Mesnevi-i Nuriye 1. Ders - Sebepler İzzet ve Azamete Perdedir..

Zuhr

Talebe
Cevap: Mesnevi-i Nuriye Dersleri 1 "Ey dairei esbabtan zuhur eden işleri...

~~~~~~
10.sorunun cevabı için düzeltme ve eklemedir

yukarıdaki cevabda ifade edilen insanın kendi kusur ve kabiliyetsizliği gibi;
hikmet boyutu gözönünde bulundurulmadığında, mana-yı harfi ile her bir sebeb tek başına incelendiğinde, hiç birisinin yapıları itibariyle, güzel bir şey ortaya çıkarma kabiliyetleri, hayra yönelme kabiliyetleri bulunmadığını görürüz.

ateş bir sebeptir, ve yakma tahrip etme özelliği, istidadı vardır
su akışkandır, sakin, yacı bir özelliği yoktur ve yine yıkıcıdır
herhangi bir hayvan, misal bir arı veya bir deve bir hayrı yapabilme özelliğine sahip değildir, nefis ve hevası peşinde gitmesi halinde yapabileceği sadece tahrip olur


bu şekilde çevremizdeki sebeblerin tek tek ele alınmasında, kendilerinin hayra yönelik bir kabiliyetleri olmadığı, tersine, kendi hallerine bir yöneticiden mahrum kalmaları halinde yıkıcı, zarar verici özellikleri olduğunu görürüz. bu yetersizlikleri, kabiliyetsizlikleri onların kusurlarıdır,
mana-yı ismi ile bakıldığında hepsinin bir vazife üzere yaratıldığını, bir idare edici tarfından yönetildiğini ve hayra yöneltildiklerini görürüz.

bu kusurlu unsurlar, kendi kusur ve hayırdaki acziyetleri ile, ve kendilerinin vesile olmaları ile oluşan muazzam güzellikler mükemmellikler ile, kendilerini idare eden muazzam bir kudret eline işaret ederler.

kendi kusurlarının büyüklükleri nisbetinde, kendilerini idare edenin kusursuzluğunu ilan ederler.

insan Allah a kusur veremez ama sel'e kusur verir, sel olması halinde suyun verdiği zararda sudan şikayet edebilir, eli yandığında kusuru ateşte bulabilir. su insanların ve çevrenin düzenine verdiği zarar ile kusurunu ilan etmiş olur, ateş verdiği zarar ile kusurunu ilan etmiş olur. zahiren çirkin fakat batınen güzel olan fiil ve icraatların güzelliğini Allah'a, çirkinliğini sebeblere vermekte bir sakınca olmaz.
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Mesnevi-i Nuriye Dersleri 1 "Ey dairei esbabtan zuhur eden işleri...

5. "Veya o memurlar, nâzır müşahitlerdir ki, gördükleri evâmir-i tekviniyeye karşı yaptıkları itaat ve inkıyad ile istidatlarına göre bir nevi ibadet yapmış olurlar." Bu cümleyi nasıl anlamalıyız ? Evamiri tekviniyeye karşı sebeplerin itaati ve ibadeti nasıl oluyor ? Nasıl misal verebiliriz ?



Allahın memurları olan melekler vazifedardırlar her meleğin bir vazifesi vardır ve onu yerine getirmekte, böylece Allaha ibadet etmektedir.Aynı noktadan bakacak olur isek Allahın memurları yalnızca melekelr değil hayvanlar dahi memurlardır.Üstadında dediği gibi kedinin miyavlamaları dahi Ya Rahim
Ya Rahim şeklindedir.
Yaratılan her varlığın bir vazifesi vardır;yazın kışa kışın bahara güze,gecenin gündüze yer vermesi,tavuğun yumurtlaması,ineğin süt vermesi,arının bal yapması,tatlı su ile tuzlu suyun birbirine karışmaması,güneşin vaktiyle doğup batması görevini aksatmaması,dünyanın kendi etrafında dönmesi,hücrelerin kendini yenilemesi,besinlerin vücütta taşınması... ve sair bunlar da; Allahın kendilerine koymuş olduğu, tabiatla ilgili kanunlara,emirlere uyarak ibadet etmiş oluyorlar.
Bu sebepleri gözden geçirdiğimizde varlıkları bizlerin ihtiyaçlarını karşılayacak niteliktedir.Her sebep kendince baktığımızda Allahın varlığının delillerini ve esmasının sikkesini taşımaktadır.O halde tevhid ve Celal sıfatının istediği gibi bizler dahi sebeplere takılı kalmadan sebepler arkasında gerçek tesir edeni görmeliyiz.


Allah razı olsun ..

şöyle bir ekleme yapmak istiyorum izninizle,


"Veya o memurlar, nâzır müşahitlerdir ki"
"gördükleri evâmir-i tekviniyeye karşı yaptıkları itaat ve inkıyad"
"stidatlarına göre bir nevi ibadet yapmış olurlar"

malumdur ki, Cenab-ı Hakkın ne sebeblere ne aracılara ne işini gördürecek memurlara ihitiyacı yoktur. aslı esası çevremizde gördüğümüz veya görmediğimiz her şey Cenab-ı Hak kın isimlerinin tezahürleri ile vucud bulur. bu sırada vazifeli bulunan melek veya memur tayin edilmiş mevcudad, olan olaya şahitlik eder, olayın gereki olan tesbihi, hamdi yerine getirir ve hakeza,

hastalıkların Hz.Azrail a.s. 'a perde olması gibi, ruhun kabzedilme işinde de Hz.Azrail a.s.'da Cenab-ı Hakka bir perdedir. Ruhu kabzeden Cenab-ı Haktır, Mümit isiminin tezahürüdür, Hz.Azrail o sırada orada hazır bulunur ve bu işe şahitlik eder, işin gereği olan tesbihi yerine getirir. itaat ederek mavizesini yapar ibadet eder. İbadet zaten itaat edip boyun eğmek manasına geliyor.


bir elmayı dalından koparan görüntüde bir eldir. ama o el arkasında bir fiziksel vucuda şahitlik eder, birisi olduğuna işaret eder ve o kişinin emri ile hareket eder. o kişi de kendi içindeki "açlık" hissi ile elmaya yönelir ve eline elmayı koparmasını emreder.
yani aslında elmayı dalından koparan bir maneviyat vardır. ve yine aslında bizim acıkmamız ve bize rızık verilmesi ile izhar olunan Rezzak ismidir bu işin kaynağı.
elmanın kendisi, parmaklar, insan hepsi bu ismin hükmüne boyun eğer ve kendilerine emredilen işi yerine getirerek, itaat ederek ibadet ederler.

sokaktaki bir acizin önünden geçerken bir miktar para versek, görüntüde parayı veren parmaklardır. ama aslında o parmaklar, o parmakların sahibi olan kişiye ait ve onun emri ile hareket ederler. o kişi de içindeki merhamet duygusunun etkisi, emri ile parayı verir. para verme işlemi bir maneviyata işaret eder.
o acizin önünden, hem parası hem elleri olan çok insan geçmiştir ama içlerinde o acize karşı merhamet olmadığından para vermemişlerdir.
merhamet ise; Rahman isminin tecellisi olarak orada bu fiilin gerçekleşmesini emretmiştir. ve tüm süreç bu isiminlerin emirlerine itaat ederek vazifelerini yaparlar ve ibadetlerini yerine getirmiş olurlar.




adetullah, sunnetullah tabirleri ile de ifade edilen, kainatın işleyişinin muntazam devamlılığı ile ilgili kanunların sahibi Cenab-ı Haktır, hiç bir mevcut bu kanunların dışına çıkamadığı gibi, Cenab-ı Hakkın kendisi dahi bu kanunları değiştirmediğini onlara uygun işleyişi sürdürdüğünü, bizlere duyurmuştur.
cisimlerin yere düşmesi, yağmurun yağması vs tüm çevremizde gördüğümüz tüm işleyiş belli çerçeveler içinde gerçekleştirilir, devam ettirirlir.
bunun çokça hikmetlerinden birisi bizim bu düzen içerisinde aklımızı kullanarak Cenab-ı Hakka yol bulabilmemiz olduğu gibi,
bir diğeri; kainatta tecelli eden Esma-i İlahiyenin her bir tecellisinin birbiri ile muazzam uyumlu olmasıdır demek yanlış olmaz. yani biz bir olay veya durum karşısında, Rezzak ismini görürkeni Hakim ismini de görürürz, Adl ismini de, Rab ismini de ve hakeza bir çok ismi görebiliriz.
koyulmuş olan kanunların sahibi Cenab-ı Hakdır, ve o sözünde duranların en güveniliridir. Kurallarını değiştirmeyeceğini bize kitabında bildirmiş ve bu kurallara uymayanlarında cezalandıracağını haber vermiş.
yine Cenab-ı Hakkın idaresinde olan sebebler ve memurları, O nun kurallarına uyup itaat ederler.

bir tek "insan" burada işi bozuyor .. nefs-i emmaresine, şeytana yenildiğinde bu kanunlara başkaldırmaya çalışabiliyor.. Cenab-ı Hak hepimizi isyandan nisyandan muhafaza etsin ..
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Mesnevi-i Nuriye Dersleri 1 "Ey dairei esbabtan zuhur eden işleri...

ÖZETLE ANLADIKLARIMI SIRALAYIM:


1. Sepepler perdedir, gafletle o perde kalınlaşır, tefekkür o perdeyi izale eder.

2. Sebepler tesir sahibi değildir. Bir eseri vücuda getirecek kudretleri yoktur. Neticeyle sebebin icraat noktasında bir ilgisi yoktur.

3. Sebepler Allahın bir nevi kalem dairesi gibidir. Tebligat bu sebepler üzerinden yapılıyor. Hikmet, sebeplerin varlığını gerektiriyor.

4. Sebepler kudretin izzet ve Rububiyyetin haşmetini göstermek için konulmuş vasıtalardır.

5. Sebepler Allahın kudret dairesi haricinde değildir. Daire içinde, Onun emirlerine itaatkar ve ubudiyet içerisindedirler. Yazın en sıcak zamanında yeşil yaprakların yaş kalması sebeplerin itaatine bir numunedir.

6. Sepepler Allahın saltanatına ortak değildir. Allahın yardımcısı hükmünde de değildir. İzzet ve azametine gelebilecek şekvalara, şikayetlere birer mercii hükmündedir.

7. Sebepler, Allahın rahmeti gereği, insanların Kendine yöneltebilecekleri şekvalarından, onları muhafaza etmek için konulmuştur.

8. Sebepler ayinenin iki yüzünden, arka yüzü gibidir. Bu yüzü Allaha gelen şikayetlere mercii olmak ve şikayetlerin Ona gitmemesi içindir. Diğer şeffaf yüzü ise, tevhidi isbat eder. Bu yüzde sebeplere yer yoktur. Herşey doğrudan doğruya Onun varlığına ve birliğine delildir.

9. Allahın memurları Onun saltanatının büyüklüğünü gösterir. İstediği kadar memuru halketmeye muktedir olduğunu gösterir. Ve o memurlar vazife başında Allahı tesbih etmek için vardır. Olayların meydana geliş anını müşahede etmek, mütalaa etmek ve Allahı her türlü kusurdan tenzih etmek için vardır. İnsanların memurları ise onların acizliklerinin bir göstergesidir. İnsanlar aciz ve güçsüz olduklarından onların memurları yardımcıları hükmündedir. Ne kadar saltanatları büyürse o kadar çok yardıma muhtaçtırlar. Allah için ise bir ile bine hükmetmek arasında bir fark yoktur. Güneşin bir şeyi ısıtmasıyla binlerce şeyi ısıtması arasında, güneşe etkisinde bir fark olmadığı gibi.

10. Sebeplerin kabiliyetleri vardır. Misal; yağmurun kabiliyeti, toprağı ıslatması ve içindeki mineralleri çözmesidir. Bitkinin yetişme süreci bu kabiliyetle ilişkilendirilmiştir. Sonuca etki edicek ilim ve kudret ise o sebepte bulunmamaktadır. Sebep sadece o anki kabiliyetini sergilemekle, sonuca sadece bir tek sebeptir.

11. Sebepler tek başına ve kontrolsüz bırakıldığında hayra yönelme kabiliyetleri yoktur. Ateşin yakmak, suyun yıkmak gibi özellikleri misal olarak verilebilir. Yani sebepler kusurludur. Çirkinlik ve kusurlar sebeplere, o sebeplerin ardındaki hikmet ve güzellikler ise Allaha verilmelidir.

12. Allahın iki şekilde yaratması vardır. Birincisi hiçten yaratmak, diğeri ise yaratılmış olan unsurlardan inşa suretiyle yaratmak. Sebepler bu ikinci grupta yer alır ve Allahın çok isimleri bu dairede tezahür eder.

13. İzzet ve azamet sebeplerin perde olmasını iktiza eder; Tevhid ve celal ise sebeplerin tesirsizliğini iktiza eder.


Katılım gösteren tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun. Allah istifademizi ziyadeleştirsin. Amin.
 

akna

Well-known member
Cevap: Mesnevi-i Nuriye Dersleri 1 "Ey dairei esbabtan zuhur eden işleri...

ÖZETLE ANLADIKLARIMI SIRALAYIM:


1. Sepepler perdedir, gafletle o perde kalınlaşır, tefekkür o perdeyi izale eder.

2. Sebepler tesir sahibi değildir. Bir eseri vücuda getirecek kudretleri yoktur. Neticeyle sebebin icraat noktasında bir ilgisi yoktur.

3. Sebepler Allahın bir nevi kalem dairesi gibidir. Tebligat bu sebepler üzerinden yapılıyor. Hikmet, sebeplerin varlığını gerektiriyor.

4. Sebepler kudretin izzet ve Rububiyyetin haşmetini göstermek için konulmuş vasıtalardır.

5. Sebepler Allahın kudret dairesi haricinde değildir. Daire içinde, Onun emirlerine itaatkar ve ubudiyet içerisindedirler. Yazın en sıcak zamanında yeşil yaprakların yaş kalması sebeplerin itaatine bir numunedir.

6. Sepepler Allahın saltanatına ortak değildir. Allahın yardımcısı hükmünde de değildir. İzzet ve azametine gelebilecek şekvalara, şikayetlere birer mercii hükmündedir.

7. Sebepler, Allahın rahmeti gereği, insanların Kendine yöneltebilecekleri şekvalarından, onları muhafaza etmek için konulmuştur.

8. Sebepler ayinenin iki yüzünden, arka yüzü gibidir. Bu yüzü Allaha gelen şikayetlere mercii olmak ve şikayetlerin Ona gitmemesi içindir. Diğer şeffaf yüzü ise, tevhidi isbat eder. Bu yüzde sebeplere yer yoktur. Herşey doğrudan doğruya Onun varlığına ve birliğine delildir.

9. Allahın memurları Onun saltanatının büyüklüğünü gösterir. İstediği kadar memuru halketmeye muktedir olduğunu gösterir. Ve o memurlar vazife başında Allahı tesbih etmek için vardır. Olayların meydana geliş anını müşahede etmek, mütalaa etmek ve Allahı her türlü kusurdan tenzih etmek için vardır. İnsanların memurları ise onların acizliklerinin bir göstergesidir. İnsanlar aciz ve güçsüz olduklarından onların memurları yardımcıları hükmündedir. Ne kadar saltanatları büyürse o kadar çok yardıma muhtaçtırlar. Allah için ise bir ile bine hükmetmek arasında bir fark yoktur. Güneşin bir şeyi ısıtmasıyla binlerce şeyi ısıtması arasında, güneşe etkisinde bir fark olmadığı gibi.

10. Sebeplerin kabiliyetleri vardır. Misal; yağmurun kabiliyeti, toprağı ıslatması ve içindeki mineralleri çözmesidir. Bitkinin yetişme süreci bu kabiliyetle ilişkilendirilmiştir. Sonuca etki edicek ilim ve kudret ise o sebepte bulunmamaktadır. Sebep sadece o anki kabiliyetini sergilemekle, sonuca sadece bir tek sebeptir.

11. Sebepler tek başına ve kontrolsüz bırakıldığında hayra yönelme kabiliyetleri yoktur. Ateşin yakmak, suyun yıkmak gibi özellikleri misal olarak verilebilir. Yani sebepler kusurludur. Çirkinlik ve kusurlar sebeplere, o sebeplerin ardındaki hikmet ve güzellikler ise Allaha verilmelidir.

12. Allahın iki şekilde yaratması vardır. Birincisi hiçten yaratmak, diğeri ise yaratılmış olan unsurlardan inşa suretiyle yaratmak. Sebepler bu ikinci grupta yer alır ve Allahın çok isimleri bu dairede tezahür eder.

13. İzzet ve azamet sebeplerin perde olmasını iktiza eder; Tevhid ve celal ise sebeplerin tesirsizliğini iktiza eder.


Katılım gösteren tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun. Allah istifademizi ziyadeleştirsin. Amin.

amin elfu elfi amin
Rabbim cc sizlerden ve tüm kardeşlerden ebeden razı olsun
 
Üst