Katre:Lisanlar 9/27

Ve keza terkib ve mürekkebatta görünen intizam, o mürekkebattaki her zerrenin, lâyık mevziine konulmasıyla hasıl olmuştur. Binaenaleyh o zerreleri, aralarındaki münasebetler bozulmamak şartıyla, lâyık mevkilerine koyabilmek, ancak bütün o mürekkebatı yaratabilecek bir kudret sahibine hastır. İşte zerrattaki intizam ve şu vaziyetin lisanıyla Allahüekber diyerek
-Allahu lâ ilâhe illâ huyu okur. -
 
Evet şu yaratılmış alemimiz de nereye baksak her şey yerli yerinde icat edilmiş,her zerrenin nereye gideceği belli..Göz hücresi gidip kulağa yerlesmiyor..ya da beyin hücresi mideye gitmiyor..Hepsi layık mevziine koyularak intizam tesis edilmiş..Bunlar kendi başına olamayacağına göre o halde bunları yapan perde ardında birisi var o da Allah'tır (c.c)..
Biz de bütün zerrat gibi Lâ ilâhe illâ hu demeliyiz..Onu bildiğimizi bildirmeliyiz..


bodycomp.png


gases-in-the-atmosphere-aqa-c1-75-3-638.jpg
 
Son düzenleme:
En azından 27. Lisana kadar ve keza ile baslayan kısımları anladığımız ölçüde aktarmak niyet etmiştik,olmadı.Belki başka bir vakte tehir edilmiş diyelim..

Sorularla islamiyette geçen kısım ile konuyu sona erdirelim;


http://www.sorularlarisale.com/maka...asina_midir_degilse_bu_lisanlar_nelerdir.html
Elli beş lisanla vücub-u vücud ve vahdetine şehadet ve delâlet eder. Bu, çokluk manasına mıdır, değilse bu lisanlar nelerdir?
Yazar: Sorularla Risale, 09-11-2006
Elli beş (55) lisan konusu Katre Risalesi'nde geçer. Bediüzzaman, varlıkların çok dillerle Allah'a işaret ettiğini, O’na hamd ve tesbih ettiklerini nazara verir.

Bir Risalede “Allah’ın varlığının delilleri mahlukat sayısıncadır” ibaresi nakledildikten sonra, bunun mübalağa olmayıp belki nakıs olduğu ifade edilir. O hale 55 rakamını farklı delil türleri, ayrı kategoriler olarak değerlendirmek gerekir.

Üstad, Cenab-ı Hakkı bize tarif eden üç büyük muarriften söz eder. Bunlar

• Kainat kitabı,
• Kur’an-ı Kerim ve
• Peygamber Efendimizdir (a.s.m).

Bir risalesine ise bu üçe vicdanı bir dördüncü olarak ekler. Demek oluyor ki bu rakamlar mutlak değildir. Ana başlıkları ifade ederler.

Katre Risalesi'nde Allah’ın varlığına elli beş ana delil zikredilmiştir. Bunlar Mesnevi-i Nuriye'nin Arapçasında tek tek açıklanmıştır. Üstad'ın talebilerinden Ceylan Çalışkan yazdığı nüsnada bu delillerin karşılarına numaralar koymuştur. Biz de o numaralamada geçen konuları aşağıda takdim ediyoruz:

1. Tanzimat,
2. Muvazene,
3. İntizam,
4. İttirad,
5 ve 6. Şuuri olan sanatın ittikanı, kemali,
7. Mütehalif eşyanın tecavübü,
8. Mütebaid ve mütefavit eşyanın tesanüdü,
9. Birbirine bakan muntazam eserlerin teşabühü (semavatın yıldızları gibi,
10. Birbirini gözeten eserlerin tenasübü (çiçekler gibi),
11. Her bir zihayatın birçok şuuri esmanın tecelliyatına mazhariyeti,
12 ve 13. İrtibat ve münasebet,
14. Zerrat arasında yazılmış ve nakşedilmiş cazibenin yıldızlar ve güneşler arasındaki cazibeye kardeş olması,
15. Mürekkebattaki her bir zerrenin nisbetleri,
16. Bir nev’deki tasarruf-u kudretin vüs’ati,
17. Hilkatin Vacib-ul-Vucud’a isnad edilmesindeki kolaylık,
18. Esbab-ı zahiriyenin besatetine rağmen müsebbebattaki havarık-ı nakş,
19. Kainatın yaratılışındaki ittikan ve ihtimam ğayrı mütenahi bir kudreti istilzam eder,
20. Kainatta tecelli eden Esma’nın tesanüdü ve hatta tek bir zerrede bile teşarükü,
21. Kainatın mecmuunda tezahür eden hikmet-i amme,
22. Kainatın yüzünde parlayan inayet-i amme,
23. Kainatın yüzüne yayılmış olan Rahmet-i vasia,
24. Zevilhayatın tenevvu-u hacatına göre verilen rızk-ı amm,
25. Kainatta yayılmış olan hayat ve zihayatlar,
26. Kainatın yüzünde parlayan bir hüsn-ü arazi ve tahsin,
27. (Bir cemal-ı mücerred’e remz eden) Kainat ta görünen bir cemal-ı hazin,
28. Kainat kalbinde görünen ve Mahbub-u hakikiyi gösteren bir aşk-ı sadık,
29. Kainatta hissedilen incizab ve cezbe,
30. (Bütün kainatın bir zat-ı Vahid‘in Zilal-ı Envarı olduğuna dair) bütün kamillerin müşahedelerine istinaden işitilen şehadetleri,
31. (Envaın cüziyyatında bazı maslahatlar gözetilerek yapılan tasarufat.
32. Nebatat ve hayvanat enva’ının cüz’iyyatında görünen bazı faydalar için yapılan tebdil,
33. Nebatat ve hayvanat enva’ının cüz’iyyatında görünen bazı hikmetler için yapılan tahvil,
34. ( Küre-i arzın gece ve gündüzündeki gibi ) kainat azalarında bazı gayeler için yapılan tağyir,
35. Alemde görünen (kemalat için yapılan) tanzim,
36. Kainatın hudusu,
37. Kainatın (vucud ve bekasında maddeten ve manen ) ihtiyacatı,
38. Kainatın vucud ve bekasında maddeten ve manen iftikaratı,
39. (Kışta kuru olan ağaç ve arz gibi) Eşyanın kendi zatındaki fakrıyla beraber o eşyada görünen iktidar- ı mutlak,
40. Gına-yı Mutlak’ın eserlerinin görünmesiyle beraber kainatın zatında fakir olması,
41. Kainatın kendi zatında hayatsız ve meyyit olmasıyla beraber onda görünen envar-ı hayat,
42. Kainatta bir şuur-u muhitin eserleri görünmesiyle beraber camid ve cahil olması,
43. Kainatın intizamlı bir şekilde fena ve tegayyürü,
44. Müşehedat, mükalemat, fuyuzat ve munacatı netice veren zevil ervahdaki ibadat-ı nuraniye,
45. Kainatın kâli ve hâli tesbihatı,
46. Müessir ve neticeli, makbul ve müstecab olan ihtiyaç sahiblerinin duaları,
47. Belaya düşenlerin ıztırar anında gerek şuurî ve gerekse gayr-ı şuurî olarak hami-i mechülüne belki Hâlıkına ilticası,
48. Zahirden hakikata geçen bütün kamil insanların müşahadeleri,
49. Kainat dolusu görünen ve vucub ve vahdet mertebesinden nazil olan efail-i mütecelliye ve teceliyat-ı Esma,
50. Ekvanın kendi nefsine ve esbaba isnadındaki müteselsil muhalattan neşâ€™et eden ıztırabat-ı ervah,
51. Görünen eşyada bizzarure ve görünmeyen eşyada ise nazar-ı akli ile varlığı anlaşılan kader,
52. İnsanın isti’dadının camiiyyeti,
53. Kevnde görünen imkan, kesret ve infial mertebesi,
54. Eşya’nın kendisi için tayin edilen nokta-ı kemale kadar harekete devamı,
55. Her şeyin batınının zahirinden daha şeffaf olması,
 

Huseyni

Müdavim


(28sn)

Akyuvarin bakteriyi kovalaması..Hiç bir zerre başkasının işine karışmıyor her biri kendine verilen vazifeyi ikmal ediyor..

Akyuvarın bakteriyi kovalaması bile vazifeli olduğunu aşikare gösteriyor. Kendi kendine malikiyet dava eden insan vücudundaki bu faaliyetten bihaberken ve bunda hiçbir iradesi yok iken ve bütün insanların vücudunda bu vazife hiç aksamadan devam ediyorken, elbette buradaki kudret ve iradeyi, bütün insanları yaratan Allah'tan bilmek gerekir.
 
Üst