Çocuklar yaradılıştan dine yabancı değil..

Ukbaa

Well-known member
Din psikolojisi alanında son yapılan araştırmalar çocuğun ruhen dine yabancı olmadığını, bilakis onun da kendine göre bir dinî inancının olduğunu göstermiştir. Aynı şekilde pedagojik tecrübeler de çocukta büyük bir dinî potansiyelin varlığını ortaya koymuştur.

Kur’ân’da, “Yüzünü dosdoğru bir din olan hak dine çevir” (Rum Suresi, 43) buyurularak, insanın dini kabullenmeye yetenekli bir tarzda yaratıldığına işaret edilmiştir.

Hz Peygamber (asm) fıtratı konu alan bir hadisinde, “Her çocuk İslâm fıtratı üzerine dünyaya gelir Onun bu hali konuşma çağına kadar devam eder. Sonra ebeveyni onu, Hıristiyan, Yahudi, Mecusi veya müşrik yapar. Eğer anne babası Müslüman iseler, çocuk da Müslüman olur” (Buhari, Müslim) buyurur.

Çocuk yaradılıştan dine yabancı değildir. Esasen çocuk düşünmeden, şüphelenmeden, söylenenlere içtenlikle inanır. Bu sadece dili ile olmaz, ruhu ile de kabul edişi vardır.

Konuşmaya başladıktan itibaren kendilerine öğretilen kelimeleri ezberlemede, çocuklar için herhangi bir zorluk yoktur. Bu devrede dinî nitelikli kelime ve cümleleri, duaları zevkle tekrarlayıp duracaklardır. Çocukluk çağından sonra, inançların tahlil edilerek, akıl süzgecinden geçirilmesi sonucunda oluşacak olan gerçek ve sağlam inanç için temel vazifesi görecek olan bu kelime ve dualar, çocuğa büyük özen, sabır ve sevgi ile ezberletilmelidir. Kur’ân-ı Kerim de çocukları oldukça etkilemektedir.


Kur’ân dinlemek, onların ruhlarında büyük ferahlık meydana getirir. Okunan ezanın, Kur’ân’ın, gezilen camilerin, çocuk ruhunda derin ve kalıcı izler bıraktığı bilinmektedir. Bu nedenle çocuklar zaman zaman camilere götürülmeli, ibadet etme alışkanlıklarına başlatılmalıdır.

Bediüzzaman Hazretleri anlatıyor…

“Cennette çocuktan gayet ihtiyara kadar herkes 33 yaşında olacak” Bunun hakikati -Allahü alem- şu olacak ki, sarih ayet (vildanün) tabiri ifade eder ki, feraiz-i şer’iyeyi yapmaya mecbur olmayan ve masuniyet cihetiyle de yapmayan ve kable’l-bulûg (buluğdan evvel) vefat eden çocuklar, Cennete lâyık ve sevimli çocuk olarak kalacaklar. Fakat şer’an yedi yaşına gelen bir çocuğa namaz gibi farzlara peder ve valideleri onları alıştırmak için, teşvikkârane emretmek ve on yaşına girse şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var. Demek, "Vacip olmadığı halde, nafile nevinden yedi yaşından hadd-i bülûğa kadar büyükler gibi namaz kılıp oruç tutan çocuklar, mütedeyyin büyükler gibi büyük mükâfatı görmek için otuz üç yaşında olacaklar" diye, bir kısım tefsir bu noktayı izah etmeden, umum çocuklara teşmil etmişler. Has iken âmm zannedilmiş. (Emirdağ Lahikası, s 306)

Buluğdan önce ibadetlerle meşgul olan bir çocuğun Allah katında ne kadar makbul olup, büyük mükâfatlarla sevindirileceğini buradan anlıyoruz. Çocuklarımızın dinî eğitimleri konusunda hassas olup, onları Allah’ın istediği, Resulullahın öğrettiği tarzda yetiştirmeye özen göstermeliyiz.

Allah’ım, sevgini ve dinini bütün çocuklarımızın kalplerine, ruhlarına
sımsıkı yerleştirmemizi nasip et! Amin

 

ziyakarababa

Well-known member
Allah’ım, sevgini ve dinini bütün çocuklarımızın kalplerine, ruhlarına sımsıkı yerleştirmemizi nasip et! Amin

amin amin ecmain olsun inşallah.
allahrazı olsun güzel paylasım olmuş.
rabbimize şükürler olsun ki bizleri musluman bir ailenın yanıonda dünyaya getirmiş.
yoksa belki halımız ne kötü olurdu.
 
Üst