Hz.Esma..

ebrar172

Well-known member
Hz. Esma (r.anha.) annemizin İslama olan hizmeti ve Efendimize (s.a.v.) olan hizmeti ve bunun yanı da çok enterasan olarak bir çok İslami yasaya katkısı vardır. Bazı ayetler Hz. Esma'nın bir hadise üzerindeki intizarına, bekleyişine cevap verecek şekilde gelmiştir.
Çok değişik bir takım olaylarda Hz. Esma'nın vasıtasıyla intikal etmiştir. Hz. Esma annemiz Hz. Ebu Bekir'in kızıdır. İslamiyet intişar ettiği zaman on altı yaşındaydı. Biliyorsunuz Hz. Ebubekir'in bir ikinci kızı da Hz. Aişe'dir. Esma annemiz Hz. Aişe'nin ablasıdır, ama anaları aynıdır. Tarihi malumatlar pek yerli yerinde değil. Hz. Ebubekir İslamiyeti kabul ettikten sonra Hz. Aişe'nin de annesinin İslamiyeti kabul ettiği bilinmektedir. Fakat Hz. Esma'nın annesi İslamiyeti kabul etmemiştir.
İSLAM MÜZİĞİNE MÜSADE
Hz. Esma ışığını ilk bu olayda sergileyecek. Hz. Esma onsekizinci Müslüman olmak şerefine erişmiş, onsekizinci Müslüman olarak İslamiyeti kabul etmiştir. Demin söylediğim gibi mânâda hiç bir tesadüfün yeri yoktur. Onsekiz sayısı biliyorsunuz. Mevlevilerin özel saydıkları kutsal bir sayıdır. İşin bir hikmeti de İslamiyetteki müziğe izini Hz. Esma almıştır. Bakın burada büyük bir hikmet vardır. İslam müziğinin doğmasına ve İslam müziğinin bir birinden güzel eserler vermesine Hz. Esma'nın gönlündeki bir ceryan vesile oluyor.Bu ceryanı biraz sonra anlatacağım.
Hz. Esma onsekizinci Müslüman olarak yerini aldığı andan itibaren Fahr-i Kainat Efendimizin (s.a.v.) etrafında pervane olmuştur. Yani O'nun (s.a.v.) hem şahsı hizmetlerini yapmada, hem de İslamiyeti yaymada büyük bir girişimci olmuştur.
Fevkalade zeki, yüksek seviyede hafızalı, çok üst seviyede ahlaklı bir hanımefendi olduğu için Rasûlullahın ağzından çıkan her ayeti kerimeyi, her hadis-i şerifi kapıp, kapı kapı dolaşarak Müslüman arayıp, Müslüman yetiştirmek için bir asker oldu. Müslüman ceryanı taşımak için adeta Fahr-i Kainat ordusunun ilk manevi neferi 'olmuştur. Bu vasfı yanında özellikle Efendimizin (s.a.v.) günlük hayatında çok önemli hizmetlere vesile olmuştur. Şöyle ki, Hz. Ebubekir Hz. Esma'nın annesinin Müslüman olmamasından dolayı rahatsız olmuştur. Çünkü, Efendimiz (s.a.v.) Müslüman olmayan eşlerle birlikte olmayı kaldırmıştır prensip itibariyle... Nitekim Hz. Şeyma'nın kocası Bigât Müslüman olmadığı için ilgisini kesmiştir. Aynı evde oturmaya cevaz olsa bile hanımlık ilgisini, erkekse erkeklik ilgisini kesmek zorundadır.
işte bu hadise içerisinde acaba aynı evde otursa da mı ilgisini kesse, yoksa bir başka çare mi bulsam düşüncesindeydi Hz. Ebubekir... Ne olacak diye düşünceli dururken bir gün Hz. Esma babasına sordu:
- Baba senin canın bir şeye sıkılıyor, nedir bizde bilelim?
Hz. Ebubekir (r.a.)'de Hz. Esma'ya:
- Kızım annenin Müslüman olmayışı beni çok rahatsız ediyor diye cevap verdi. Bunun üzerine babasına Hz. Esma şu teklifte bulundu.
- Gönder gitsin annemi baba!.. Gönder gitsin... Allah demeyenin bu evde işi yok.
BİR GÖNLE İMAN DÜŞERSE
Şimdi bu söz söylendiği zaman insanlar "annesine karşı bu tavrı nasıl yapar" diye düşünebilir... İşte bir gönle iman düştüğü zaman o bir zevk alemidir ki, Allah'tan gayrısını tanıması mümkün değildir. O cümle söylendiği zaman başlayan ışık Efendimize yansıdıktan sonra Hz. Esma, Fahr-i Kainat Efendimizin çok sevdiği bir evladı mahiyetine girdi. Ve Efendimiz bütün ufak tefek işlerini Hz. Esma'ya yaptırmaya başladı.
EFENDİMZE HİZMET ETMEK
Fahr-i Kainat Efendimize ait, ona dair en ufak bir işi yapmak, katkıda bulunabilmek büyük bir şeref unsurudur, bahşişdir. Bunu her hangi birisine teveccüh ettirmek o insandaki çok büyük değerin emsalidir.
Hz. Esma (r. anha) fevkalade marifet sahibi bir hanımefendiydi. Fahr-i Kainat Efendimizin gömleklerini dikmeye başladı. Bundan itibaren Efendimizin giyinmekteki zevk-i selimini anlamaya başladı. Daha ewel gömlekler sıfır yaka şeklinde dikilirdi. Bir defasında Fahr-i Kainat Efendimiz Esma annemize "bu yakalan biraz şöyle kaldırmak mümkün değil mi?" demişti. Bugünkü tabiriyle hakim yakayı ta'rif etmişti Efendimiz.
- Hay hay ya Rasûlallah diye cevap verdi annemiz.
Ondan sonraki bir zamanda Efendimiz "hep önde oluyor düğmeler, acaba şöyle yana doğru alsak düğmeyi daha şık olmaz mı?" dedi. Hz. Esma yine Efendimize hay hay dedi ve o tarz gömlek dikti. Rasûlullahın sevdiği renkteki kumaş parçalarını ele geçirdiği zaman yalvarırdı. "Ya Rasûlallah bir gömlek dikeyim" diye. İşte Efendimize hizmetleri bu tarzda başladı.
EFENDİMİZİN GİYİMİNDEKİ ŞIKLIK
Burada dikkat ederseniz Hz. Esma (r. anha) bize hizmetleri vasıtasıyla bir mesaj veriyor. Efendimiz fevkalade şık giyinen bir insan. Hz. Ali'ye soruyorlar. Rasûlullah nasıl giyinirdi diye... "Devrinin en şık giyinen insanıydı." diyor Hz. Ali. Bir takım insanların sandığı gibi, taklit ettiği gibi değildir.
Herkes Hz. Esma'ya enva-i çeşit model yaptırdığını biliyor. O günün ölçüleri içerisinde yakasını değiştirerek, düğmesini sağa alarak en güzelini bulmak için bir araştırma yapmak, giyimde zevk-i selimi bağdaştırmak demektir ki, bunun da mimarı Hz. Esma'dır.
Hz. Esma (r. anha) annemizin ilk on yıllık Mekke devri içerisindeki hizmetleri İslamiyeti ev ev yaymakla oldu. O zaman bu hizmeti yapanlar Hz. Ömer'in kardeşi Hz. Fâtıma (r. anha), yine bu hizmetleri yapan Ümmül Fadl (r. anha) [Hz. Abbas'ın eşi], ve Hz. Esma idiler. Bu üçü kapı kapı dolaşırlardı. Sokaktaki insanın isyanına rağmen İslamiyeti perde perde evlere naklederlerdi. Bu fevkalade önemli bir şeydi. İşte bu ilk yüzelli mü'minin kuruluş seramonisini yapan üç dört kişiden bir tanesi Hz. Esma'dır.
ASR-I SAADETTE ÜÇ ESMA'LAR
Bu vesile ile bir şey daha söylemek istiyorum. Onları da rahmetle anmak üzere İslam tarihinde, asr-ı saadette ki üç Esma'yı söyleyeceğim. Bunlardan iki tanesi Mekke'li bir tanesi Medine'lidir. Medine'li Hz. Esma savaşcılığıyla meşhur... Her savaşa Rasûlullahın özel iziniyle girerdi Medine'li Esma vurduğu kılıçla kMirin kellesini bir saniyede düşüren müthiş bir hanımefendi idi.
İkinci Esma diyeceğimiz diğer Esma'da Hz. Cafer-i Tayyar Efendimizin eşi sonradan Hz. Fatıma annemizin dünyasını değiştirmesiyle Hz. Ali ile evlenen hatta bir aralık Hz. Ebubekir'le evlenen çok yüce bir annemizdir.
Üçüncü Esma'da şimdi konuştuğumuz Hz. Ebubekir kızı, aşere-i mübeşşereden [yaşarken cennetle müjdelenen on kişi] Hz. Zübeyir'in eşi, Hz. Aişe'nin ablası olması dolayısıyla Peygamber Efendimizin baldızıdır.
Bu maddi sıhriyyet, sıradan bir sıhriyyet değil. Çünkü elest meclisinde Efendimizin nuru parladıktan sonra, nuru Muhammedi intikal ettikten sonra iki tarz halka yayıldı.
ELEST'TEN GELEN İKİ TARZ TECELLİ
Bunlardan bir tanesi Efendimize maddi sıhriyyet şeklinde tecelli etti. Yani akrabalık şeklinde... Daha özünde de ehl-i beyt ve al-i aba şeklinde tecelli etti. Bir tanesi de dostluklar şeklinde, ashab-ı güzin dediğimiz yakınları şeklinde tecelli etti.
İşte bu sıhriyyetle dostluklar arasında bir köprüydü Hz. Esma. Onsekizinci Müslüman olarak hem ashap, hem de akrabalık yakınlığı dolayasıyle iki halkanın elestteki, güçlü kadronun sanki arasında bir ihtizaz gibidir. Bu ihtizazı, yani titreşimi adeta Efendimizin etrafındaki coşkusuna karşı Cenab-ı Hakkın verdiği bir lütuftur. Onu Efendimize baldız olarak mükafatlandırması, onu Ebubekir'in (r.a.) kerimesi olarak intikal ettirmesi, elestin lehv-i mahfuzda nakşolmuş özel sırlarıdır. Hz. Esma'nın Efendimize hizmetlerindeki sonsuz başarısı, sonsuz sevimliliği özellikle hicrette çok enteresan bir şekilde zuhur etmiştir.
HİCRETTEKİ ROLÜ
Fahr-i Kainat Efendimiz aniden Hz. Ebubekir'in (r.a) evine gelerek "hadi bakalım Medine'ye gidiyoruz" diye emrettiği ve hâneyi büyük neş'eye boğduğu zaman, "bütün iş sana düşüyor Esma" dedi. Gerçekten onların gidişlerini saklamak, onlara lazım gelen yiyeceği, içeceği mağaraya taşımak Hz. Esma'ya kalıyordu.
Hz. Esma hem sevinçle, hem telaşla, hem de büyük bir rikkat ve dikkatle vazifesini eksik yapmamak için yiyecekleri hazırladı, suyu hazırladı. Bunların her ikisini biri kırba biri bohça tarzında hazırladı. O kadar telaş ediyordu ki, o sırada bunları bağlayacak bir şey bulamadı. Arap hanımlarının, özellikle asil Arap hanımlarının belinde, bir ucu dizden aşağı inen süs kuşağı olurdu. Bu süs kuşağını kesti, yarısıyla suyu yarısıyla yiyecekleri bağladı. Bunları mağaraya götürdüğü zaman Efendimiz çok enterasan bir iltifatta bulundu. Hz. Ebubekir'e "Cennette bu iki kuşağın karşılığı iki ayrı sır vereceğim. Esma'ya" dedi. Bu sırlardan bir tanesi dünyada tecelli etmiştir. Yeryüzünde de inşaallah İslam hanımefendileri onun sırrıyla feyiz alacaklardır...



bunu kopyaladım fakat nurdan anneler kitabı benim en sevdiklerimdendir..hz esma yı seçtim içinden çünki bu kitabı bir gecede okumuştum çok kısa bir kitap ve o gece rüyamda hz esma rüyamdaydı...ona çok ayrı bir muhabbetim var ..inşallah okusunuz..
 

GuLSerbeti

Well-known member
Tesekkurler , degerli paylasim icin...

yalniz bu baslikla alakali bir yazi alintilanmamis ; İSLAM MÜZİĞİNE MÜSADE

------
Bu sırlardan bir tanesi dünyada tecelli etmiştir. Yeryüzünde de inşaallah İslam hanımefendileri onun sırrıyla feyiz alacaklardır...

Bu sir ne ola?


Allah razi olsun...
ne mutlu size... gormussunuz mubaregi...
 

ebrar172

Well-known member
sizdende Allah razı olsun inşallah...iki alemdede..
o sırlara gelince kim bilir ..fakat ne olduğunu bilmesekte o sırlara ulaşmışızdır belki..:)
yada inş ulaşırız..
 
Üst