Asa-yı Musa 3. Ders - Madem Ölüm Öldürülmüyor Ve Kabir Kapısı Kapanmıyor..

Huseyni

Müdavim
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 35 - Madem Ölüm Öldürülmüyor Ve Kabir Kapısı Kapanm

[NOT]Madem hakikat-i hal budur. Biz mahpuslar, bu hapis musibetinden intikamımızı tam almak için, o mübarek ikinci heyetin hediyelerini kabul etmeliyiz. Yani, nasıl ki bir dakika intikam lezzeti ve birkaç dakika veya bir iki saat sefahet lezzetleriyle, bu musibet bizi on beş ve beş ve on ve iki üç sene bu hapse soktu, dünyamızı bize zindan eyledi; biz dahi bu musibetin rağmına ve inadına, bir iki saat müddet-i hapsi bir iki gün ibadete ve iki üç sene cezamızı, mübarek kàfilenin hediyeleriyle yirmi otuz sene bâki bir ömre ve on ve yirmi sene hapiste cezamızı milyonlar sene Cehennem hapsinden affımıza vesile edip, fâni dünyamızın ağlamasına mukàbil, bâki hayatımızı güldürerek bu musibetten tam intikamımızı almalıyız. Hapishaneyi terbiyehane gösterip, vatanımıza ve milletimize birer terbiyeli, emniyetli, menfaatli adam olmaya çalışmalıyız. Ve hapishane memurları ve müdürleri ve müdebbirleri dahi, câni ve eşkiya ve serseri ve katil ve sefahetçi ve vatana muzır zannettikleri adamları, bir mübarek dershanede çalışan talebeler görsünler ve müftehirâne Allah’a şükretsinler.[/NOT]

Üstad Hazretleri talebelerine bu dersi hapiste veriyor. Üstad ve talebelerinin durumu ile bizimki arasında da benzerlikler var. Dünya dahi mü'minin zindanı hükmünde. Birinci kafilenin gayr-ı meşru zevklerini reddetmek ve ikinci mübarek heyetin hediyelerini kabul etmekle inşaallah bizlerde dünyada, vatanımıza ve milletimize faydalı, terbiyeli, emniyetli, ahlaklı insanlar olacağız. Kur'an'ı, Sünneti, müfessirleri, müçtehidleri dinlemeyenler ise, her türlü hakkı hukuku çiğneyen, hem dünyasını, hem ahiretini berbat eden bir şekilde yaşayacaklardır, Allah muhafaza.

Nasıl hapishane bir terbiyehanedir, dünya hapishanesi dahi bir terbiyehanedir. Dünya çile yeridir. Ücret almak için gelinen bir yer değildir ki zaten insan hayata, iradeye ve türlü nimetlere mazhar olarak ücretini peşin almıştır. Bundan dolayı da başka ücret istemeye hakkı yoktur, hizmetle mükelleftir. Allahü Teala, kullarının yaptığı güzelliklere mukabil, ölümle başlayan ahiret yolculuğumuzda fazlından, merhametinden vericektir ne verirse. İnşaallah sonsuz yolculuğumuzda da nimetlerine mazhar olanlardan olabiliriz, amin.

Derse iştirak eden kardeşlerimden ayrıca Allah cc. razı olsun, amin.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 35 - Madem Ölüm Öldürülmüyor Ve Kabir Kapısı Kapanm

[DIKKAT]
2.Ölümü Hatırlamanın Fazileti ve Bu Husustaki Teşvikler

Ölümün Mukaddimeleri ve Sûr'un Üfürülüşüne Kadar Ölümden Sonraki Ahvâl

Birinci Kısım

Dünyaya dalan, dünyaya aldanan, şehvetlerine köle olan bir kimsenin kalbi, şüphesiz ki ölümün zikrinden gaflet gösterir. Ölümü hatırlamaz. Kendisine ölüm hatırlatıldığında bunu hoş karşılamadığı gibi ölümden nefret eder. Onlar o kimselerdir ki Allah onların hakkında şöyle buyurmuştur:

De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm muhakkak sizi bulacaktır! Sonra hem gizliyi, hem de aşikârı bilen (Allah'a) döndürüleceksiniz O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir.

(Cuma/8)



İnsanlar, ya dünyaya dalan veya tevbe edip başlayan veyahut da sonuna varan bir âriftir.

Dünya'ya dalan kimse ölümü hatırlamaz. Eğer hatırlarsa, elinden kaçırdığı dünya için üzüldüğünden dolayı hatırlar. Onun zemmiyle meşgul olur. Bu kimseyi, ölümü hatırlaması Allah'tan daha da uzaklaştırır.


Tevbe edene gelince, o kalbinde korkunun kabarması, tevbesinin tamamlanması için ölümü çokça hatırlar. Bazı zamanlar tevbesi tamam olmadan önce kendisini kapıp götürmesinden korktuğu için ölümden hoşlanmaz. O ölümü hoş karşılamamakta mazurdur. Bu durum, şu hadîsin kapsamına girmez.


Kim Allah'ın mülâkatından hoşlanmazsa, Allah da onun mülâkatından hoşlanmaz.2


Zira bu kimse, ölümden ve Allah'ın mülâkatından hoşlanmıyor değildir. Kusurundan ötürü Allah'ın mülâkatının elden kaçmasından korktuğu için ölümü istemez.

Bu kimse, tıpkı dostunu razı edecek bir şekilde onu ağırlamak için hazırlık yapmakla meşgul olduğu için dostu ile buluşmaya geciken bir kimse gibidir. Bu kimse, dostuyla buluşmaktan hoşlanmıyor değildir. Böyle davranmasının sebebi, ölüme hazırlık yapması ve ölümden başka bir meşguliyetinin olmamasıdır. Aksi takdirde dünyaya dalan kimselerin safına iltihak etmiş olur.


Amacına ulaşan ârif, daima ölümü hatırlar! Çünkü ölüm, dostuyla buluşma zamanıdır. Dost, dostuyla buluşma zamanını asla unutmaz! Arif kişi, çok zaman ölümün geciktiğini düşünür. Onun gelmesini ister ki günahkârların evinden kurtulsun, âlemlerin rabbinin komşuluğuna intikal etsin!


Hz. Huzeyfe ölüm döşeğinde iken şöyle demiştir: 'Bir dosttur ki fakirlik üzerine geldi. Gelmesinden pişman olan kurtulmasın. Yârab! Eğer katında fakirlik zenginlikten, hastalık sıhhatten, ölüm yaşamaktan daha sevimliyse ölümü bana kolaylaştır ki sana kavuşayım'.


Bu bakımdan tevbe eden bir kimse ölümü hoş karşılamamak hususunda mazurdur. Ârif kişi ise, ölümü sevip mazurdur. Rütbe bakımından bu ikisinden de daha yüksek olan kimse, işini Allah'a havale eden kimsedir. Kendi kendine ne ölümü, ne de hayatı seçmez.

Onun için en sevimli olan şey, Allah katında en sevimli olan şeydir. İşte bu kişi, sevgi ve teslimiyetin aşırılığından, teslimiyet ve rıza makamına varmıştır. Bu makam, varılacak makamların sonuncusudur. Her durumda ölümün anılmasında sevap ve fazilet vardır.

Çünkü dünyaya dalan bir kişi bile, ölümün zikrinden ötürü dünyadan uzaklaşır; zira onun nimeti, ölümün anılmasından ötürü bulanır, lezzetinin berraklığı karışır. İnsan için lezzet ve şehvetleri bulandıran her şey, kurtuluş sebeplerindendir.



2) Müslim ve Buhârî


İhya-ı Ulumuddin​
[/DIKKAT]
 
Üst