3.Madde:Ukudda i’tibar makasıd ve meaniyedir;elfaz ve mebaniye değildir.

Tarihci

Marmara Tarih
3.Madde: el-i’tibaru bi’l- mekasıdi la bi’l-elfaz

Ukudda i’tibar makasıd ve meaniyedir;elfaz ve mebaniye değildir.


Akidlerde sözlere ve şekillere değil, maksadlara ve manalara itibar edilir. Dolayısıyla vefaen, yani bir malı bedeli ödendiğinde geri alma şartıyla satışta rehin hükümleri caridir. Çünkü her ne kadar “sattım” deniyorsa da temlik değil alacağı emniyet altına alma ve kuvvetlendirme maksadı söz konusudur.

Ölürken “malımı falancaya hibe ettim” dese, vasiyet olarak kabul edilir. Çünkü hibe sağlar arasında olur. Kabz, yani bağışlanan şeyin teslim alınması da şarttır. Kabz edilmeden taraflardan birisi ölse, hibe batıl olur. Ancak ölen kişinin hibesiyle vasiyeti kasdeddiği kabul olunur.

Bazı yerlerde nikah akdinde “sattım” sözünün kullanılması örf ve adettendir. Burada satım akdi söz konusu olmadığı aşikardır.

Misafire iltifat olsun diye “evim senindir” dense burada maksad evi bağışlamak değil, misafire kıymet verildiğini göstermektir. Hibe ancak kabz ile tamam olacağından “evim senindir” diyen ev sahibinin evi teslim etmemesinden de niyetinin hibe olmadığı anlaşılır. Ama şaka olarak “evimi sana hibe ettim” deyip teslim etse ve karşı tarafta kabul eylese, hibe muteberdir.

Şu kadar ki bu madde sözlere itibar etmenin mümkün olmadığı durumlarda muteberdir. Yoksa sözler maksadları ifade eden vasıtalar olduğundan tümüyle ihmal edilemez.

Bu maddenin istisnaları vardır:

Sözgelişi, semen(satış bedeli) konuşulmadan yapılan satış, hibe sayılmadığı gibi; bir malı bedelsiz kiralama da ariyet (ödünç) demek değildir. Bankalar kredi faizini veya kredi kartı komisyonu mualeme masrafı adıyla tahsil etseler caiz olur. Çünkü bankanın bu mualeme için masraf yaptığı bir gercektir. Böyle bir masraf söz konusu olmasaydı, başka bir isim de verilse caiz olmazdı çünkü bu durumda maksadın faiz tahsil etmek olduğu anlaşılırdı.


 
Üst