Mesnevi-i Nuriye 5. Ders - Küre-i Arzdan Beşerin Haşrine Misaller

Huseyni

Müdavim

besmele.jpg


Esselamün aleyküm.

Bu haftaki dersimiz haşirle ilgili olacaktır. Birlikte mütalaa edelim inşallah. Dua ile.


[BILGI]ALTINCI LEM’A: Cenâb-ı Hak, bütün cüz ve cüz’îlerde sikke-i mahsusasını ve bütün küll ve küllîlerde has hâtemini vaz’ ettiği gibi, aktar-ı semâvat ve arzı, hâtem-i vahidiyetle ve mecmu-u kâinatı sikke-i ehadiyetle mühürlemiştir. Mezkûr sikke ve hâtemlerden, meselâ,

فَانْظُرْ اِلٰۤى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللهِ كَيْفَ يُحْىِ اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۤ اِنَّ ذٰلِكَ لَمُحْىِ الْمَوْتٰى وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
1

âyetinin işaret ettiği ihya ve nefh-i ruh keyfiyetindeki hâtem-i İlâhîye bakınız ki, pek çok garip garip haşirleri, acip acip neşirleri göresiniz!

Evet, bilhassa arzın ihyasında, her sene üç yüz binden fazla saha-i vücuda getirilen mahlûkatın nevilerinde haşir ve neşirler vardır Lâkin, bilinmez bir hikmete binaen, şu haşir ve neşirlerin ekserîsinde, iade edilen emsal aralarındaki misliyet o kadar ayniyete karibdir ki, hemen hemen, dirilen evvelkinin ne aynı ve ne gayrıdır denilebilir. Her ne ise, misliyet, ayniyet mevzuu bahis değildir. Her nasıl olursa olsun, o haşir neşirler beşerin suhulet-i haşrine delâlet ettikleri gibi, beşerin haşrine birer misal ve birer örnek olabilirler.

İşte, birbirine muhalif, nihayet derecede karışık olan o envâ-ı kesireyi kemâl-i imtiyazla ihya etmek ve hatasız, haltsız, galatsız olarak mümtazâne iade etmek, nihayetsiz bir kudrete ve muhit bir ilme sahip olan Zât-ı Zülcelâlin hâtem-i has ve sikke-i mahsusasıdır.

Ve keza, sath-ı arz sahifesinde kusursuz, noksansız, sehivsiz, kemâl-i intizamla üç yüz binden fazla risaleleri yazmak, öyle bir Zâtın sikke-i mahsusasıdır ki, herşeyin içyüzü, herşeyin kilidi onun elindedir. Ve hiçbirşey onun teveccühünü başkasından çevirip kendisine hasredemez.

Hülâsa: Sath-ı arzda, altı ay zarfında, beşerin haşrini temsil eden o sayısız haşir ve neşirlerde görünen rububiyetin o tasarruf-u azîminde pek yüksek, büyük ve ince nakışlı bir hâtemi vardır. Mahlûkatın icadında görünen şu intizamlar, suhuletler, sür’atler, imtiyazlar hep o hâtemin parıltısından meydana geliyorlar. Evet, her bahar mevsiminde pek hakîmâne, basîrâne, kerîmâne faaliyetler başlar ve harikulâde san’atlar yapılır. Ve bütün bu ameliyat, kemâl-i sür’atle, suhuletle, muntazaman cereyan etmekte olduğu görünür.

İşte, bu harikulâde faaliyetler öyle bir Zâtın hâtemidir ki, hiçbir mekânda olmadığı halde, her mekânda ilim ve kudretiyle hâzır ve nâzırdır.


[SUP]1[/SUP] : “Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor? Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kàdirdir.” Rum Sûresi, 30:50.


Mesnevi-i Nuriye
[/BILGI]


[TAVSIYE]Daha önceki derslerimize gitmek için linki tıklayın. Risale Açıklamalı[/TAVSIYE]
 
Son düzenleme:

teblið

Vefasýz
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 26 - Küre-i Arzdan Beşerin Haşrine Misaller

Evet Üstad Hz'leri 'de risalelerde değinmiştir bu örneğe ..

Hepimiz kainattaki bu muhteşem döngüyü hayranlıkla teffekkür etmişizdir. Her kar yağdığındadünya kefenini giyinip ölüm provası yapıyor adeta ve akabinde baharın gelişiyle yeniden hayat bulan tabiat ...

Ve en evvel bu muhteşem dizaynı bize haber veren İlahi kelam..

Bismillahi Teala ;

Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor? Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kàdirdir.” Rum Sûresi,
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 26 - Küre-i Arzdan Beşerin Haşrine Misaller

[BILGI]Cenâb-ı Hak, bütün cüz ve cüz’îlerde sikke-i mahsusasını ve bütün küll ve küllîlerde has hâtemini vaz’ ettiği gibi, aktar-ı semâvat ve arzı, hâtem-i vahidiyetle ve mecmu-u kâinatı sikke-i ehadiyetle mühürlemiştir. Mezkûr sikke ve hâtemlerden, meselâ,

فَانْظُرْ اِلٰۤى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللهِ كَيْفَ يُحْىِ اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۤ اِنَّ ذٰلِكَ لَمُحْىِ الْمَوْتٰى وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
1

âyetinin işaret ettiği ihya ve nefh-i ruh keyfiyetindeki hâtem-i İlâhîye bakınız ki, pek çok garip garip haşirleri, acip acip neşirleri göresiniz!

[SUP]1[/SUP] : “Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor? Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kàdirdir.” Rum Sûresi, 30:50.
[/BILGI]

Cenab-ı Hak yerde ve semada, büyük ve küçük bütün mevcudatta hem ehadiyetiyle, hem de vahidiyetiyle tecelli etmektedir. Bilhassa Allah'ın hayat üzerindeki hatemi öyle bir hatem ki, taklidi mümkün değil. Öldürmek ve diriltmek Allah'ın taklid edilemez bir mührü. Ve Allah cc. bu faaliyeti gözümüz önünde, milyarlarca belki çok daha fazla canlı üzerinde yapıyor. Yukarıdaki ayet, ölümden sonra dirilmek üzerine olan şüpheleri, gözümüz önündeki misalleriyle kökünden silip atıyor.


 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 26 - Küre-i Arzdan Beşerin Haşrine Misaller

[BILGI]Evet, bilhassa arzın ihyasında, her sene üç yüz binden fazla saha-i vücuda getirilen mahlûkatın nevilerinde haşir ve neşirler vardır Lâkin, bilinmez bir hikmete binaen, şu haşir ve neşirlerin ekserîsinde, iade edilen emsal aralarındaki misliyet o kadar ayniyete karibdir ki, hemen hemen, dirilen evvelkinin ne aynı ve ne gayrıdır denilebilir. Her ne ise, misliyet, ayniyet mevzuu bahis değildir. Her nasıl olursa olsun, o haşir neşirler beşerin suhulet-i haşrine delâlet ettikleri gibi, beşerin haşrine birer misal ve birer örnek olabilirler.[/BILGI]

Evet her kışın ardından dirilen, Üstadın ifadesiyle üçyüzbin türden fazla canlı var. Azgın müşriklerden Übey bin Halef, Efendimiz aleyhissalatü vesselamın karşısına çıkıyor ve elindeki kemikleri ufalayarak "Allah’ın bu çürümüş kemikleri tekrar dirilteceğine mi inanıyorsun?" diyor. Efendimiz aleyhissalatü vesselam ”Evet,seni diriltecek ve cehenneme sokacak” diyerek cevap veriyor. Sonrasında Yasin Suresinin 77,78,79. ayetleri nazil oluyor.

”İnsan görmez mi ki,biz onu meniden yarattık. Birde bakıyorsun ki,apaçık düşman kesilmiş. Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: ”Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?”diyor. Deki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O,her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.” (Yâsin Sûresi âyet:77,78,79)

Ayet ve Üstadın yapmış olduğu izah fazla yoruma gerek bırakmıyor. Körü körüne inat etmedikten sonra, aklı olan herkes bilir ki; her bahar üçyüzbinden fazla türü yaratan Allah cc., insanı dirilmemek üzere kabirde bırakmaz. Onu da kolayca yaratabilir ve yaratacaktır. İnsanın yeniden diriliş hakkında şüpheye düşmesi ilk yaratılışını unutmasındandır. İlk defa yoktan var eden Allah cc., ikinci defa da kolayca, insanı inşaa edecektir.
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 26 - Küre-i Arzdan Beşerin Haşrine Misaller

[BILGI]İşte, birbirine muhalif, nihayet derecede karışık olan o envâ-ı kesireyi kemâl-i imtiyazla ihya etmek ve hatasız, haltsız, galatsız olarak mümtazâne iade etmek, nihayetsiz bir kudrete ve muhit bir ilme sahip olan Zât-ı Zülcelâlin hâtem-i has ve sikke-i mahsusasıdır.

Ve keza, sath-ı arz sahifesinde kusursuz, noksansız, sehivsiz, kemâl-i intizamla üç yüz binden fazla risaleleri yazmak, öyle bir Zâtın sikke-i mahsusasıdır ki, herşeyin içyüzü, herşeyin kilidi onun elindedir. Ve hiçbirşey onun teveccühünü başkasından çevirip kendisine hasredemez.
[/BILGI]


Yeryüzündeki değişimin en hızlı olduğu bahar mevsimini düşünelim. Birbirine muhalif nihayet derecede karışık olan her türden canlı, tamamen her biri ayrı kendi özelliğinde, yeniden diriltiliyor. Bir metrekarelik toprağın içinde bile, yüzlerce belki binlerce canlı var irili ufaklı. Bu kadar alandaki canlı ile, tüm dünya yüzünde bir anda diriltilen canlı sayısını kıyasladığımızda hayretler içinde kalmamak elde değil.

Bu kısa süre içinde gerçekleşen faaliyette hiçbir kusur göremiyoruz. Mesela geçen yıl diken olan bir bitki, bu yıl gül veya başka bir çiçek olmuyor. Geçen yıl ne idiyse, aynıyle ya da benzeri ile geri iade ediliyor. Her halikarda diken olarak diriltiliyor. Ya da bir böcek kuş olmuyor. İşte üçyüzbinden ziyade türleri, çok kısa bir sürede, hiç karıştırmadan, en ufak bir hata olmadan, kusursuzca yaratmak ancak Allah'a mahsus olabilir.

Biz kainattaki en akıllı varlık olarak, bir anda 2 tane farklı yazıyı bile okumaya beceremiyoruz. Ya da sağ elimizde bir kalem, sol elimizde bir kalem, 2 farklı yazıyı yazmaya çalışsak, ne derece muvaffak olacağımız ortadadır. Kainatın en akıllısı insan bu kadar aciz olursa, bu üçyüzbinden ziyade türün üçyüzbin ayrı kalemle yazılıyor gibi bir anda olması; ne aklı olmayan, kör, şuursuz, sağır sebeplerin yapabileceği, ne de duymayan, görmeyen, akletmeyen tabiatın yapabileceği ve ne de kendi kendine olabilecek, faaliyetler değildir. Bunun tek akla mantığa gelen izahı, herşeye kadir olan, tüm kainatın dizginleri elinde olan, görmesinde ve bilmesinde sınır olmayan, hayy ve diri olan Cenab-ı Mevla'nın yapabileceği faaliyetlerdir.
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 26 - Küre-i Arzdan Beşerin Haşrine Misaller

[BILGI]Hülâsa: Sath-ı arzda, altı ay zarfında, beşerin haşrini temsil eden o sayısız haşir ve neşirlerde görünen rububiyetin o tasarruf-u azîminde pek yüksek, büyük ve ince nakışlı bir hâtemi vardır. Mahlûkatın icadında görünen şu intizamlar, suhuletler, sür’atler, imtiyazlar hep o hâtemin parıltısından meydana geliyorlar. Evet, her bahar mevsiminde pek hakîmâne, basîrâne, kerîmâne faaliyetler başlar ve harikulâde san’atlar yapılır. Ve bütün bu ameliyat, kemâl-i sür’atle, suhuletle, muntazaman cereyan etmekte olduğu görünür.

İşte, bu harikulâde faaliyetler öyle bir Zâtın hâtemidir ki, hiçbir mekânda olmadığı halde, her mekânda ilim ve kudretiyle hâzır ve nâzırdır.
[/BILGI]


Netice olarak; kışın ardından gelen bahar ve yaz aylarında haşr ve neşrin sayısız numunelerini görüyoruz yeryüzünde. Ve bu haşir ve neşirler hem sür'atli, hem çok kolay bir şekilde, hem mükemmel bir düzen içinde, hem o kadar kalabalık canlı grubu içerisinde karıştırılmadan her biri ayrı ayrı seçilerek, hem her bir varlıkta bir hikmet, fayda gözetilerek, hem görür ve bilir bir şekilde, hem tüm canlılara ikram eder bir tarzda cömertçe gerçekleşiyor. Bu kadar faaliyeti, bu kadar varlık üzerinde, kusursuz bir şekilde gerçekleştiren Zat, ancak her bir mekanda ilmiyle ve kudretiyle hazır olan Allah cc. olabilir.
 
Üst