Yeltegiyan

Elfidam
'Mevlid' kelimesi 'doğum' anlamına gelir. Son peygamber Hz. Muhammed(SAV) 'in dünyayı şereflendirdiği Rebiülevvel ayının on birinci gününü on ikinci güne bağlayan geceye 'Mevlid Kandili' diyoruz. Bu mübarek gece bütün Müslümanlar için bayram hükmündedir. Çünkü Allah'ın sevgilisi(Habibullah) olan Resul-i Ekrem, bu şerefli zaman içerisinde dünyamızı teşrif etmiştir. O, hicretten 53 sene evvel şenlendirmişti arzı… Tarihler milâdi 571'i gösteriyordu o zaman. Nisan ayının yirmisini gösteriyordu takvimler…
Peygamberlerin kamâlat bakımından en büyüğü olan Hz. Muhammed(SAV) , Rebiülevvel ayında dünyaya gelmekle o ayı sıradanlıktan kurtarıp güzelleştirmiştir. Onun gelişiyle bu ay bambaşka bir mana yüklenmiştir. O kutlu doğumdan beri Pazartesi daha bir sevimli gelir bize. Resülullah'ın değdiği her şey diğerlerine nazaran ne kadar da bahtlıdır. Onu dünya gözüyle görmek en büyük saadet olsa gerek…
Kadir gecesinden sonra en mühim ve faziletli gece olarak adlandırılan Mevlid gecesi, Müslüman âlemince lâyıkıyla ihya edilir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem Efendimiz bu güzel gecede hakkıyla anılır ve doğumundan dolayı duyulan sevinç, kalben ve lisanen dile getirilir. Zira bu hususta İmam Celâlüddîn Abdürrahmân bin Abdi'l-Melik Kettânî şöyle diyor: 'Mevlid günü ve gecesi, mübecceldir, mukaddestir, mükerremdir. Şerefi, kıymeti çoktur. Resûlullah'ın (Sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) varlığı, vefatından sonra, ona tâbi olanlar için, kurtuluş vesilesidir.
Onun mevlidi için sevinmek, Cehennem azabının azalmasına sebep olur. Bu geceye hürmet etmek, sevinmek, bütün senenin bereketli olmasına sebep olur. Mevlid gününün fazileti, Cuma günü gibidir.
Cuma günü, Cehennem azabının durdurulduğu, hadis-i şerifte bildirilmiştir. Bunun gibi, mevlid gününde de azap yapılmaz. Mevlid geceleri sevindiğini göstermeli, çok sadaka, hediye vermeli, davet olunan (uygun) ziyafetlere gitmelidir.'
Bilindiği gibi Süleyman Çelebi isimli büyük şairimiz 'Vesîletü'n-Necât'(Kurtuluş Sebebi) isimli kitabında doğumundan ölümüne kadar peygamberimizi şiir diliyle anlatmıştır. Bu güzel kaside Türk halkı arasında çok rağbet görmüş ve mübarek gecelerde okunmuştur. Bugün bile ölen kişiler için düzenlenen mevlitlerde bir ibadet aşkıyla okunmaktadır. Bu şiirin 'Vilâdet' bahrinde Süleyman Çelebi Peygamberimizin doğumunu şöyle anlatıyor:
'Amine hatun Muhammed annesi
Ol sadeften doğdu ol dür danesi
Çünki Abdullah'dan oldu hâmile
Vakt erişdi hefte vü eyyam ile
Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
Çok alametler belirdi gelmedin
Ol Rebiul evvel ayı nicesi
On ikinci gice isneyn gecesi
Ol gice kim doğdu ol hayrûl beşer
Anesi anda neler gördü neler
Dedi gördüm ol Habibin ânesi
Bir acep nur kim güneş pervanesi'
Karanlık gecelerimizi aydınlatan, hayatımızı anlamlandıran kâinatın serveri Resulullah Efendimiz her yönüyle mükemmel bir insandı. Bununla ilgili olarak bir hadis-i şerifinde 'Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.' buyurmuştur. Gerçekten de o güzel ahlakı hakkıyla sundu ümmetine. Bu konuda en güzel model kendisi oldu. Bu hususta Yüce Kur'an'da Peygamberimize hitaben şöyle buyrulmuştur: 'Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin'(Kalem S. 4. Ayet)
Resulullah'ı sevmek kişinin iman kemalâtına işarettir. Çünkü Allah, bu kâinatı onun yüzü suyu hürmetine yaratmıştır. 'Sen olmasaydın habibim, kâinatı yaratmazdım' kutsi hadisi bunu ifade ediyor. Rabbimizin bu kadar yücelttiği bu mübarek simayı her şeyimizden çok sevmeliyiz. Bu sevgi kuru bir ifadeden öteye gitmelidir. Ona çokça selâtü selâm getirmeliyiz. Onun şefaatine sığınmalıyız.
Günümüz gençliği, uğruna kâinatın yaratıldığı peygamberini ne kadar tanıyor? Bu soruya müspet cevap vermeyi ne çok isterdim. Fakat mevcut durum bundan ibaret değildir. Kitapçı vitrinlerinde yüzlerce siyer kitabı olmasına rağmen bunları alıp okuyan ve fikreden insanların sayısı ne kadar da azdır. Yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımız günlerini hayal mahsulü Harry Potter maceraları okumakla geçiriyor. Mafya dizilerindeki çetecileri kendilerine model olarak alan ve haksız kazancı meşrulaştıran bugünkü nesil, Resulullah Efendimizin mesajlarına ne kadar da muhtaçtır. Bu mesajlar onların yitik hazineleridir. Fakat zihinlerimiz öyle bir uyuşturulmuş ve bulandırılmış ki bunları kaybettiğimizden de haberdar değiliz. Kaybettiğinden haberdar olmayanın yitik hazineleri bulmaya koyulmasını ve onlardan istifade etmesini bekleyemezsiniz.
Peygamber Efendimiz hakkında yazı ve şiir yazmak büyük bir şereftir. Aynı zamanda büyük bir sorumluluktur da… Onu hakkıyla anlatmak her kalem erbabının kârı değildir. Vaktiyle ben de Resulullah'a dair bir naat denemesi yapmıştım. Sözlerimi 'Efendim 'adlı bu şiirin son bölümüyle tamamlamak istiyorum. Allah bizi o mübarek insanın şefaatine nail eylesin:
'Ne ağır zemheriler geçiriyor ümmetin
Günah galerisinde öksüz kaldı sünnetin
Müminin kokusuna şimdi hasret cennetin
Bu ne garip asırdır ahir zaman Efendim
Bizi bize bırakma, kayır aman Efendim'
Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) 'in doğum günü bizim için müstesna bir gündür. Her Mevlid Kandili'nde biraz daha tazeleniyoruz, biraz daha büyüyor ona dair hasretimiz… Güneş bir mızrak boyu yaklaşıp da insanların beyinleri fokur fokur kaynamaya başladığı o anda(mahşer meydanında) Onun mübarek 'Livaül Hamd' sancağı altında toplanan bahtiyar insanlardan olmak ne büyük bir mükâfattır. Bu vesileyle Müslümanların mübarek Mevlid Kandili'ni tebrik eder, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Allah'tan dilerim.
M.NİHAT MALKOÇ
 

mihrimah

Well-known member
Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) 'in doğum günü bizim için müstesna bir gündür. Her Mevlid Kandili'nde biraz daha tazeleniyoruz, biraz daha büyüyor ona dair hasretimiz… Güneş bir mızrak boyu yaklaşıp da insanların beyinleri fokur fokur kaynamaya başladığı o anda(mahşer meydanında) Onun mübarek 'Livaül Hamd' sancağı altında toplanan bahtiyar insanlardan olmak ne büyük bir mükâfattır. Bu vesileyle Müslümanların mübarek Mevlid Kandili'ni tebrik eder, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Allah'tan dilerim.


:045::045:
Allah razı olsun Yeltegiyan...
Değerli bir paylaşım;)
 

arda

Member
Güneş bir mızrak boyu yaklaşıp da insanların beyinleri fokur fokur kaynamaya başladığı o anda(mahşer meydanında) Onun mübarek 'Livaül Hamd' sancağı altında toplanan bahtiyar insanlardan olmak ne büyük bir mükâfattır. Bu vesileyle Müslümanların mübarek Mevlid Kandili'ni tebrik eder, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Allah'tan dilerim.
Amiin.
binlerle amiin.
ALLAH razı olsun kardeşim.RABBİM hepimizi razı olduğu kullarından eylesin inş...
 

hulusi

Well-known member
muhammed01.jpg

Mevlid kelimesinde “doğum” mânası vardır.

Kandil kelimesinde de, belli günlerde yakılan aydınlık mânası bahis mevzuu.

İkisini bir araya getirip de Mevlid Kandili dediğimizde, Resûlüllah’ın doğum gecesinde minarelerde yakılan kandiller hâtıra gelmektedir.

Müslümanlar, her sene Rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesine giriş teşkil eden geceyi dinî merasimlerle ihyâ eder, farklı bir huzur ve neş’eyle tes’id etme titizliği gösterirler.


Kandillerle donatılan camiler bu niyetle dolar, taşar....

— Neler yaparlar?

Geceyi bir kendi açılarından, bir de çocukları açısından düşünürler.

Kendi açılarından düşünürken ibâdetleri, çevredeki konu komşuya yardımları, çeşitli iyilikleri hatırlar, farklı bir yardım anlayışında olurlar.


Çocukları açısından ise, çok dikkatli olurlar. Mâsum dimağlarda gecenin güzel bir hatıra olarak kalmasını temin edecek çarelere başvururlar.


Nitekim o günde çocukların sevineceği şeyler alırlar, hoşlarına gidecek sohbetler tertip ederler, gecenin, zihinlerinde tatlı bir hâtıra olarak kalmasını temin ederler.


Bunun ikisini de Mevlid Kandili’ni ihyâ mânası içinde yer alan tutum olarak mütalâa etmek gerekir. Nitekim çocuklarımıza bu alâkayı göstermediğimiz içindir ki, onları çalmak, yabancı ideolojilere bağlamak daha kolay hâle gelmektedir.


Hazret-i Ali (Radıyallahü Anh) buna pek veciz bir cümle ile şöyle işaret etmiştir.

Der ki:

— Allimû evlâdeküm, li-zemâni gayriküm!

— Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların zamanına göre yetiştirin.



Demek ki, ilerde mâruz kalacakları telkinleri düşünecek, daha çocuk yaşta iken fitnelere mukavemet edecek bilgi ve imanla techiz edeceğiz. Etmezsek, şimdi olduğu gibi olur. Dindar babanın ihmal edilmiş evlâdı, yabancı ideolojilere kurban olmaktan zor kurtulur, yahut da hiç kurtulamaz...


Aslında Mevlid Kandili’ni ihyâ ederken ailenin sadece büyüğünü, yahut küçüğünü hesaba katmak yanlıştır. Aile, beyi, hanımı, çocuğu ile bir bütündür.


Öyle sanırım ki, aile reisi, aile fertlerinin hepsine hitap edebilen neşriyatı ihmal etmez, her birisi kendisine hitap eden kısmı okuyarak kendini techiz ederse(donatırsa); herhalde asrî fitnelere mukavemet edecek bilgiyi elde eder, imanî ve İslâmî hayatını korur.


Kandil gecelerini ihyâ etme zevkini ruhunun derinliklerinde tatlı bir meşguliyet olarak duyar...


Kandil gecesinde imanî duyguları kuvvetlendiren eserler okuyup imanda inkişaf etmek, en güzel ihyâ hareketlerindendir.


Ahmet Şahin
 

Muvahhid1

Well-known member
Peygamberimizin doğumunu anarken, yalnız mevlid okumak, ilâhiler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir. Onun doğumunu anmaktan asıl maksat, evrensel olan risâletini, yüksek ahlâkını, fazîletini, adâlet ve doğruluğunu hatırlamak ve bunları hayatımızda uygulama azmini tazelemektir. Yüce Allah’ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yeğane yolu, Hz. Peygamber’in yolundan gitmektir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “(Ey Muhammed!) De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân, 31) Bu ayette de belirtildiği gibi, Allah’ı hoşnut etmek, O’nun Peygamberine uymak ve onu örnek almakla mümkündür.
 
Üst