Kelime Analizi 197: Süreyyâ

kenz-i mahfi

Sorumlu
SÜREYYÂ (Arapça) (ثريا)

Kelime manası olarak Sevr Burcunun en parlak yıldızı olan Eddebarân’ın ilerisinde ve Feres-i A’zam istikametinde görünen güzel bir yıldız kümesidir. İngilizcede “Pleiades” denilmektedir. Türkler tarafından gerdanlığa benzetildiği için “Ülker” denilmiştir. Erkek ve kadın ismi olarak kullanılabilmektedir.

Kelime kökeni olarak Arapça “zengin olmak, varlıklı olmak, zenginleşmek” gibi manalara gelen (ثرو) ve (ثرى) kelimelerinden türetilmiştir. Dilimizde çok kullandığımız “servet” kelimesi de yine bu kökten türetilmiştir.

Arapça Süreyya olarak bilinen yıldız, Türkçe'de Ülker ve Farsça'da "Pervîn" olarak adlandırılmaktadır.

İlm-i nücuma göre Süreyyâ, içinde yer alan yıldızlar öküz (boğa) şeklini meydana getirdiğinden Sevr adıyla anılan burcun sırt/hörgüç kısmında iki sıra halinde dizilmiş altı veya yedi yıldızdan meydana gelen bir açık küme yıldızlardır. Bir başka görüşe göre Süreyyâ, Hamel burcunun kuyruğunda sıralanmış olup özüm salkımı veya gerdanlık gibi görünür, ayın menzilerinden en meşhuru ve üçüncüsü olarak kabul edilmiştir.

Araplar Ay'ın her bir günü için bir isim vermişlerdir. Bunlardan 3.ise Süreyyâ'dır. Cahiliye Araplarının kutsal saydıkları yıldızlardan birisi Süreyyâ'dır.

Süreyyâ, Yahudiler tarafından kutsal kabul edilmiştir. Yunan Mitolojisinde Yedi Kız Kardeş olarak bilinen yıldız kümesine Farsça Pervin veya Peren denilmektedir. Japoncada "Subaru" denilmektedir.

Süreyya yıldız kümesinde çıplak gözle 6 yıldız gözükmektedir. Bu isim ilk verildiği zamanlarda muhtemelen yedinci yıldız da çıplak gözle gözükmekte idi. Eskiden denizcilen bu yıldız kümesine yelken açma yıldızları derlermiş. Eğer bu yıldız kümesi gökyüzünde gözüküyorsa yelken açarlarmış eğer görünmüyorsa yelken açmazlarmış çünkü bu yıldız kümesi gözükmediği zaman fırtına yakın sayılırmış.
Süreyya yıldızları Boğa Takımyıldızında bulunmaktadır. Dünyaya en yakın açık yıldız kümesi ve çıplak gözle göze en güzel gözüken yıldız kümesidir. Dünyadan yaklaşık olarak 440 ışık yılı mesafededir. Süreyya ve diğer adıyla Ülker yıldız kümesinin çıplak gözle gözüken yıldızları 6 veya 7 adettir. Tamamen açık ve karanlık gecelerde 12 adet gözükebilmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de "süreyyâ" kelimesi geçmemekle birlikte bazı müfessirler tarafından Necm Suresi'nin ilk ayetinde üzerine yemin edilen "necm" kelimesinden kastın Süreyyâ olduğunu söylemişlerdir. Bunun sebebi ise iki kelimenin "parlak yıldız" manasına gelmesidir. Tarık Suresi'nin 3.ayetinde geçen "en-necmü's-sâkıb" ibaresi için bazı müfessirler "Süreyyâ" demişlerdir.

Arapça darbımesel olarak "Ülker akşam vakti doğarsa çoban örtü ister" denilmiştir.

Süreyya yıldızı edebiyatta çok sık kullanılmıştır. Uzaklığı, erişilmezliği, yüceliği ve parlaklığı anlatmak için Süreyyâ kullanılmaktadır. Araplarda "Süreyya'dan daha uzak" atasözü bulunmaktadır.

"eyne-s serâ mine-s süreyyâ” tabiri “bunlar birbirinden çok uzak şeydir” manasına gelen meşhur bir kullanımdır. “Nerede Yer, Nerede Süreyyâ” manasına gelmektedir.
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
“Süreyyâ” kelimesi "eyne-s serâ mine-s süreyyâ” darbı meseli suretinde Arabi olarak Risale-i Nur’da 4 defa zikredilmiştir. Bu ibarelerde “Kur’an nerede? Beşerin kelamı nerede?” manalarında olarak kullanılmıştır. Beşerin kelamı seraya, Kur’an’ın kelamı ise Süreyya yıldızına benzetilmiştir.

Mektubat 191.sayfada geçen Arabi ibarede Peygamber Efendimiz (ASM)’in bir hadisinde Süreyyâ kelimesi geçmektedir. Hadis-i şerifte şöyle denilmiştir. “Eğer din, Ülker Takımyıldızında bile olsaydı, Fars’tan bazı kimseler ona ulaşıp alabileceklerdi.” (Buharî, Tirmizî)

Bunlardan hariç olarak normal kullanımla “Süreyyâ” kelimesi Risale-i Nur’da 16 defa kullanılmıştır. Bu ibarelerde 10 yerde sera ve süreyya kelimeleri aynı cümlede geçmiştir. Süreyya kelimesinin kullanıldığı yerler:
1....serada süreyyada, zeminin temelinde, dışında hakîmane ve haşmetkârane icraatını onlar temsil edebilirler. (Asa-yı Musa, sayfa 82) aynı bahis Şualarda da geçmektedir.
2.İnsanlar Zât-ı Ahmediye’nin (ASM) duasına âmîn dedikleri gibi, arş ve ferş ve seradan süreyya’ya kadar bütün mevcudat onun nuruyla iftihar edip, alâkadarlık gösteriyorlar. (Sözler, sayfa 71)
3.İşte, seradan süreyyaya kadar birbirinden uzak o iki taraf ortasında bırakmak mümkün değildir. (Sözler, sayfa 184)
4.Kamerin bir menzili var ki Süreyya yıldızlarının dairesidir. .... Süreyya o dalın bir salkımı gibi ve sair yıldızlar o gizli hilkat ağacının birer münevver meyvesi olarak işitenin hayalî olan gözüne göstermekle... (Sözler, sayfa 377)
5.En küçük ile en büyük beraber iken, seradan süreyyaya kadar fark oluyor.
6.Hususan Mayıs’ın ahirinde olduğu gibi, bazı vakitte ince hilâl şeklinde Süreyyâ menziline girdiği vakit, hurma ağacının eğilmiş beyaz bir dalı suretini ve Süreyya bir salkım suretini gösterdiğinden, o yeşil sema perdesi arkasında, hayale nuranî büyük bir ağacın vücudunu tahayyül ettirir. Güya o ağaçtan bir dalının bir sivri ucu, o perdeyi delmiş, bir salkımıyla beraber başını çıkarmış, Süreyya ve Hilâl olmuş ve sair yıldızlar da o gaybî ağacın meyveleri olduğunu hayale telkin eder. (Mektubat, sayfa 16)
7.Ferş’ten Arş’a, seradan süreyyaya, zerrattan seyyarata, ezelden ebede kadar herbir mevcud, semavat ve arz, dünya ve âhiret, her şey onun mülküdür. (Mektubat, sayfa 231)
8.İşte, seradan süreyyaya kadar birbirinden uzak o iki taraf ortasında bırakmak mümkün değildir. (Mektubat, sayfa 310)
9.Kâh süreyyadan seraya, kâh seradan süreyyaya kadar bir sukut ve suud içerisinde çalkanıyorlardı. (Lem’alar, sayfa 50)
10.Evet Vahdet’ül-Vücud’dan bahseden, fikren seradan süreyyaya çıkarak, kâinatı arkasında bırakıp nazarını Arş-ı A’la’ya diken.... (Lem’alar, sayfa 273)
11.Münhasif Yıldız’ı darülfünun et, tâ Süreyya kadar âlî olsun! (Tarihçe-i Hayatı- sayfa 71)
 
Üst