Metin ile Cetinin ticareti..( Dördüncü Söz)

heysem

Well-known member
akıllı ,çalışkan,iyilikleri çok seven bir padişah varmış.Bu padişahın iki tane oğlu varmış.Birinin ismi Metin diğerinin de Çetin'miş.Padişah ve çocukları bu ülkede çok mutlu yaşıyorlarmış ama babalarının yani padişahın bir sıkıntısı varmış.Düşünmüş taşınmış ama bu sıkıntısına bir türlü çare bulamamış.Sonra en iyisi ben bunu baş vezirime danışayım.O akıllı,dürüst,iyi bir insandır.Bana da kolay bir yol gösterir belki diyerek;

Hemen baş vezirini çağırtır ve ona der ki:

-Sevgili vezirim hiç sormazsın padişahının halini.Kaç gündür gözüme uyku girmiyor.

Veziri sorar:

-Hayırdır padişahım,ne oldu?Hasta mısınız,canınız bir şeye mi sıkıldı? Söyleyin,hemen çözelim sorunu...

Padişah:

-Yok öyle değil.Benim derdim şu iki oğlum.

Vezir:

-Hayırdır padişahım birşey mi yaptılar?

-Yok yok.Bakıyorum da Metin; akıllı, uslu, çalışkan, verilen sözleri yerine getiren ve en önemlisi zamanını iyi değerlendiren ,namazını hiç geçirmeyen bir çocuk oldu ama Çetin tam tersi divane bir çocuk. Günün büyük bir bölümünü uyuyarak ya da boş işlerle uğraşarak geçiriyor.Ve namazdan haberi bile yok. Ben bunun aklını başına nasıl getirebilirim diye düşünüp durdum.Sonunda aklıma sen geldin.Bana birşey söyle!

Vezir, biraz düşündükten sonra,

-Sevgili padişahım onlara bir sorumluluk verelim. Başarırlarsa çok güzel bir hediye kazanırlar ama başaramazlarsa o zamanda ceza veririz aklı başına gelir.

Padişah düşünür ve:

-Tamam. Onlara birer kese altın ver ve gidip çalışıp bir kese altını iki kese yapıp gelsinler.Bakalım becerebilecekler mi?

Vezir:

-Başüstüne padişahım der ve hemen Metin ve Çetini babalarının huzuruna getirir, çocuklar;

- Buyur babacığım derler.

Padişah:

-Bakın evlatlarım sizler artık büyüdünüz ve sorumluluk alma yaşınız geldi de geçiyor bile.Size birer kese altın vereceğim.Kesenin içinde 24 altın bulacaksınız. siz bu altınlarla ticaret yapıp bir kese altını iki kese altın yapıp döneceksiniz.Kim çok altın kazanmışsa ona büyük ve güzel bir ödül hazırlayacağım.

Çetin:

-Yaşasın bundan kolay ne var.Hemen sabah yola çıkıp şehir şehir dolaşıp güzel ve karlı ticaret yapıp çok altınla döneceğim, der ve bir kese altını kaptığı gibi odadan çıkar.

Metin:

Emrin başım üstüne babacığım. İnşallah senin verdiğin görevi en güzel, en temiz şekilde yapıp geri döneceğim, der ve babasının elini öpüp yanından ayrılır. Padişah heyecanlıdır ve sonucu merakla beklemeye koyulur.

Metin sabah erkenden yola çıkar ve uzun bir yol yürür. Yolda giderken şehirlere uğrar ve orada güzel işler yapar. İyilikler yapar ve herkes onu çok sever. Metin güzel ahlakıyla insanların güvenini kazanır ve kar üstüne kar katar. Altınlar iki kese değil üç kese olmuştur ve güzel hediyelerle ülkesine, babasının yanına dönmek için istasyona gider.

Çetin ise yolda giderken bir şehre uğrar ve orada insanları eğleniyor, oynuyor helal-haram demeyip çeşit çeşit yiyecekler yiyorlar ve paralarını boş yere harcıyorlar olarak bulur. Çetin eğlenceyi görünce babasına verdiği sözü unutur o da eğlenceye katılır.Eğlenir, yer, içer ve altınlarının hepsini burada harcar ve sadece bir altını kalır. Kendine gelince:

-"Eyvah, ben ne yaptım! Şimdi babama ne diyeceğim." der ama iş işten geçmiştir. Bir altınla hiç bir şey yapamayacağını anlayınca geri dönmek için istasyona doğru yürür. Ve orada kardeşi Metini görür. Metin'in yükü ağır, altını çok ama Çetin de bir altından başka hiç birşeyi yoktur. Metin, Çetin'e sevgili kardeşim; o elindeki bir altınla da biletini al. Belki olur da babam sana ceza vermez. Ve seni affeder der ve biletlerini alıp memleketlerine geri dönerler. Metin'le Çetin'in döndüğünü haber alan Vezir:

-"Padişahım müjde! Oğullarınız geldi."der. Padişah tahta oturup çocuklarını huzuruna alır ve Metin'in heybesini dolu, Çetin'in ise hiçbir şeyi olmadığını görür. Padişah durumu anlar ve:

Hoşgeldiniz sevgili evlatlarım; bakıyorum iki ay içinde ticaretinizi yapmış ve gelmişsiniz.Gelmenize çok sevindim.Ama bakalım kim daha çok kar etmiş? Metin ve Çetin'in altın keselerini ister ve içine bakar. Metin'in altın kesesi dolu olduğu için çok ağırdır. Ama Çetin'in altın kesesi maalesef bomboştur.Padişah keseleri bir kenara bırakır ve derin bir nefes alır...

-İşte çocuklarım, eğer anlarsanız burda almanız gereken büyük bir ders vardır. Ben babanız olarak size bir görev vererek sorumluluklarınızın bilincine varasınız diye uzaklara gönderdim. Peki siz hiç düşündünüz mü bizi bu dünyaya gönderen Hakim bizden hangi sorumluluklarımızı istiyor ve ne bekliyor? Belki düşünmediniz ama ben size anlatayım.

Bizi Yaradan Mevla herşeyi peşin peşin vermiş ve dünyaya göndermiş. Ve cebimize 24 altın olan bir günü vermiş ve öyle cömert ki o Rezzak, 23 altın ya da 23 saati kendinize bir saati de namaz kılarak cennet biletine harcayıp alın demiştir. Eğer o bir saati namaz kılarak geçirirseniz diğer 23 saatte ibadet hükmüne geçiyor.Kar üstüne kar ve ucunda cennet var inşaallah.

Şimdi sıra bizim ödülde der ve Metin'e güzel bir hediye sunar. Ne olduğunu merak mı ettiniz ? Metin'in çok istediği bir şey ama Metin hediyeden çok babasını sevindirdiği için mutluymuş. Metin bunun için Allah'a şükrederken, Çetin'in adı gibi işi de çetin olmuş . Hem altınlarını kaybetmiş. Hem de o büyük ödülü. O günden sonra günlerini, saatlerini çok güzel değerlendirmiş. Ve bedenine ağır gelirken ruhunu kuşlar gibi uçuran namazını hiç geçirmemiş.

Sonra mı belkide ülkesine kral olmuştur.Kim bilir...

Yazar:SULTAN ALKAN
Kaynak: Risale Çocuk
 
Üst