Mezhebimiz ve meşrebimiz

yozgati

Well-known member
[DIKKAT]Bazı Nur Talebeleri, Üstad öyle yaptı diye cemaatle namazda Fatiha'yı imamın arkasında okuyorlar ve de seferi iken Hanefi olmalarına rağmen iki rekat değil, dört rekat kılıyorlar. Bu mevzularda kişinin mezhebine göre amel etmemesi uygun mudur? [/DIKKAT]

Telfik-i Mezahib: Dinî bir meselede, hak mezheplerin aynı mesele hakkındaki zıt görüşlerini cem'etmekle bir mezhep yapmak. Bu zıd görüşlerle amel etmeyi caiz görür. Fukaha ise bu tarzı caiz görmemişlerdir. Yani mezhepler arasında kolayına gelen fetvalarla amel etmeye "telfik" denilmiştir ki bu caiz görülmemiştir. Bunu fakihler laubalilik, bir hafife alma şeklinde değerlendirmişler.

Lakin bütün mezheplerin zıt görüşlerini dikkate alarak azimet noktasında amel etmekte bir sakınca yoktur. Yani elin kanadığında da abdest alırsın, bir bayana temas ettiğin zamanda da abdest alırsın. Bu takva ve azimete daha uygundur. Bunda ciddiyet ve hassasiyet olduğu için, bu noktada mezhepleri tevhid etmekte bir sakınca yoktur.

Şayet bir sorunla karşılaşıp bu sorunu kendi mezhebimizde halledemez isek, diğer hak mezheplere ittiba etmemizde de (yani zaruret halinde diğer mezhebin görüşüne uyulmasında) zaten bir sakınca yoktur. Böyle bir kolaylık zaten mevcut iken telfik gibi ciddiyetsiz ve laubali bir fiile sapmak caiz olmaz.

Bazı noktalarda Üstad Hazretlerine uyup da geri kalan kısımlarda kendi mezhebimize uymamız bu telfik olayına benzediği için, dikkat etmekte fayda vardır. Kaldı ki Hanefîlere göre, yolcunun namazları kısaltarak kılması vacib ve aynı zamanda azimettir. Yolcunun bilerek iki rekattan fazla kılması mekruhtur.

Ne Risale-i Nurlar fıkıh kitabıdır, ne de Üstad Hazretleri fıkıh noktasından mezhep imamıdır. Bu alanda Nur talebeleri kendi mezheplerine ve mezhep imamlarına tabidirler.

Şayet Üstad Hazretleri fıkha dair Risale-i Nur'da açık bir içtihatta bulunmuş ise, ona ittiba etmek hepimizin hakkıdır.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Bazı noktalarda Üstad Hazretlerine uyup da geri kalan kısımlarda kendi mezhebimize uymamız bu telfik olayına benzediği için, dikkat etmekte fayda vardır. Kaldı ki Hanefîlere göre, yolcunun namazları kısaltarak kılması vacib ve aynı zamanda azimettir. Yolcunun bilerek iki rekattan fazla kılması mekruhtur.

Diğer söz ve görüşlerinize katılmakla beraber bu sözünüze bir parantez açar isek;

İslamda takva herşeyden daha ziyade ve gayedir. Bu haseble İslam ilmihalinde konu olunan bazı meseleler hala asırlar öncesine ait ve yeni fetvalar verilerek günümüze güncelleştirilmesi din adamlarınca ortak görünen bir meseledir.

Mesela seferi meselesi takva olarak dikkat edilmesi gereken bir meseledir. Bu hususta ilmihallerde bahsi olunan ve kıstas alınan meseleler ile günümüzdeki meseleler arasında dağlar kadar fark var. Diyanet işlerinin bu meseleyi inşaallah en kısa zamanda düzenlemesi gerekir. Onun için takvaya ehemmiyet veren kardeşlerimizin seferi hususunu çok iyi araştırmaları gerekir.

Mesela ilmihalde konu alınan deve yolu ile günümüzdeki araçlar ile kıyasından çok uçurumlar vardır. Deve 100 km lik yolu üç günde alırken araba ile bir saat daha hızlı araçlar ile daha kısa sürede alınabilmekte. Burada günümüzdeki bu fetvada bir boşluk mevcut. Mesafe olarak deveyi alırken süre olarak deveyi almamakta. Yine aynı kıyas ile diğer araçlara tatbik edilmeli.

Bir başka husus ise günümüzün bazı sorunları ilmihallerde bulunmamakta bu hususta isteyen istediği Alimi Şeyhine tabi olur. Bu meseleyede açıklık getirmek gerekir. İlmihallde fetvası verilmeyen meselelerde kişi nefsine tabi olmamalı. Onun için bazı nur kardeşlerimizin Risale-i Nurda fetvası verilen hususlara tabi olmasını telfik ile karıştırmamak gerekir. Nitekim telfik ilmihalde yeri olan hususlar için geçerlidir..
 

Huseyni

Müdavim
Mesela ilmihalde konu alınan deve yolu ile günümüzdeki araçlar ile kıyasından çok uçurumlar vardır. Deve 100 km lik yolu üç günde alırken araba ile bir saat daha hızlı araçlar ile daha kısa sürede alınabilmekte. Burada günümüzdeki bu fetvada bir boşluk mevcut. Mesafe olarak deveyi alırken süre olarak deveyi almamakta. Yine aynı kıyas ile diğer araçlara tatbik edilmeli.

Meselâ seferde namaz kasredilir, iki rekât kılınır. Şu ruhsat-ı şer’iyenin illeti seferdir, hikmeti ise meşakkattir. Sefer bulunsa, meşakkat hiç olmasa da namaz kasredilir. Çünkü illet var. Fakat sefer bulunmasa, yüz meşakkat bulunsa, namazın kasredilmesine illet olamaz. İşte, şu hakikatin aksine olarak, şu zamanın nazarı ise, maslahat ve hikmeti illet yerine ikame edip ona göre hükmediyor. Elbette böyle içtihad arziyedir, semâvî değildir.


Sözler


Kalın harfli kısım buna bir izah olamaz mı ? Madem sefer var üç gün ya da bir saat farkeder mi ?
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Meselâ seferde namaz kasredilir, iki rekât kılınır. Şu ruhsat-ı şer’iyenin illeti seferdir, hikmeti ise meşakkattir. Sefer bulunsa, meşakkat hiç olmasa da namaz kasredilir. Çünkü illet var. Fakat sefer bulunmasa, yüz meşakkat bulunsa, namazın kasredilmesine illet olamaz. İşte, şu hakikatin aksine olarak, şu zamanın nazarı ise, maslahat ve hikmeti illet yerine ikame edip ona göre hükmediyor. Elbette böyle içtihad arziyedir, semâvî değildir.


Sözler


Kalın harfli kısım buna bir izah olamaz mı ? Madem sefer var üç gün ya da bir saat farkeder mi ?


Ustad Bediüzzaman burada seferiliğin şartını izah etmiyor bilakis namazın kısatılmasındaki hikmetin seferilik olduğunu ifade ediyor. Zorluk olsa seferilik olmasa namaz kısaltılamaz diye kısaca özetlemekte. Benim ise dikkat çekmek istediğim husus seferiliğin şartı. İkisi farklı konular..
 

yozgati

Well-known member
seferilik meselesi burada bir nümune ama onuda mezheblere göre izah edeyim.

- Hanefi: 90km yolculuk nasıl olursa olsun o insan Hanefi mezhebinden ise 4 rekatlı farz namazlarını 2 rekat olarak kılar. kabul ettiği mesele 90 km

- Şafi: bir insan yayan olarak hiç durmadan 1saat yürüse 6km yürüye bilir. binaenaleyh bu 90km insan yürüyüşü ile olmalı. bu ise 6km=1saat olaursa 90 km 15 saate denk gelir. bu sebeble bu 90 km insan yürüyüşü temel kabul edilmiştir.

Hanefi 90km nasıl olursa olsun tamamlarsa deferidir.
şafi15 saatlik bir yola çıkarsa ancak seferi olur
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
seferilik meselesi burada bir nümune ama onuda mezheblere göre izah edeyim.

- Hanefi: 90km yolculuk nasıl olursa olsun o insan Hanefi mezhebinden ise 4 rekatlı farz namazlarını 2 rekat olarak kılar. kabul ettiği mesele 90 km

- Şafi: bir insan yayan olarak hiç durmadan 1saat yürüse 6km yürüye bilir. binaenaleyh bu 90km insan yürüyüşü ile olmalı. bu ise 6km=1saat olaursa 90 km 15 saate denk gelir. bu sebeble bu 90 km insan yürüyüşü temel kabul edilmiştir.

Hanefi 90km nasıl olursa olsun tamamlarsa deferidir.
şafi15 saatlik bir yola çıkarsa ancak seferi olur

Ama bu meselede gerek imamı hanefi gerekse imamı şafi o zamanın şartlarını ele almış fetva vermişler değil mi?
 

yozgati

Well-known member
mesele açıktır. evet imameyn o zaman bu mezhebin kaidelerini koymuştur.

şafi mezhebi insan yürüyüşüyle 90 km'yi
Hanefi mezhebi sadece 90km'yi esas almıştır
 
Üst