Gavs-ı A'zam Seyyid Abdulkadir Geylani

NarKo

New member
İslam aleminin en büyük evliyalarından olan Gavs-ı A'zam Seyyid Abdulkadir Geylani, 471 hicri senesinde "Geylan" yahut "Ceylan" adlı kasabada dünyaya gelmiştir;

Geylan isimli kasabanın bugün nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bazı kitaplarda "Hazar denizinin güneyinde bulunan Mazenderan veya Taberistan bölgesinde, ya da Dicle nehrinin vedilerinde yer almış bir şehir" olduğu söyleniyor.

Gavs-ı A'zam Hazretleri'nin soylarının, babaları tarafından İmam Hasan ( r.a.) Hazretlerine; anneleri tarafından da İmam Hüseyn ( r.a.) Hazretleri'ne ulaştığı rivayet edilir.

Gavs-ı A'zam Seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri, doğrudan doğruya Peygamber Efendimiz ( s.a.v.) ruhaniyetinden terbiye görmüştür. Hızır Aleyhisselam ile de bir çok defa beraber olup sohbet etmişler; hayatta olan bazı büyük Allah dostları da kendisine yol göstermişlerdir. Özellikle; Sıddıkiyye ve Nakşibendiyye Silsilesinin Büyüklerinden, zamanının Gavsi olan Hace Yusuf Hamedani Hazretleri ile Şeyh hammad-ı Debbas hz, bu zatların başında gelir.

Yusuf Hemedani hz, Bağdat'ta bulundukları zaman bir medrese kalırlardı. Ziyaretlerine gelenlerden bazılarının gözlerinden kaybolurlar, bir müddet sonra ortaya çıkarlardı. Bu halk arasında bilinir olmuştu.

Pek genç olan Abdulkadir Geylani hazretleri ile iki genç medrese arkadaşı sözleşerek, Yusuf Hemedani hazretleri'ni ziyaret için yola çıktılar. Yolda giderlerken, bu iki genç medreseliden biri, büyük bir gurur ve benlik göstererek : "Ben O'na öyle bir soru sorarım ki, O bunun cevabını bilemeyerek mahcup olur..." dedi.

Diğeri de: "Ben de O'na öyle bir soru soracağım ki, cevap veremeyerek rezil olup utanç duyacak.. dedi..

Abdulkadir Geylani Hazretloeri ise, içinden: "Ben huzuruna vardığımda, O Zatı vesile kılarak Allah Tela'nın ve Habibi'nin rızalarını kazanmaya çalışırım.. diyordu.

Böylece Yusuf Hemedani Hazretleri'nin huzuruna girdiler. Yusuf Hamedani Hazretleri küçülerek bu ziyaretçilerin gözlerinden kayboldu. Bir müddet sonra büyüyerek ortaya çıktı ve yine asıl haline döndü. Ziyaretçilere hitaben: "Sen yolda, "bana bir soru soracağını, benim cevap veremeyerek mahçup olacağımı; sen de, soracağın soruya cevap veremeyeceğimi iddia ederek beni aciz bırakacağını ve ses çıkaramaz hale düşüreceğini söyledin. Senin sorun şudur, cevabı da budur" buyurdu. Aynı zamanda: "Senin yetim mallarıyla karnın dolarak cehenneme yuvarlanacağını; senin de imansız olarak öleceğini görüyorum" sözlerini söyledi.

Abdulkadir Geylani Hazretleri'ni ise bağrına basıp "Sen güzel niyetin ile Allah ve Resulü'nün rızalarını kazanacaksın ve öyle bir kemale ereceksinki, Bağdatta yüzlerce evliyanın ve binlerce kişinin huzurunda vaaz ederken, Allah'ın büyük bir lutuf ve tecellisine ererek ve Gavsiyyet Makamı'na erişerek, 'Benim bu ayağım bütün velilerin boyunlarının üzerindedir' diye hitap edeceksin. Hazır bulunan insanlar ve Allah dostları bu hitaba uyarak ayağına boyunlarını koyacaklar ve 'İşittik ve itaat ettik' diyecekler. Yeryüzünde bulunan veliler de gıyaben aynı sözü söyleyecekler. "Şu kadar sene sonra meydana gelecek olan bu büyük hali şimdi görüyorum" buyurdu ve Yusuf Hemedani Hazretleri görünmez oldu.

Gerçekten, yıllar sonra o medreseli iki kişiden biri Evkaf Nazırı olup yetim mallarını yedi, yuttu. Tepeden tırnağa kadar haramlarla dolu ve cehnnemlik olarak ölüp gitti.

Diğerine gelince:
Bizans İmparatoru, kendi papazları ile din konusunda munazarada bulunmak üzere Bağdat Halifesi'nden bir ilim heyeti göndermesini istemişti. O da bu heyetin başkanı olarak Kostantiniyye gitti. Papazları yenerek ilim ve aklının, zeka ve dehasının yükseliği ile şöhret oldu.

Fakat; bu alim, münazaraları dinleyen Bizans İmparatoru'nun kızına aşık olup nikahlanarak evlenmek istedi. İmparator: Senin gibi bir alim ve dahiye kızımı bir şartla veririm, dedi. Bu şart, müslümanlıktan çıkarak hristiyan olması idi. Sonunda nefsine karşı koyamayarak hıristiyanlığı kabul etti. Fakat; düğün hazırlıkları yapılırken, birden bire hastalanarak öldü. Ölürken son söz olarak arkadaşlarına, "Hıristiyan olmakla ilgili ayetten başka hafızasında hiç bir ayet kalmadığını" söyledi. Gavs Yusuf Hemedeni Hazretleri'nin sözleri bu surette gerçekleşmiş oldu.

Abdulkadir Geylani Hazretleri ise:
Gavs-ı A'zamlığa yükseldikten sonra, Gavs Yusuf Hemedani Hazretleri'nin buyurdukları üzere,

( kademi hazihi ala rakabeti külli veliyillah ) "Benim bu ayağım, bütün velilerin boyunlarının üzerindedir" sözünü söylemekle emrolundu.

kaynak >> Gavs-ı A'zam Seyyid Abdulkadir Geylani | ibrahimfirat.net | KişiseL Görüş Evrensel Bilgi
 
Üst