Huseyni
Müdavim
Cevap: Habbe - Sayfa: 195
tâate devam eyle ki, şek ve gaflet perdeleri yırtılsın. Bu dalâlât acılığından, necatın halâveti tavazzuh ile münacat lezzeti ortaya çıksın.
İ’lem eyyühe’l-aziz! Ubudiyette ancak teslimiyet vardır. Tecrübe, imtihan yoktur. Çünkü, seyyid, efendi; abdini, hizmetkârını tecrübe ve imtihan edebilir. Fakat, abd; seyyidini imtihan etmek salâhiyetinde değildir. Ve keza insan Rabbini, Hâlıkını tecrübe edemez.
tâate devam eyle ki, şek ve gaflet perdeleri yırtılsın. Bu dalâlât acılığından, necatın halâveti tavazzuh ile münacat lezzeti ortaya çıksın.
İ’lem eyyühe’l-aziz! Ubudiyette ancak teslimiyet vardır. Tecrübe, imtihan yoktur. Çünkü, seyyid, efendi; abdini, hizmetkârını tecrübe ve imtihan edebilir. Fakat, abd; seyyidini imtihan etmek salâhiyetinde değildir. Ve keza insan Rabbini, Hâlıkını tecrübe edemez.
Hâlık: her şeyi yaratan Allah | Rab: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah |
abd: köle, kul | dalâlet: hak ve doğru yoldan sapkınlık |
gaflet: Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsız davranma hâli | halâvet: tatlılık, hoşluk |
hizmetkâr: hizmet eden kimse | i’lem eyyühe’l-aziz: “Bil ey aziz, saygıdeğer kardeşim!” mânâsında muhatabı uyarmak ve dikkatini çekmek için kullanılan bir söz |
keza: bunun gibi | münacat: dua, Allah’a yakarış |
necat: kurtuluş | salâhiyet: yetki |
seyyid: efendi, sahip | tavazzuh: aydınlanma, açıklığa kavuşma |
tecrübe: deneme | teslimiyet: bağlılık, kendini Allah’ın iradesine bırakma |
tâat: itaat etme, boyun eğme, emre uyma | ubudiyet: kulluk |
şek: şüphe, zan |