Mustafa Sungur'a Sordular : Bayram Nedir ?

Huseyni

Müdavim
Farklı bir bayram tarifi

Yıllar önce özel televizyonların biri sokakta insanlara bayram hakkında düşüncelerini soruyor ve cevapları yayınlıyordu. Sıradan insanlar yanında bazı ünlülerin de yorumlarını alıyordu.
Bu ünlüler arasında Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin hayattaki talebelerinden Mustafa Sungur ağabeye de “Bayram nedir?” diye soruldu.


O ana kadar verilenlerden çok farklı bir cevap vermişti.
Sungur ağabey,” Baharda çiçeklerin açması bayramdır” demişti. Geçen zaman epey olduğu için beraberinde diğer söylediklerini pek hatırlamıyorum. Ama unutamadığım ve diğerlerinden farklılığın özünü teşkil eden baharın bayram olarak fark edilmesine dikkat çekmesiydi.
Güneşin her gün doğması, her yıl baharda yeniden muazzam dirilişin, çok büyük gelişim ve değişimin fark edilişi dikkate değer önemli bir husustur.

Sıradan insanlarla sıra dışı, çizgi üstü düşünen, normal üstü insanlar farkındalık şuuruna göre üstünlük vasıflarına haiz olurlar. Sanatçılar da öyledir. Sıradan insanların bakıp da göremediklerini görürler.

Risale-i Nur ile fenafil olmuş, özdeşleşmiş, bütün duyu, duygu ve lâtifleri bereketli bir ömür boyu yoğrulmuş, çok çetin testleri yaşamış, zamanın kutbu, hasları ve nurun erkânı olan Mustafa Sungur abi gibi insanlarla sıradan dünyalılar elbette bayramı farklı tanımlayacaktır.


Risale-i Nur öğretisi, hayata, olaylara, insanlara, geçmişe, bugüne, geleceğe, bakışı özgün, orijinal, farklı, şuurlu olması gerektiğinin anlamını da çıkarabiliriz. Uydum kalabalığa bakışına sahip bir nur talebesi asla düşünülemez ve kabul edilemez bir durumdur.

Üstad Bediüzzamanın hayatında, eserleri olan Risale-i Nur’larda da, ifade, yorum, yaklaşım, bilgi, beceri, pratik, söylem, eylem hepsi farklıdır.
Risale-i Nur perspektifinden hayata bakış, sıradan insanlardan farklı günlük hadiselerden etkilenmeyecek kadar sağlam duruşludur.



Nur talebesi; sağlam değerler, tahkiki imana dayalı itikat, şer’i, şeaire göre, farz, vacip, sünnet, âdâb-ı muaşeret, nezaket, nezafet, uhuvvet, muhabbet, halisiyet gibi hasletlerin önem ve önceliklerini doğru sıraya koyarak hayatı tanzim eder.


Meyvenin dördüncü meselesini çok okuyun diyor üstad. Neden? Hayattaki önem ve önceliklerin nasıl doğru sıraya konulmasının ölçüsü ve dersi vardır. Gerçek hayat eğitimidir. Stresin de en etkili ilacıdır. Mütedahil( iç içe) daireler misali. İlgi ve sorumluluk dairelerimizi izah ediyor.

Temel ölçülere sahip olduğu için dünya bomba olup patlasa tesir etmez bir sebat ve metanet gösterebilir. “Hakiki imanı else eden adam kâinata meydan okuyabilir”


İşte bu sağlam değerlerdir ki, bayram tanımı ve algılaması ile etraftaki her şeyden, çiçekten, böcekten, zerreden, yıldızdan, havadan, buluttan, yağmurdan, sıradan gibi gördüğümüz hadiselerin arkasındaki bin bir esma tecellilerini görebilen insanlar “zamanın hâkikatli bir âlimi” payesine, nimetine mazhar olabilir denilmiş.


Layık olabilmek, mazhar olabilmek, farkında olabilmek en büyük nimet ve bahtiyarlıktır.


Bayramınız bayram gibi bayram olması, farkında olarak hayırlara ve mutluluklara vesile olması dileği ile hayırlı bayramlar…


Dursun SİVRİ
27 Kasım 2009 Cuma
risalehaber.com
 
Üst