Bir Hizmet Metodu olarak Sırran Tenevverat

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Gündemdeki meselelere ne olursa olsun laakal kalamadığımız için hiç olmazsa mabeynimizi meşgul eden bu meseleleri gönül dünyamızı karartmadan aydınlatmak ve doğru tahmin etmek için bazı düsturları konuşmakta, hatırlatmakta fayda var..

Ustad Bediüzzaman r.a. risale-i nurun sair kısımlarında hatta Hz. Ali r.a.'ın dahi işaret ettiği bir hususu bizlere hatırlatıyor.

Sırran Teneverat;
kelime olarak gizli aydınlanma olsada risale-i nur da geçtiği manalar olarak müsbet hareket, asayişe zarar vermemek, devlet kurumları ile husumet içinde olmamak olarak ifade etmek mümkündür.

[BILGI]
Hazret-i İmam-ı Ali Radıyallahü Anhü iki defa "Sırran tenevverat" demesi, Risale-i Nur perde altında tenevvür ve tenvir eder diye işaret ediyor. Mümkün olduğu kadar geçici rüzgârlara ehemmiyet vermeyiniz, bakmayınız. Zâten mabeyninizde samimî tesanüd ve meşveret-i şer'iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. İçinizdeki şahs-ı manevînin fikrini, o meşveretle bildirir.


Kastamonu Lahikası ( 130 )
[/BILGI]

Manevi cihadlar eğer maddi cihadlar ile karıştırılsa şeytanın desiselerini açık bir hal alabilmektedir. Onun için manevi cihadlar yapılırken maddi cihadın argümanı kulllanılamaz.

[BILGI]Vazifemiz, ihlas ile ve sebat ve tesanüdle ve mümkün olduğu kadar ihtiyat ile "sırran tenevverat" irşad-ı Alevîyi fiilen tasdik etmek, ona göre hareket etmektir. Yoksa, muarızlara mukabele etmek ve onların hücumundan telaş etmek değil. Muvaffakıyet ve fütuhat-ı Nuriye ve revaç ile intişarı ise, vazife-i İlahiyedir. Vazifemizi yapıp, vazife-i İlahiyeye karışmamak gerektir diye hem bana, hem sizin bedelinize teselli buldum.


Emirdağ Lahikası-1 ( 212 )
[/BILGI]


Bozuk olan sözlerimi karıştırmadan fikirlerinize yön vermeden özetle şu paragraf belki hem iç alemimize hem de islam alemimize ışık tutacaktır:

[DIKKAT]

Bedîüzzaman gibi,
yüzotuz parça imanî eserlerini şiddetli bir istibdad, tazyikat ve takyidat altında, gizliden gizliye te'lif edebilmek, hem kuvvetli bir takva ve ubudiyete sahib olmak ve hem bunlarla beraber, harb cephesinde de fedai olarak gönüllü askerleriyle muharebe etmiş olmak ve harb cephesinde, avcı hattında dahi, fırsat buldukça Kur'anın en ince nüktelerini ve hârika i'cazını beyan eden bir Kur'an tefsiri te'lif etmiş olmak ve aynı zamanda nefs mücadelesinde de galib olup, nefsini de dine hizmetkâr yapmak ve hürriyeti gasbedilerek, ücra bir köye sürgün edilip, tecrid-i mutlak ve tarassudlar ve her türlü azablar içinde ablukaya alınıp, Engizisyon zulümlerini çok geride bırakan hâkim bir kuvvetin tazyikatı altında, câni canavarların pek vahşi işkenceleri içinde, (Sırran tenevverat) sırrıyla perde altında Risale-i Nur eserleri gibi eserler neşretmek ve böylece cihanın maddî manevî "Fâtih"i olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sünnet-i seniyesinin bir hizmetkârı olarak, bugün milyonlara baliğ olan bir câmiayı, inayet-i İlahî ile, Kur'an-ı Hakîm'in cadde-i kübrasında selâmetle ilerletmek ve mü'minlerin ve beşeriyetin sadece dünyalarını değil, ebedî saadetlerini temine Risale-i Nur gibi bir eserle vesile olmak; bu mezkûr hususiyetlerin manevî şahsında toplanması, Risale-i Nur müellifi Bedîüzzaman Said Nursî gibi, tarihte hangi bir zâta daha nasîb olmuştur acaba?

Sözler ( 769 - 770 )

[/DIKKAT]


Son olarak makaleyi toparlayacak olursak :

[BILGI]Nurlar pek parlak ve galibane fütuhatı geniş bir dairede devam ediyor. "Sırran tenevverat" sırrıyla, perde altında daha ziyade işliyor.


Barla Lahikası ( 380 )
[/BILGI]



Not : Engizisyon: Fr. XVI. ve XVII. asırlarda Hristiyan Katolik Mezhebine âit kiliselerden alâkayı kesen veya Papa'ya karşı gelenlere yapılan -insanları arslanlara parçalatmak, fırında yakmak gibi- dehşetli işkenceler veya onları bu azaba mahkûm eden mahkemelere verilen isim. * Çok ağır ve çok zâlimce cezâya hükmeden mahkeme. * Çok ağır işkence.
 
Son düzenleme:
Üst