Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Günah Hastalığının İlâcı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 603305" data-attributes="member: 1004566"><p><strong>Cenâb-ı Hak buyuruyor:</strong></p><p></p><p>“Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsân etsin, sizin için ırmaklar akıtsın!” (Nûh, 10-12)</p><p></p><p><strong>Rasûlullah (sav) buyurdular:</strong></p><p></p><p>“Allâh Teâlâ, kulunun tevbesini, canı boğazına gelmediği müddetçe kabûl eder.” (Tirmizî, Deavât, 98/3537)</p><p></p><p>Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri ilâç yaparken rastladığı bir hekime:</p><p></p><p>“–Ey hekim! Sende benim hastalığıma da ilâç var mı?” dedi.</p><p></p><p>Hekim:</p><p></p><p>“–Hastalığın nedir?” diye sorunca Bâyezîd Hazretleri:</p><p></p><p>“–Günah hastalığı…” cevabını verdi. Hekim ellerini iki yana açarak:</p><p></p><p>“–Ben günah hastalığının ilâcını bilmem.” dedi.</p><p></p><p>O esnâda orada bulunmakta olan meczûb bir genç söze karışıp:</p><p></p><p>“–Baba, senin hastalığının ilâcını ben biliyorum.” dedi. Bâyezîd Hazretleri de sevinçle:</p><p></p><p>“–Söyle ey delikanlı!” dedi.</p><p></p><p>Halkın meczûb gördüğü, ancak hakîkatte ârif biri olan genç, günah hastalığının ilâcını şöyle târif etti:</p><p></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: #FF0000">“–On dirhem tevbe kökü ile on dirhem istiğfar yaprağı al! Bunları kalb havanına koy! Tevhîd tokmağı ile döv! İnsaf eleğinden geçir! Gözyaşlarıyla yoğur! Aşk ve nedâmet fırınında pişir! Böylece oluşacak olan macundan her gün beş kaşık al; hastalığından esekalmaz!.</span></span></strong>.”</p><p></p><p>r Bunları dinleyen Bâyezîd-i Bistâmî, içini çekti ve:</p><p></p><p>“–Senin gibi âriflere mecnûn diyerek kendilerini akıllı sananlara eyvahlar olsun!..” dedi.</p><p></p><p>Hâsılı, hatâ işlemekten sâlim olmayan insanoğlunun, tevbe ve istiğfârı hiçbir zaman dilinden düşürmemesi, niyetini de amel-i sâlihlerle tescil ve takviye etmesi zarûrîdir. İstiğfarlar ve amel-i sâlihler, Allâh’a kul olmanın bir îcâbıdır. (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.)</p><p></p><p><strong>Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)</strong></p><p></p><p>el-Bâtın: Mahiyeti gizli olan, gözlerden, idrak ve duygulardan aslını gizlemiş ve zâtıyla bâtın olan, demektir.</p><p></p><p><strong>Kısa Günün Kârı</strong></p><p></p><p>Hatâ işlemekten sâlim olmayan insanoğlunun, tevbe ve istiğfârı hiçbir zaman dilinden düşürmemesi, niyetini de amel-i sâlihlerle tescil ve takviye etmesi zarûrîdir. İstiğfarlar ve amel-i sâlihlerle tescil ve takviye etmesi zarûrîdir. İstiğfarlar ve amel-i sâlihler, Allâh’a kul olmanın bir îcâbıdı</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 603305, member: 1004566"] [B]Cenâb-ı Hak buyuruyor:[/B] “Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsân etsin, sizin için ırmaklar akıtsın!” (Nûh, 10-12) [B]Rasûlullah (sav) buyurdular:[/B] “Allâh Teâlâ, kulunun tevbesini, canı boğazına gelmediği müddetçe kabûl eder.” (Tirmizî, Deavât, 98/3537) Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri ilâç yaparken rastladığı bir hekime: “–Ey hekim! Sende benim hastalığıma da ilâç var mı?” dedi. Hekim: “–Hastalığın nedir?” diye sorunca Bâyezîd Hazretleri: “–Günah hastalığı…” cevabını verdi. Hekim ellerini iki yana açarak: “–Ben günah hastalığının ilâcını bilmem.” dedi. O esnâda orada bulunmakta olan meczûb bir genç söze karışıp: “–Baba, senin hastalığının ilâcını ben biliyorum.” dedi. Bâyezîd Hazretleri de sevinçle: “–Söyle ey delikanlı!” dedi. Halkın meczûb gördüğü, ancak hakîkatte ârif biri olan genç, günah hastalığının ilâcını şöyle târif etti: [B][SIZE=3][COLOR="#FF0000"]“–On dirhem tevbe kökü ile on dirhem istiğfar yaprağı al! Bunları kalb havanına koy! Tevhîd tokmağı ile döv! İnsaf eleğinden geçir! Gözyaşlarıyla yoğur! Aşk ve nedâmet fırınında pişir! Böylece oluşacak olan macundan her gün beş kaşık al; hastalığından esekalmaz!.[/COLOR][/SIZE][/B].” r Bunları dinleyen Bâyezîd-i Bistâmî, içini çekti ve: “–Senin gibi âriflere mecnûn diyerek kendilerini akıllı sananlara eyvahlar olsun!..” dedi. Hâsılı, hatâ işlemekten sâlim olmayan insanoğlunun, tevbe ve istiğfârı hiçbir zaman dilinden düşürmemesi, niyetini de amel-i sâlihlerle tescil ve takviye etmesi zarûrîdir. İstiğfarlar ve amel-i sâlihler, Allâh’a kul olmanın bir îcâbıdır. (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.) [B]Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)[/B] el-Bâtın: Mahiyeti gizli olan, gözlerden, idrak ve duygulardan aslını gizlemiş ve zâtıyla bâtın olan, demektir. [B]Kısa Günün Kârı[/B] Hatâ işlemekten sâlim olmayan insanoğlunun, tevbe ve istiğfârı hiçbir zaman dilinden düşürmemesi, niyetini de amel-i sâlihlerle tescil ve takviye etmesi zarûrîdir. İstiğfarlar ve amel-i sâlihlerle tescil ve takviye etmesi zarûrîdir. İstiğfarlar ve amel-i sâlihler, Allâh’a kul olmanın bir îcâbıdı [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Günah Hastalığının İlâcı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst