Günün Düşündürdükleri

[ASHAB-I BEDR]

 

[ASHAB-I BEDR]

 

[ASHAB-I BEDR]

Ne için ve ne koşullarda bekledikleri aşikar.

Hala hayatından şikayetçi misin?

​

 

[ABDULLAH4]

 

[nurhadimi]

Allah'a gönülden sığındığım her daim, akılalmaz bir çıkış yolu beliriveriyor karşımda

 

[ASHAB-I BEDR]

Dünya görüşümüz: Allah en güzel vekildir.


| İbrahim Tenekeci​

 

[ASHAB-I BEDR]

Bir Risale dersinde sizden birşey talep ediliyor veya size birşey satılmak isteniyorsa, bilin ki, orada Risale-i Nur dersi değil, Risale-i Nur ticareti yapılmaktadır.

Burada bahis konusu olan şey, Risale-i Nur'un hiçbir şeye âlet edilemeyeceğidir; bu konu hiçbir yoruma meydan bırakmayacak kadar açıktır.

Milletin cebindekine talip olanlar, kendilerine ait malzeme ile ortaya çıkarlarsa kendi bilecekleri iştir; biz burada Risale-i Nur'u âlet ederek böyle işler yapanlara karşı insanları uyarmaya çalışıyoruz. Tekrar tekrar söylüyorum:

Risale-i Nur derslerinde para toplanmaz, kimseye birşey satılmaz, kimseye fatura çıkarılmaz.

Böyle birşey bu hizmetin tarihinde yoktur, olmamıştır ve olmayacaktır. Bu konuda tereddüdü olanlar, Bediüzzaman Hazretlerinin hayatta olan talebe ve hizmetkârlarından bunu sorabilirler.
Burada asıl problem, bazılarının bu işi yaygınlaştırması yüzünden Risale-i Nur talebelerinin töhmet altında kalışı. Toplum içinde öyle bir kanaat ortaya çıkmış ki, "Nur talebesi" denince insanın cebini boşaltan tipler hatıra geliyor.

Sırf bu endişe yüzünden pek çok insan derse gelmiyor, gelemiyor, gelen de "Şimdi para isteyecekler" diye diken üzerinde oturuyor. Bu damganın Risale-i Nur talebeleri üzerinden temizlenmesi lâzım.

Bunun için de, Risale-i Nur talebeleri ile Risale-i Nur tüccarları arasındaki
farkın iyice belirtilmesi gerekiyor.

ÜMİT ŞİMŞEK
​

 

[Kýrýk Testi]

İçkinin Adı Olmuş ; KAFA BULALIM..
Faiz'in Adı ; KREDI..
Rüşvet'in Adı ; HEDIYE..
Kumarın Adı ; ŞANS OYUNLARI..
Zinanın Adı ; AŞK..
...

Cehennem'in Adı Halen CEHENNEM!.​

 

[TaLHa]

Allah'ın yapma dediklerini yapıyor yap dediklerini yapmıyorsak kendimize defaatle sormamız gereken bir soru yok mu?

Allaha inanıyor muyuz?

 

[Kýrýk Testi]

Allah'ın yapma dediklerini yapıyor yap dediklerini yapmıyorsak kendimize defaatle sormamız gereken bir soru yok mu?

Allaha inanıyor muyuz?

Allah'a inanıyoruz elhamdulillah ama gerektiği gibi itaat etmiyoruz..

 

[TaLHa]

Allah'a inanıyoruz elhamdulillah ama gerektiği gibi itaat etmiyoruz..

İtaat etmemek tanımamak değilmidir?

 

[Kýrýk Testi]

İtaat etmemek tanımamak değilmidir?

Doğru aslında dediğiniz gibi ama tanımamak demek de inkar etmek gibi eş anlamda sayılır ya.. o işte insanı biraz korkutuyor hafizanallah imansız ölme tehlikesi var..

Üsdadın dediği gibi aslında her günah içinde küfre gidicek bir yol var..

 

[yozgati]

- Hem kabul etmemek başkadır, inkâr etmek başkadır. Sözler(188)
- Allah'ı bilmek, bütün kâinata ihata eden rububiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz'î ve küllî herşey onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduğuna kat'î iman etmek ve mülkünde hiçbir şeriki olmadığına ve "Lâ ilahe illallah" kelime-i kudsiyesine, hakikatlarına iman etmek, kalben tasdik etmekle olur. Yoksa "Bir Allah var" deyip, bütün mülkünü esbaba ve tabiata taksim etmek ve onlara isnad etmek, hâşâ hadsiz şerikleri hükmünde esbabı merci' tanımak ve herşeyin yanında hazır irade ve ilmini bilmemek ve şiddetli emirlerini tanımamak ve sıfatlarını ve gönderdiği elçilerini, peygamberlerini bilmemek, elbette hiçbir cihette Allah'a iman hakikatı onda yoktur. Belki küfr-ü mutlaktaki manevî cehennemin dünyevî tazibinden kendini bir derece teselliye almak için o sözleri söyler.

Evet inkâr etmemek başkadır, iman etmek bütün bütün başkadır.

Evet kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczası kadar şahidleri bulunan Hâlık-ı Zülcelal'i inkâr edemez. Etse, bütün kâinat onu tekzib edeceği için susar, lâkayd kalır. Fakat ona iman etmek: Kur'an-ı Azîmüşşan'ın ders verdiği gibi, o Hâlık'ı sıfatları ile, isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa, büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir. Her ne ise... Evlâdlarım, ehemmiyetli bir hâdise size bu uzun mes'eleyi kısaca beyan etmeye sebeb oldu. Şimdilik sizlere Risale-i Nur'un ehemmiyetli şakirdleri nazarıyla bakıyorum. Mustafa Oruç çok tali'lidir ki, kendi sisteminde ve ruhunda ve ciddiyetinde, az bir zamanda sizleri buldu. Bir iken on Mustafa oldu.

Said Nursî

* * *
Emirdağ Lahikası-1 ( 203 )

 

[ABDULLAH4]

 

[ASHAB-I BEDR]

 

[ASHAB-I BEDR]

 

[ASHAB-I BEDR]

​

Allah’a yemin ederim ki, senin asıl ömrün; doğduğun günden beri olan süre değil;
Allah’ı tanıyıp bildiğin günden beri geçen süredir...

İbn Ataullah el-İskenderi hz. (k.s.a)