Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Mektubat 4. Ders - Aşk-ı Mecazî - Aşk-ı Hakikî
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 355163" data-attributes="member: 1023459"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 42 - Aşk-ı Mecazî - Aşk-ı Hakikî</strong></p><p></p><p><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>"Gölge Güneşten nişan verse de Güneş her an¸ can nurunu neşreder."</em></strong></span></span></span></p><p></p><p> <span style="color: #008000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Mevlâna bu beyitlerle¸ mecâzî aşkın hakikî aşk ile bir tutulamayacağına dikkat çekmektedir. Zira¸ gölge güneşin varlığına bir işaretse de¸ güneşin kendisi¸ her an bir hayat ışığıdır. Bunun gibi gölge misalinde olan ve cismânî suretlerden kaynaklanan aşk-ı mecâzî de aşk-ı hakikînin varlığından nişan vermekle birlikte güneş mesabesinde olan Zât-ı Hak'a olan aşk gibi değildir. Zira bu aşk¸ ruha nur verir.</em></strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000FF"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>"Ay'ın ikiye yarılması mucizesi Güneş gibi zuhura gelince¸ gölge sana masal gibi uyku getirir. </em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #0000FF"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Güneş doğuverince Ay yarılır¸ yani nuru görünmez olur."mısrası ise aşkı¸ şakku'l-kamer mucizesine benzetmektedir.</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #0000FF"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Not:</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Şakku'l Kamer Olayı</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>AY MUCİZESİ</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Fahr-ı Kâinat Efendimizin (S.A.V.) gösterdiği BİN'e yakın mucize, insanlık âleminin ayları ve yıldızlan hük*münde parlayan sahabelerin gözü önünde cereyan etmiş ve yalan üzerine ittifak etmeleri imkânsız olan bu nuranî cemaat tarafından bütün teferruatıyla gelecek nesillere aktarılmıştır. "Benden bilerek yalan bir şey haber veren, Ce*hennem ateşinden yerini hazırlasın" mealindeki hadîs-i şerifin ikazına karşı bütün zerreleriyle titreyip herkesten fazla titizlik gösteren ve yalan bir haber karşısında susmaları mümkün olmayan o iman kahramanlarından bize ulaşan hadîs ve mucizeler, bugün modern ilim tarafından da tek tek tasdik edilmektedir. İslâmî kaynaklarda “Şakk-ı Kamer” veya "İnşikak-ı Kamer" olarak geçen"Ay'ın ikiye yarılma mucizesi" de bunlardan birisidir.</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #DAA520"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Şakk-ı Kamer Mucizesi, Efendimiz (S.A.V.) peygamberlikle vazifeli kılındıktan sekiz sene sonra vuku buldu. Kureyş Kabilesi'nin ileri gelen müşrikleri bir araya toplanmışlar ve Allah Resûlünden, peygamberliğini ispatlayacak bir mucize istemeye karar vermişlerdi. Hep birlikte O'nun bulunduğu yere doğru ilerlerken gecenin ilk saatleri yaşanıyor ve Efendimiz (S.A.V.) parıl parıl parlayan ay ışığı altında Hazret-i Ali, Huzeyfe İbn-i Yemân, Abdullah Ibn-i Mes'ud, Enes İbn-i Mâlik, Abdullah Ibn-i Abbas, Cübeyr ibn-i Mut'im ve Abdullah İbn-i Ömer gibi büyük sahabelerle sohbet ediyordu. O nur halkasını çevreleyen müşriklerin mucize görme konusundaki ısrarları had safhaya varıp sabır sınırlarını zorladığında, Fahr-i Kâinat Efendimiz (S.A.V.) yerinden doğruldu ve mübarek elini, gökyüzünde bir altın tabak gibi ışıldayan Ay'a doğru celâlle kaldırdı. Yaratıldığı günden beri vazifesinden şaşmamış olan Ay, hürmetine koca bir kâinatın yaratıldığı O Zat'in (S.A.V.) bu işaretiyle bir anda ikiye ayrılmış ve gerideki Mina Dağı, Ay'ın İki parçası arasında kalarak muhteşem ve tüyler ürpertici bir manzara teşkil etmişti.</em></strong></span></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #DAA520"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #DAA520"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Efendimiz (S.A.V.) etrafındaki sahabelerine "Şahit olun, şahit olun" diye tekrarlarken, Kureyş kâfirleri şaşkınlıkla birbirine bakmıyor ve "Bize büyü yaptı" diyorlardı.</em></strong></span></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #DAA520"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #DAA520"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Bir başka Kureyşli de, "Muhammed (S.A.V.) sadece bize büyü yapmış ve Ay'ı iki parça olarak göstermiş olmalı" diyerek, bu hâdisenin civar beldelerden gelen kafile ve kervanlara sorulmasını istiyordu. Bu teklif, diğerleri tarafından da ister istemez benimsendi ve ertesi sabah Yemen ve başka taraflardan gelen kervanlar soru yağmuruna tutuldu. Hepsi de gece seyahat ettikleri için Ay'ın ikiye varıldığına şahit olmuşlardı. Bunun üzerine Mekke'li Müşrikler. "Ebû Tâlib'in yetîmindeki sihir, semaya da tesir etti" diyerek inatlarını sürdürdüler. Ve Efendimizin (S.A.V.) yanında olmamalarına rağmen bu mucizeyi gören diğer müşrikler gibi, küfürlerinde sabit kaldılar.</em></strong></span></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #DAA520"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><strong><em>Hemen arkasından Allah kelâmı nazil oldu:</em></strong></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><strong><em></em></strong></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><strong><em>"ONLAR BÎR MUCİZE GÖRSELER, ONDAN YÜZ ÇEVİRİP "NORMAL BİR SİHÎR" DERLER, YALAN SÖYLERLER. NEFİSLERİNE UYARLAR." (Kamer Sûresi, 3. Âyet)</em></strong></span></span></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 355163, member: 1023459"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 42 - Aşk-ı Mecazî - Aşk-ı Hakikî[/b] [COLOR="#FF0000"][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][B][I]"Gölge Güneşten nişan verse de Güneş her an¸ can nurunu neşreder."[/I][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#008000"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][B][I]Mevlâna bu beyitlerle¸ mecâzî aşkın hakikî aşk ile bir tutulamayacağına dikkat çekmektedir. Zira¸ gölge güneşin varlığına bir işaretse de¸ güneşin kendisi¸ her an bir hayat ışığıdır. Bunun gibi gölge misalinde olan ve cismânî suretlerden kaynaklanan aşk-ı mecâzî de aşk-ı hakikînin varlığından nişan vermekle birlikte güneş mesabesinde olan Zât-ı Hak'a olan aşk gibi değildir. Zira bu aşk¸ ruha nur verir.[/I][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#0000FF"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][B][I]"Ay'ın ikiye yarılması mucizesi Güneş gibi zuhura gelince¸ gölge sana masal gibi uyku getirir. Güneş doğuverince Ay yarılır¸ yani nuru görünmez olur."mısrası ise aşkı¸ şakku'l-kamer mucizesine benzetmektedir. [/I][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#000000"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][B][I]Not: Şakku'l Kamer Olayı AY MUCİZESİ Fahr-ı Kâinat Efendimizin (S.A.V.) gösterdiği BİN'e yakın mucize, insanlık âleminin ayları ve yıldızlan hük*münde parlayan sahabelerin gözü önünde cereyan etmiş ve yalan üzerine ittifak etmeleri imkânsız olan bu nuranî cemaat tarafından bütün teferruatıyla gelecek nesillere aktarılmıştır. "Benden bilerek yalan bir şey haber veren, Ce*hennem ateşinden yerini hazırlasın" mealindeki hadîs-i şerifin ikazına karşı bütün zerreleriyle titreyip herkesten fazla titizlik gösteren ve yalan bir haber karşısında susmaları mümkün olmayan o iman kahramanlarından bize ulaşan hadîs ve mucizeler, bugün modern ilim tarafından da tek tek tasdik edilmektedir. İslâmî kaynaklarda “Şakk-ı Kamer” veya "İnşikak-ı Kamer" olarak geçen"Ay'ın ikiye yarılma mucizesi" de bunlardan birisidir. [COLOR="#DAA520"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][B][I]Şakk-ı Kamer Mucizesi, Efendimiz (S.A.V.) peygamberlikle vazifeli kılındıktan sekiz sene sonra vuku buldu. Kureyş Kabilesi'nin ileri gelen müşrikleri bir araya toplanmışlar ve Allah Resûlünden, peygamberliğini ispatlayacak bir mucize istemeye karar vermişlerdi. Hep birlikte O'nun bulunduğu yere doğru ilerlerken gecenin ilk saatleri yaşanıyor ve Efendimiz (S.A.V.) parıl parıl parlayan ay ışığı altında Hazret-i Ali, Huzeyfe İbn-i Yemân, Abdullah Ibn-i Mes'ud, Enes İbn-i Mâlik, Abdullah Ibn-i Abbas, Cübeyr ibn-i Mut'im ve Abdullah İbn-i Ömer gibi büyük sahabelerle sohbet ediyordu. O nur halkasını çevreleyen müşriklerin mucize görme konusundaki ısrarları had safhaya varıp sabır sınırlarını zorladığında, Fahr-i Kâinat Efendimiz (S.A.V.) yerinden doğruldu ve mübarek elini, gökyüzünde bir altın tabak gibi ışıldayan Ay'a doğru celâlle kaldırdı. Yaratıldığı günden beri vazifesinden şaşmamış olan Ay, hürmetine koca bir kâinatın yaratıldığı O Zat'in (S.A.V.) bu işaretiyle bir anda ikiye ayrılmış ve gerideki Mina Dağı, Ay'ın İki parçası arasında kalarak muhteşem ve tüyler ürpertici bir manzara teşkil etmişti. Efendimiz (S.A.V.) etrafındaki sahabelerine "Şahit olun, şahit olun" diye tekrarlarken, Kureyş kâfirleri şaşkınlıkla birbirine bakmıyor ve "Bize büyü yaptı" diyorlardı. Bir başka Kureyşli de, "Muhammed (S.A.V.) sadece bize büyü yapmış ve Ay'ı iki parça olarak göstermiş olmalı" diyerek, bu hâdisenin civar beldelerden gelen kafile ve kervanlara sorulmasını istiyordu. Bu teklif, diğerleri tarafından da ister istemez benimsendi ve ertesi sabah Yemen ve başka taraflardan gelen kervanlar soru yağmuruna tutuldu. Hepsi de gece seyahat ettikleri için Ay'ın ikiye varıldığına şahit olmuşlardı. Bunun üzerine Mekke'li Müşrikler. "Ebû Tâlib'in yetîmindeki sihir, semaya da tesir etti" diyerek inatlarını sürdürdüler. Ve Efendimizin (S.A.V.) yanında olmamalarına rağmen bu mucizeyi gören diğer müşrikler gibi, küfürlerinde sabit kaldılar. [/I][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#006400"][SIZE=3][B][I]Hemen arkasından Allah kelâmı nazil oldu: "ONLAR BÎR MUCİZE GÖRSELER, ONDAN YÜZ ÇEVİRİP "NORMAL BİR SİHÎR" DERLER, YALAN SÖYLERLER. NEFİSLERİNE UYARLAR." (Kamer Sûresi, 3. Âyet)[/I][/B][/SIZE][/COLOR] [/I][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Mektubat 4. Ders - Aşk-ı Mecazî - Aşk-ı Hakikî
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst