IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ ?

Huseyni

Müdavim
Kardeşler bu kısmı pek anlayamadım
Fakat mesleğimiz tarikat olmadığı, belki hakikat olduğu için, bu rabıtayı, ehl-i tarikat gibi farazî ve hayalî suretinde yapmaya mecbur değiliz. Hem meslek-i hakikate uygun gelmiyor.

Neden bir rabıtayı ehl-i tarikat gibi farazi ve hayali suretinde yapmaya mecbur değiliz? Bizim yolumuz tarikat olmadığı için değil mi? Üstadımız bir yerde de tarikat zamanı değil hakikat zamanı diyor. yani tarikatlara uymak insanlara zor gelebiliyor o yüzdenmi hahikat zamanı diyor bana kısa bir şekilde özetlerseniz sevinirim yalnız kısa ve öz olsun olurmu?


Kardeş şu alıntıyla cevap vermeye çalışalım risaleden.

"Gençlik Rehberinde izahı bulunan ibretli bir hâdisenin hülâsası şudur:
Bir zaman, Eskişehir Hapishanesinin penceresinde, bir Cumhuriyet Bayramında oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük ları, onun avlusunda gülerek raksediyorlardı. Birden, mânevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Ve gördüm ki, o elli altmış lardan ve talebelerden kırk ellisi, kabirde toprak oluyorlar, azap çekiyorlar. Ve on tanesi, yetmiş seksen yaşında çirkinleşmiş, gençliğinde iffetini muhafaza etmediğinden sevmek beklediği nazarlardan nefret görüyorlar kat’î müşahede ettim. Onların o acınacak hallerine ağladım. Hapishanedeki bir kısım arkadaşlar ağladığımı işittiler. Geldiler, sordular. Ben dedim: “Şimdi beni kendi halime bırakınız, gidiniz.”"


Asay-ı Musa


Üstad hazretleri ölümü şu anki hazır zamana getirmek, yani şu an ölüyormuş gibi kendini düşünmenin zor olacağı nı savunuyor çünkü insan hayattayken, her tarafını gaflet sarmışken ölümü o ana getirmek pek kolay olmuyor. Bu yüzden daha garanti olan 2. yolu tercih ediyor çünkü bu er ya da geç kesin olacak olan birşey. Yukarıdaki alıntı bunun bir örneği. Nasıl ki geçmişte yapılmış, ölmüş insanların oynadığı bir filmi bugün canlı gibi izleyebiliyoruz. Aynen o şekilde bu günkü insanların da bir asır sonraki hallerinin de mezarda, toprak altında yaptıklarının karşılıklarını görüyor olmalarını düşünmek hakikate daha uygun geliyor. Yani biri hayali ise diğeri tehkiki kesin olan bir şeyi gösteriyor. En doğrusunu Allah bilir.
 

Bezminur

Well-known member
Üstad hazretleri ölümü şu anki hazır zamana getirmek, yani şu an ölüyormuş gibi kendini düşünmenin zor olacağı nı savunuyor çünkü insan hayattayken, her tarafını gaflet sarmışken ölümü o ana getirmek pek kolay olmuyor. .

ölümü hatıra getirmek pek kolay olmuyor YAZMIŞSINIZ ama bizler ölümü sık sık düşünmeliyiz değil mi? yarına çıkmaya senedimiz yok ki.

bugün ve dün ihlas kısmına çok çalıştım,
sağolsun eşimle beraber bir kısmına çalıştık FAKİR kardeşin eklemiş olduğu ilk sayfadaki ihlas risalesinin açıklamalarından da çok istifade ettim ama dördüncü düsturda eklemiş olduğum yer bana çok ağır geldi:( çok zorlanıyorum :( az öncede cemaat varmış gibi okudum birde manevi kardeşim gitti tayinleri çıktı :(yarın cemaate meşveret yapmamıda istedi rabbim yardımcım olur inş.
 

Bezminur

Well-known member
BİRİNCİ DÜSTURUNUZ
Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.
Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.

Burda şöyle bir açıklama yapmayı düşünüyorum, inş doğru bir açıklama olur.

BEDİÜZZAMAN hz. sürgün hayatı yaşıyor,hapis hayatı yaşıyor,zehirleniyor ve üstadımıza daha birçok taarruzlar geliyor,ama yine Kur-an ve hizmet davasından geri kalmamıştır.Bizlerin imanı kurtulsun diye,üstadımız ve üstadımızın has talebeleri abiler vazifelerini ALLAH rızası için yerine getirmişlerdir.
Evet manevi kardeşimizin başlatmış olduğu bu hizmetimizde cemaat az olsada elem duymayıp ümitsiz olmayacağız.Vazifemizi ALLAH rızası için yapacağız.Derslerimizde cemaat 3,4 kişi olsa bile Risale-i Nur derslerimizi ALLAH rızası için yapacağız.
GAYRET BİZDEN YARDIM ALLAH'tan.

ÜSTADIMIZ ne diyor kemiyet önemli değil keyfiyet önemli.Yani sayı önemli değil ama kalite önemli.RİSALE-İ NUR derslerimizi cemaat içerisinde, feyiz ile dinleyen vardır birde feyizsiz dinleyen vardır tabiki FEYİZLİ DİNLEYEN İLE, FEYİZSİZ DİNLİYEN arasında çok fark vardır.O yüzden sayı değil kalite önemli.
 

Zuhr

Talebe
ölümü hatıra getirmek pek kolay olmuyor YAZMIŞSINIZ ama bizler ölümü sık sık düşünmeliyiz değil mi? yarına çıkmaya senedimiz yok ki.

bugün ve dün ihlas kısmına çok çalıştım,
sağolsun eşimle beraber bir kısmına çalıştık FAKİR kardeşin eklemiş olduğu ilk sayfadaki ihlas risalesinin açıklamalarından da çok istifade ettim ama dördüncü düsturda eklemiş olduğum yer bana çok ağır geldi:( çok zorlanıyorum :( az öncede cemaat varmış gibi okudum birde manevi kardeşim gitti tayinleri çıktı :(yarın cemaate meşveret yapmamıda istedi rabbim yardımcım olur inş.

halisane yaklaşıyorsunuz ve aczinizin farkındasınız mubarek, maşalah barekallah, Cenab-ı Hakkın merhametini celb edecek en önemli iki etken .. yardım eder size güç verir inşalah
çocuklar yürümeye başlarken, anne babası hep ellerinden tutar, ne zaman ki artık kendi başına ayakta durmaya başlar artık anne baba ellerini bırakırlar. ama yanlarında olur, manen destek olurlar. ayakları üzerinde durmaya başlayınca da elinden tutsa, bu sefer çocuğu hem kolaya alıştırır, hem özgüveninin gelişmesini engeller hem ayaklarının gelişmesi engellenir. yani zarar vermeye başlarlar.
şimdi Cenab-ı Hak manevi kardeşinizi sizden uzak bir yere göndermiş, ama bu onunla bağınızın tamamen kopması demek olmazki, içiniz ferah olsun inşallah. siz buna hazır olmasaydınız, böyle bir sınava tabi tutulmazdınız :)
Allah ihlasınızı artırsın, feyzinizi artırsın inşallah
 

Zuhr

Talebe
BİRİNCİ DÜSTURUNUZ
Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.
Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.

Burda şöyle bir açıklama yapmayı düşünüyorum, inş doğru bir açıklama olur.

BEDİÜZZAMAN hz. sürgün hayatı yaşıyor,hapis hayatı yaşıyor,zehirleniyor ve üstadımıza daha birçok taarruzlar geliyor,ama yine Kur-an ve hizmet davasından geri kalmamıştır.Bizlerin imanı kurtulsun diye,üstadımız ve üstadımızın has talebeleri abiler vazifelerini ALLAH rızası için yerine getirmişlerdir.
Evet manevi kardeşimizin başlatmış olduğu bu hizmetimizde cemaat az olsada elem duymayıp ümitsiz olmayacağız.Vazifemizi ALLAH rızası için yapacağız.Derslerimizde cemaat 3,4 kişi olsa bile Risale-i Nur derslerimizi ALLAH rızası için yapacağız.
GAYRET BİZDEN YARDIM ALLAH'tan.

ÜSTADIMIZ ne diyor kemiyet önemli değil keyfiyet önemli.Yani sayı önemli değil ama kalite önemli.RİSALE-İ NUR derslerimizi cemaat içerisinde, feyiz ile dinleyen vardır birde feyizsiz dinleyen vardır tabiki FEYİZLİ DİNLEYEN İLE, FEYİZSİZ DİNLİYEN arasında çok fark vardır.O yüzden sayı değil kalite önemli.

kabul ederseniz acizane kısacık bir iki tavsiyede bulunmak istiyorum,
okuduğunuz metne sadık kalıp konuyu farklı alanlara çok fazla çekmeden açıklamalar yaparsanız, bu hem sizin hem dinleyenlerin dikkatini konunun kendisine odaklar, hem o satırlar arasındaki hakikatleri daha rahat görmenize vesile olur, ve hem de esere bağlılığı artırır.
kişiler hiçbir zaman eser ve hakikatlerin önüne geçmemeli. ustad hazretleri hep kendisini geri planda tutmuş, bizde hem kendi okumalarımızda hem anlatımlarımızda bu metodu kullanırsak, kişilerden ziyade oradaki hakikati daha rahat özümseyebiliriz.

açıklamanız çok güzel maşallah.
misal vermeden önce okunan kısımdaki cümleleri biraz daha açabilirsiniz.
amelimizde riza-i ilahi olması ne demek? amellerimizin Rabbimizin rızası doğrultusunda olmasını nasıl sağlarız?
"Allah ın razı olması"nı ne demek? (bunu tam ifade edemeyiz belki ama şöyle bir misal verilebilir, bir anne çocuğuna bazı şeyler öğretmeye çalışır, belli bazı kurallara uymasnı ister. anne çocuğunun bu şekilde doğru yaşamaya başladığını gördüğünde çok memnun olur, haz duyar, yani onlardan, o davranışlardan razı olur. biz de Rabbimizin bize kitabında öğrettiği, peygamberinin a.s.m hayatı ile örneklediği şekilde yaşadığımızda, Rabbimizin rızasını kazanabiliriz inşalah.
nitekim ustad hazretleri, onca zorluğa rağmen hep Rabbine iltica etmiş, tek medet umulacak yeri O olduğunu bilmiş, tebliğ vazifesine devam etmiş, iman hakikatlerini savunmaya devam etmiş, ve Cenab-ı Hak hizmetini kabul etmiş ki o gün bir avuç insanla başlayan bu hizmet, bugün milyonlarca insanın imanını kurtarmaya vesile olmaya devam ediyor ve edecek inşallah)

kısa dedim ama biraz uzun oldu galiba hakkınızı helal edin inşallah
 

Bezminur

Well-known member
halisane yaklaşıyorsunuz ve aczinizin farkındasınız mubarek, maşalah barekallah, Cenab-ı Hakkın merhametini celb edecek en önemli iki etken .. yardım eder size güç verir inşalah
çocuklar yürümeye başlarken, anne babası hep ellerinden tutar, ne zaman ki artık kendi başına ayakta durmaya başlar artık anne baba ellerini bırakırlar. ama yanlarında olur, manen destek olurlar. ayakları üzerinde durmaya başlayınca da elinden tutsa, bu sefer çocuğu hem kolaya alıştırır, hem özgüveninin gelişmesini engeller hem ayaklarının gelişmesi engellenir. yani zarar vermeye başlarlar.
şimdi Cenab-ı Hak manevi kardeşinizi sizden uzak bir yere göndermiş, ama bu onunla bağınızın tamamen kopması demek olmazki, içiniz ferah olsun inşallah. siz buna hazır olmasaydınız, böyle bir sınava tabi tutulmazdınız :)
Allah ihlasınızı artırsın, feyzinizi artırsın inşallah

ALLAH CC. razı olsun güzel dualarınıza amin diyorum.
 

Bezminur

Well-known member
kabul ederseniz acizane kısacık bir iki tavsiyede bulunmak istiyorum,
okuduğunuz metne sadık kalıp konuyu farklı alanlara çok fazla çekmeden açıklamalar yaparsanız, bu hem sizin hem dinleyenlerin dikkatini konunun kendisine odaklar, hem o satırlar arasındaki hakikatleri daha rahat görmenize vesile olur, ve hem de esere bağlılığı artırır.
kişiler hiçbir zaman eser ve hakikatlerin önüne geçmemeli. ustad hazretleri hep kendisini geri planda tutmuş, bizde hem kendi okumalarımızda hem anlatımlarımızda bu metodu kullanırsak, kişilerden ziyade oradaki hakikati daha rahat özümseyebiliriz.

açıklamanız çok güzel maşallah.
misal vermeden önce okunan kısımdaki cümleleri biraz daha açabilirsiniz.
amelimizde riza-i ilahi olması ne demek? amellerimizin Rabbimizin rızası doğrultusunda olmasını nasıl sağlarız?
"Allah ın razı olması"nı ne demek? (bunu tam ifade edemeyiz belki ama şöyle bir misal verilebilir, bir anne çocuğuna bazı şeyler öğretmeye çalışır, belli bazı kurallara uymasnı ister. anne çocuğunun bu şekilde doğru yaşamaya başladığını gördüğünde çok memnun olur, haz duyar, yani onlardan, o davranışlardan razı olur. biz de Rabbimizin bize kitabında öğrettiği, peygamberinin a.s.m hayatı ile örneklediği şekilde yaşadığımızda, Rabbimizin rızasını kazanabiliriz inşalah.
nitekim ustad hazretleri, onca zorluğa rağmen hep Rabbine iltica etmiş, tek medet umulacak yeri O olduğunu bilmiş, tebliğ vazifesine devam etmiş, iman hakikatlerini savunmaya devam etmiş, ve Cenab-ı Hak hizmetini kabul etmiş ki o gün bir avuç insanla başlayan bu hizmet, bugün milyonlarca insanın imanını kurtarmaya vesile olmaya devam ediyor ve edecek inşallah)

kısa dedim ama biraz uzun oldu galiba hakkınızı helal edin inşallah

Dediğiniz gibi o kısımda olan açıklamalarımı yapmayacağım. İnanın ben bu konuda çok acizim inş RABBİM yar ve yardımcım olur
http://www.risaleforum.net/bediuzza...izasi-icin-bu-konuya-bakip-yardimci-olun.html
 

Bezminur

Well-known member
Çünkü, yirmi seneden fazla kendi memleketimde ve Istanbul’da ettigimiz hizmet-i ilmiye ve diniyeye mukabil, burada, yedi sekiz senede yüz derece fazla edildi.

Halbuki, kendi memleketimde ve Istanbul’da, burada benimle çalisan kardeslerimden yüz, belki bin derece fazla yardimcilarim varken, burada ben yalniz, kimsesiz, garip, yarim ümmî; insafsiz memurlarin tarassudat ve tazyikatlari altinda, yedi sekiz sene sizinle ettigim hizmet, yüz derece eski hizmetten fazla
[22:31] <‘> muvaffakiyeti gösteren mânevî kuvvet, sizlerdeki ihlâstan geldigine kat’iyen süphem kalmadi.
[22:32] <‘> .
[22:32] <‘> Hem itiraf ediyorum ki, samimî ihlâsinizla, san ve seref perdesi altinda nefsimi oksayan riyâdan beni bir derece kurtardiniz. Insaallah tam ihlâsa muvaffak olursunuz, beni de tam ihlâsa sokarsiniz.

[22:32] <‘> evet ustadimiz suphesizki sadece bu ifadesiyle bile
[22:32] <‘> tam bir ihlasa muvafak oldugunu gosteriyor
[22:33] <‘> ama bize bir dersi ibret olarak diyorki
[22:33] <‘> :
[22:33] <‘> Benim bu hizmet icerisinde konumum ne olursa olsun
[22:33] <‘> su guzel hizmetin devam etmesi
[22:33] <‘> ve Cenabi Hakkin bu hizmete bereket ihsan etmesi
[22:33] <‘> sizin ihlasinizla
[22:34] <‘> calismalarinizla oldu
[22:34] <‘> ustadimiz gayet mutevazi ders veriyor

fakir kardeşimizin bu kısımdaki açıklaması çok hoşuma gitti
peki bu kısımdaki açıklamayı yapmamdamı yanlış ? şahsen bu açıklamayı yapmayı düşünüyorum.
 

Zuhr

Talebe
kullanabilirsiniz tabiki,
söylemek istediğim sadece şu ki, bu hakikatleri biz hayatımızda, içinde bulunduğumuz anda kullanmak için öğrenmeye çalışıyoruz. bizim bugünümüzü, şimdimizi de etkilemeli. açıklamalar yaparken veya kendimiz tefekkür ederken, "konuyu yaşantıma nasıl geçirebilirim" sorusu aklımızın bir köşesinde olursa, istifademiz daha fazla olur inşallah

eğer bunu Üstad Hazretlerinin yaşantısından örneklerle anlatıp veya düşünerek daha kolay yapıyorsak, O nun yaşantısını örnek alabiliyorsak, anlatmakta da bir beis olmaz,
Ustad Hazretlerinin yaşantısından örnekler vermek, bu hizmetin kıymetini anlamamıza da yardımcı olur ve kıymetini bilirsek daha çok sahip çıkarız inşallah

 

Bezminur

Well-known member

nitekim ustad hazretleri, onca zorluğa rağmen hep rabbine iltica etmiş, tek medet umulacak yeri o olduğunu bilmiş, tebliğ vazifesine devam etmiş, iman hakikatlerini savunmaya devam etmiş, ve cenab-ı hak hizmetini kabul etmiş ki o gün bir avuç insanla başlayan bu hizmet, bugün milyonlarca insanın imanını kurtarmaya vesile olmaya devam ediyor ve edecek inşallah)

kısa dedim ama biraz uzun oldu galiba hakkınızı helal edin inşallah


elhamdülillah dünya risale-i nur okuyor.
 

Bezminur

Well-known member
amelimizde riza-i ilahi olması ne demek? "Allah ın razı olması"nı ne demek? (bunu tam ifade edemeyiz belki ama şöyle bir misal verilebilir, bir anne çocuğuna bazı şeyler öğretmeye çalışır, belli bazı kurallara uymasnı ister. anne çocuğunun bu şekilde doğru yaşamaya başladığını gördüğünde çok memnun olur, haz duyar, yani onlardan, o davranışlardan razı olur. biz de Rabbimizin bize kitabında öğrettiği, peygamberinin a.s.m hayatı ile örneklediği şekilde yaşadığımızda, Rabbimizin rızasını kazanabiliriz inşalah.
nitekim ustad hazretleri, onca zorluğa rağmen hep Rabbine iltica etmiş, tek medet umulacak yeri O olduğunu bilmiş, tebliğ vazifesine devam etmiş, iman hakikatlerini savunmaya devam etmiş, ve Cenab-ı Hak hizmetini kabul etmiş ki o gün bir avuç insanla başlayan bu hizmet, bugün milyonlarca insanın imanını kurtarmaya vesile olmaya devam ediyor ve edecek inşallah)

Elh dersimiz çok güzel oldu. Aynen sizin dediğiniz gibi yazmış olduğunuz misali verdim biraz karıştırdım ama toparladım sonra. ALLAH CC.razı olsun
 

Livza

Well-known member
İhlâsın Tarifi:
1- «İhlâsı kazandıran, harekâtındaki sebebi sırf bir emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı İlâhî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlâhiyeye karışmamalı.» (Lem’alar sh: 133)

2- İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar. (İşarat-ül İ’caz sh: 85)
Hazret-i Üstad bir talebesi için diyor: Ara sıra birer bardak çay ısrar ediyordum, ilhamıma karşı istinkâf (kabul etmiyor) ediyordu. “Niçin böyle yapıyorsun?” derdim. “Hizmetimize maddî fayda girmeyip, fîsebîlillâh, ihlâslı olmak istiyoruz” derdi. (Barla Lâhikası sh: 200)

3-Haddinden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritane âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadakat ve sebat ve müfritane irtibat ve ihlâs lâzımdır. Onda terakki etmeliyiz. (Kastamonu Lâhikası sh: 89) «Risale-i Nur dairesine sıdk ve ihlâsla girenlerin kazançları pek azîm ve küllîdir.» (Kastamonu Lâhikası sh: 94) «Elbette, bu büyük kazancı kaçırmamak için, takvâda, ihlâsta, sadakatte çalışmak gerektir.» (Kastamonu Lâhikası sh: 96)

4- Evet, Gafletle, kendi hesabına bir iş yaptığın za¬man, had¬dini tecavüz etme. Eğer Mâlikin hesabına olursa, istediğin şeyi al ve yap fakat izin ve meşiet ve emri dairesinde olmak şartıyla. İzin ve meşîetini de şeriatından öğrenirsin. (Mesnevî-i Nuriye sh: 82)

5- «emrini tamamıyla imtisal ettiği için, bütün ef’al ve akval ve ahvâlinde istikamet, kat’î bir surette görünüyor.» (Lem’alar sh: 60) Demek İhlâs, kitabın sarih hükümlerine teslimiyeti iktiza eder ve o zaman yapılan hareket ibadet olur ve ibadet hakikatini kazanır.

6- Evet Rıza-yı İlâhî kâfidir. Eğer o yâr ise, herşey yârdır. Eğer o yâr değilse, bütün dünya alkışlasa beş para değmez . İnsanların takdiri, istihsanı, eğer böyle işte, böyle amel-i uhrevîde illet ise, o ameli iptal eder. Eğer müreccih ise, o ameldeki ihlâsı kırar. Eğer müşevvik ise saffetine izale eder. Eğer sırf alâmet-i makbuliyet olarak, istemeyerek, Cenab-ı Hak ihsan etse, o amelin ve ilmin insanlarda hüsn-ü tesîri namına kabul etmek gü¬zeldir ki, buna işarettir. Said (Barla Lâhikası sh: 78)

İhlâs Esastır:

7- «Eğer İslâmiyetin bir sırr-ı esası olan ihlâs ve rıza-yı İlâhî cihetinde, Kur’ân-ı Hakîmin ders verdiği ahkâm ve hakaik-i kudsiyeye dair harekât ve a’mâl ondan sudur etse, lisan-ı hali mânen âyât-ı Kur’âniyeyi okusa, o vakit mânen âlem-i İslâmın herbir ferdinin vird-i zebânı olan duasında dahil olup hissedar olur ve umumuyla uhuvvetkârâne alâkadar olur.» (Mektubat sh: 413)

8- «Faraza hubb-u cahı kalbinden çıkarmazsa, fakat ihlâsı ve rıza-yı İlâhîyi esas tutmak ve hubb-u cahı hedef ittihaz etmemek şartıyla, bir nevi meşru makam-ı mânevî, hem muhteşem bir makam kazanır ki, o hubb-u cah damarını kemâliyle tatmin eder.» (Mektubat sh: 414)

9- «Velâyet yollarının ve tarikat şubelerinin en mühim esası, ihlâstır. Çünkü ihlâs ile hafî şirklerden halâs olur. İhlâsı kazanmayan, o yollarda gezemez.» (Mektubat sh: 450)

10- «Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarik-i hakikat, en makbul bir dua-yı mânevî, en kerametli bir vesile-i makasıd, en yüksek bir haslet, en sâfi bir ubudiyet, ihlâstır.» (Lem’alar sh: 149)

11- «En kıymetli ve en lüzumlu esas, ihlâstır.» (Lem’alar sh: 201)

12- «Risale-i Nur’un meslek-i esası, ihlâs-ı tam ve terk-i enâniyet…» (Şualar sh: 302)

13- «Kendimizi satmak ve beğendirmek ve temeddüh etmek ve hodfuruşluk etmek ise, Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir esası olan ihlâs sırrını bozmaktır.» (Şualar sh: 681)

14- «Mesleğimizde, ihlâs-ı tâmmeden sonra en büyük esas, sebat ve metanettir.» (Kastamonu Lâhikası sh: 248)

15- «Mesleğimizin “hıllet” ve “ihlâs” ve “uhuvvet” esasları…» (Emirdağ Lâhikası-l sh: 166)

16- «Acip bir riyakârlık olan şöhretperestlik ve câzibedar bir hodfuruşluk olan tarihlere şâşaalı geçmek ve insanlara iyi görünmek ise, Nurun bir esası ve mesleği olan ihlâsa zıttır ve münafidir.» (Emirdağ Lâhikası-l sh: 195)

17- «Mesleğimizin esası, âzamî ihlâs ve terk-i enaniyettir. İhlâslı bir dirhem amel, ihlâssız yüz batman amele müreccah¬tır. İnsanların maddî mânevî hediyelerinden hürmet ve teveccüh-ü âmmeden, şöhretten şiddetle kaçıyorum” der. Ziyaretçi kabul etmemesinin bir hikmeti de bu sır olsa gerek.» (Tarihçe-i Hayat sh: 699)
 

KatRe2

Member
"İhlâsı esas tut ve yalnız rıza-yı İlâhîyi düşün.
Tâ ki senin ağzından çıkan mübarek kelimelerin havadaki efradları,
İhlâs ile ve niyet-i sadıka ile hayatlansın, canlansın,
Hadsiz zîşuurun kulaklarına gidip onları nurlandırsın,
Sana da sevap kazandırsın.." Lem'alar ...
 
Üst