, ömür boyu bir ve beraber olmaya karar vermişler, birtakım riskleri göze almışlar ise de, en kötü ihtimalleri de hesaba katarak,nişanlılık devresinde münasebetlerde ölçülü olmanın sayılamayacak kadar çok faydaları vardır. Bilhassa damat adayının, kız tarafının hassasiyetini anlayışla karşılaması gerekir.
Bu hassasiyetin bir itimatsızlıktan değil de,haklı bir ihtiyattan kaynaklandığı bilinmelidir.
Allah göstermesin, bir nişan bozulması sırasında tarafların vicdan azabı çekmemesi ve ikinci evlilik teşebbüslerinin akamete uğramaması için böylesine bir ihtiyata ihtiyaç vardır.

Bu vesileyle şu hususa da açıklık getirelim:

Nikâhlı olduğu halde nişanı bozulan kadının başka bir erkekle evlenmesi dinen caiz değildir.
Başkasıyla yaptığı,nikâh sahih olmaz.
Kadının nikâhının sahih olması için önceki nişanlısının (kocasının) kadını boşaması gerekir.
Kadını boşadığı takdirde, kadın başka bir erkekle evlenebilir.
İddet beklemesine lüzum yoktur.
Aksi takdirde, eski nişanlısı boşamadan kız bir başkasıyla evlenemez.
Bu hususta karı-koca olup olmamaları aranmamaktadır.
Yapılan nikâh akdi dinen tarafları nikâhlı göstermektedir.
Kız boşanmadan bir başkasıyla evlendiği takdirde nikâhı batıl olup, bu evlilik sayılmaz.
Erkeğin durumu ise farklıdır.
Nikâhlı olduğu halde başka bir kadınla evlenebilir.(
3)

1. Müslim, nikâh: 69.
2. Müsned, 3: 339
3. Nisa Sûresi, 3.


Kaynak : Mehmet Paksu, Kadın, Aile, Hayat, Nesil Yayınları
 

nurul reþha

Well-known member
Her ne kadar taraflar birbirlerine "Evet" dedikten sonra birbirlerinin helâli olmuşlar, ömür boyu bir ve beraber olmaya karar vermişler, birtakım riskleri göze almışlar ise de, en kötü ihtimalleri de hesaba katarak,nişanlılık devresinde münasebetlerde ölçülü olmanın sayılamayacak kadar çok faydaları vardır. Bilhassa damat adayının, kız tarafının hassasiyetini anlayışla karşılaması gerekir.
Bu hassasiyetin bir itimatsızlıktan değil de,haklı bir ihtiyattan kaynaklandığı bilinmelidir.
Allah göstermesin, bir nişan bozulması sırasında tarafların vicdan azabı çekmemesi ve ikinci evlilik teşebbüslerinin akamete uğramaması için böylesine bir ihtiyata ihtiyaç vardır.

Bu vesileyle şu hususa da açıklık getirelim:

Nikâhlı olduğu halde nişanı bozulan kadının başka bir erkekle evlenmesi dinen caiz değildir.
Başkasıyla yaptığı,nikâh sahih olmaz.
Kadının nikâhının sahih olması için önceki nişanlısının (kocasının) kadını boşaması gerekir.
Kadını boşadığı takdirde, kadın başka bir erkekle evlenebilir.
İddet beklemesine lüzum yoktur.
Aksi takdirde, eski nişanlısı boşamadan kız bir başkasıyla evlenemez.
Bu hususta karı-koca olup olmamaları aranmamaktadır.
Yapılan nikâh akdi dinen tarafları nikâhlı göstermektedir.
Kız boşanmadan bir başkasıyla evlendiği takdirde nikâhı batıl olup, bu evlilik sayılmaz.
Erkeğin durumu ise farklıdır.
Nikâhlı olduğu halde başka bir kadınla evlenebilir.(
3)

1. Müslim, nikâh: 69.
2. Müsned, 3: 339
3. Nisa Sûresi, 3.


Kaynak : Mehmet Paksu, Kadın, Aile, Hayat, Nesil Yayınları

Allah razı olsun çok faydalı bilgiler olmuş asrımızın gençelrininde bu tür bilgilere ihtiyaçları var çünkü ailelerin de bu konuda yeterli bilgileri olamayabiliyor ve nişanlılık evresinde dini nikah kıyabilyorlar burada da söylendiği gibi kızın tercih hakkı elindne alınmış oluyor.
Allah razı olsun...
 

Müekked

Well-known member
görüşme hakkı kaçsa odur. 1-3 defa görüşür kararını istişareyle verirsin. bu kadar açıktır. artık nişanlıyken evlenilmez diyemeyiz. nişanlıyken evli olunması gerekli olabiliyor.nişana gerekte yok bence. görüşme istişare belki istihare. sonra ya he ya da yok. demeliyiz. bu kadar. :) fazla uzayan ve cıvıyan nişanlar hoş olmayabiliyor!!!
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
görüşme hakkı kaçsa odur. 1-3 defa görüşür kararını istişareyle verirsin. bu kadar açıktır. artık nişanlıyken evlenilmez diyemeyiz. nişanlıyken evli olunması gerekli olabiliyor.nişana gerekte yok bence. görüşme istişare belki istihare. sonra ya he ya da yok. demeliyiz. bu kadar. :) fazla uzayan ve cıvıyan nişanlar hoş olmayabiliyor!!!

O kadar ! :)
 

Garib

Well-known member
peki dielim nisanlılar ayrıldı ..nikahta btmis..ama barısmak isterlerse olurmu uc talak olursa mesela dielim,tekrar nikah olabilrmi ,yani evlenebilrlermi :032:
 

Müekked

Well-known member
3 defa boş ol derse. kadın illaki başkasıyla evlenip boşanmadan.evlenemez o kişiyle.çok ayrıntıya girmiyorum. olmuyor galiba.yani başkasıyla nikahlı belli bir süre geçirmeden.(3 iddet dönemi kadar gene galiba.) gidip o nişanlıyla evlenemiyor. sanıyorum.
 

Kýrýk Testi

Well-known member
doru dionda,ksnlikle katılıyorum.. nikah olmadan gorusme olmuo ayrı ama nikahsız eve hic giremez onun icin ypılo nikah olmassa dielim bayramda felan nasıl gelcekler

Tek başına aynı ortamda kalmadıktan sonra sorun olmaz herhalde,üstelik bayram günleri kalabalık oluyor hele o gün hiç sorun olmaz zannımca islamda çareler tükenmez :)
 

mozbursa

Active member
bu dönemde yapılan imam nikahlarında bayan magdur olabilir.yanlış bi durum.zaten helalin olan biri ile nasıl bi sınır koyabilirsinki arana.sonrada ufak bi prüzde erkek arkasını dönüp gidebilir.ben nişanlıyım.nişanlımla hafatda bir görüşüyorum ve mübala etmeden söyleyebilirim gözlerine dahi bakmadığımı.oda aynı düşüncede.ideal birliği olduktan sonra tanımaya çalışmak çokda önemli değil çünkü 10 yıl konuşup evliliğin 2. ayında ayrılanlar meğer tanımamışım diyebiliyor.
 
nişanlı çiftin nikahları kıyılmış yalnız aralarında zifaf vaki olmadan evvel bir talak ile boşanan çiftin arasında dinen beynunet vaki olur.ricatın yapılmasıda mümkün değildir.yani zifaftan önce olduğundan iddet söz konusu değildir ve artık kadın yabancı bir kadındır.ancak üç talak ile boşama vuku bulmadığından her iki taraf arzu ederlerse yeni bir nikah ile birbiriyle biraraya gelebilirler.bu durumda sadece iki talakları olacaktır.yalnız üç talak vuku bulmuş ise kadın başka bir erkekle evlenmeden onunla zifaf olmadan ve aralarındaki evlilik bağı normal şartlarda sonlanmadan evvelki eşiyle evlenemez.günümüz meselelerine fetvalar,halil günenç,c.2,sh.111,c.2,sh.133....selam ve dua ile
 

_vatan_

Well-known member
görüşme hakkı kaçsa odur. 1-3 defa görüşür kararını istişareyle verirsin. bu kadar açıktır. artık nişanlıyken evlenilmez diyemeyiz. nişanlıyken evli olunması gerekli olabiliyor.nişana gerekte yok bence. görüşme istişare belki istihare. sonra ya he ya da yok. demeliyiz. bu kadar. :) fazla uzayan ve cıvıyan nişanlar hoş olmayabiliyor!!!

Haklısınız Kardeş Gerek Bile Yok Ya Nişana, Nişan Maduru Olan Çok Tanıdığım Var.

Feza abinin Tabiriyle "O kadar."

Ya Şimdi Tezat Bi Durum Var Bu Olay Yaklaşık 3 Ay Önce Vuku Buldu.İki Nişanlı Çift Her Ne Kadar Dediysekte Nişanlılık Döneminde İmam Nikahıyla Nikahlanıyolar.Sonra Bayan Kardeşimiz Erkeğin Kötü Huylarını Görüyo Ve Ayrılmak İstiyo Ve Ayrılıyoda.Erkek te İmam Nikahını Bırakmıyo.Kız Tarafından 10.000.tl Para Taleb Ediyo Nikah Karşılığında.Şimdi Bu Durumdan Bu Kardeşimiz Nasıl Kurtulacak.Bi Kaç Hocaya Sorduk İlla Erkek Bırakcak Nikahı Yoksa Olmaz Diyo.Erkek Nikahı Parayla Veriyosa O Nikah Zaten Zarar Görmüş Olmuyomu Yahu.
Not:Erkek Nikah Kıyılırken Bayan Kardeşimize Talak Hakkını Vermemiş.Zaten Kızda İstememiş.
Kaynaklarıyla Beraber Cevaplarınızı Bekliyoruz İnş
Saygılarımla
 
soru:koca karısına boşanma yetkisi verebilir mi?yetkiyi geri alabilir mi?bu yetkiyle kadın kocasını boşayabilir mi?
cevap:islam dininde boşama yetkisi kocanın hakkıdır.yalnız ona selahiyet verilmiştir.(istenirse sebeb ve hikmetlerini yazabilirim)fakat koca bu yetkiyi kısa ve uzun süreli karısına verebilir.mesela karısına,bir sene veya on seneye kadar boşama yetkisine sahipsin,der.bu yetkiyi kendisine verdikten sonra kadın o süre içerisinde isterse kendini boşar.isterse de boşanmaz.(ibn abidin c.2,sh.481)
koca,boşama yetkisini karısına verdikten sonra geri alıp alamayacağı hususunda ihtilaf vardır.racih kavle göre geri alamaz.(ibn abidin c.2,sh.476)
günümüz meselelerine fetvalar,halil günenç,c.2,sh.148
bahsi geçen durumlar olmaması için....
cevap:bir kadın birisiyle evlenmek istiyor.ama karektersiz olduğundan kendisiyle evlenmeye cesaret edemediği için ihtiyaten boşanma yetkisine sahip olmak isterse hanefi olan kimse şöyle yapsın:akit esnasında koca olacak kimseye;boşama yetkisi elimde olmak şartıyla kendimi seninle evlendiririm,desin.adamda aynı minval üzere kabul etsin.yani boşama yetkisi senin elinde olmak şartıyla seninle evlendim,desin.akit böyle icra edildiği taktirde yetki kadına verilmiş olur.ve istediği zaman da boşanabilir.
(al-durru'l-muntaka,c.1,sh.440)
günümüz meselelerine fetvalar,halil günenç,c.2,sh.118
ayrıca....
koca karısına:sana verdiğim mehri bana geri verirsen ben seni boşarım dese o da getirir ve bunun üzerine o da ona mukabil onu boşarsa,boşanır ve koca o mihre müstehak olur.
günümüz meselelerine fetvalar,halil günenç,c.2,sh.149
 

Müekked

Well-known member
Böyle bir durumda erkeğin, sırf kadına zarar vermek amacıyla kadını boşamamakta ısrar etmesi dinen doğru değildir (Bakara, 2/231)

Dolayısıyla söz konusu olayda öncelikle sözü dinlenir ilim ve fazilet sahibi bir aracı, erkeğe giderek kendisine hiç de yarar sağlamayan böyle bir nikaha son vermesi gerektiğini, dini nikahın karşı tarafa zarar vermek amacıyla nefsi bir tatmin aracı yapılamayacağını, bunun İslâm'ın ruhuna aykırı olduğunu anlatmalı ve erkeğin boşamasını sağlamalıdır

Erkek boşamamakta ısrar ederse, resmi nikah bulunmadığı için mahkemeye de başvurulmayacağına göre, kadın ve erkeğin aileleri bu konuda bir sonuca varmak üzere birer hakem seçerler Ailelerden biri direnir, hakem seçmezse karşı taraf onun yerine adil ve tarafsız bir hakem seçebilir

Seçilen hakemler öncelikle arabuluculuk yaparlar Lüzûm ve zarûret bulunduğunda eşlerin rızası olmasa bile bu kişileri boşamaya da karar verebilirler

Böyle bir boşama gerçekleştikten ve boşanan kadın iddetini bitirdikten sonra nikah kıyarak yeni bir evlilik yapabilir

Bu tür olayların yaşanmaması için yapılan akitlerin mutlaka kayıt altına alınıp hukuki güvenceye kavuşturulması elzemdir Çünkü dindar olduğunu söyleyen gençler ve/veya aileleri resmen tescilin olmadığı durumlarda aralarında akdedildiği ifade edilen akitleri inkar etmekte ve taraflardan biri ve genellikle kız tarafı mağdur duruma düşmektedir.

Böylece, dinimizin nikahtan gözettiği ulvi gaye gerçekleşmek şöyle dursun, insanlar din adına birbirlerine zulmeder hale gelmektedirler

Diyanet İşleri Başkanlığı
Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet Editör
 
Üst