Onuncu Söz - Nevruz

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
|09:01| »» (nevruz) Bismillahirrahmenirrahim

|09:02| »» > ONUNCU SURET
|09:02| »» > Gel, bugün nevrûz-u sultanîdir.
|09:02| »» > HAŞİYE 4 Bu Suretin remzini Dokuzuncu Hakikatte göreceksin.
Meselâ, nevruz günü, bahar mevsimine işarettir.
|09:02| »» > Çiçekli yeşil sahrâ ise, bahar mevsimindeki rû-yi zemindir.
Değişen perdeler, manzaralar ise, fasl-ı baharın
|09:02| »» > iptidasından yazın intihasına kadar, Sâni-i Kadîr-i Zülcelâlin,
Fâtır-ı Hakîm-i Zülcemâlin kemâl-i intizamla
|09:03| »» > değiştirdiği ve kemâl-i rahmetle tazelendirdiği ve birbiri
arkasında gönderdiği mevcudât-ı bahariye tabakatına
|09:03| »» > ve masnuât-ı sayfiye taifelerine ve erzak-ı hayvaniye ve
insaniyeye medar olan mat'umâta işarettir.
|09:03| »» > Bir tebeddülât olacak; acip işler çıkacak. Şu baharın şu
|09:04| »» > güzel gününde, şu güzel çiçekli olan şu yeşil sahrâya gidip bir
seyran ederiz. İşte, bak, ahali de bu tarafa
|09:04| »» > geliyorlar. Bak, bir sihir var: O binalar birden harap oldular.
Başka bir şekil aldı. Bak, bir mucize var: O harap
|09:04| »» > olan binalar, birden burada yapıldı. Adeta bu hâli bir çöl, bir
medenî şehir oldu; bak, sinema perdeleri gibi her
|09:04| »» > saat başka bir âlem gösterir, başka bir şekil alır.
|09:05| »» (nevruz) Baharı anlatıyor.
|09:05| »» > Buna dikkat et ki, o kadar karışık, sür'atli, kesretli, hakikî
perdeler içinde ne kadar mükemmel bir intizam vardır
|09:05| »» > ki, herşey yerli yerine konuluyor. Hayalî sinema perdeleri dahi
bunun kadar muntazam olamaz. Milyonlar
|09:05| »» > mahir sihirbazlar dahi bu san'atları yapamazlar. Demek, bize
görünmeyen o padişahın çok büyük mucizeleri
|09:06| »» > vardır.

|09:06| »» (nevruz) Temsilde hata olmasın
|09:06| »» (nevruz) Sihir gibi
|09:07| »» (nevruz) Kuru odun ve ağaç içinden
|09:07| »» (nevruz) Yeşil yapraklar
|09:07| »» (nevruz) Nazik ve sanatlı olarak
|09:07| »» (nevruz) Ve elmalar
|09:07| »» (nevruz) üzümler.
|09:07| »» (nevruz) çıkartılıyor.
|09:07| »» (nevruz) Bu nasıl sihir.
|09:08| »» (nevruz) Hokus pokuz demiyorda.
|09:08| »» (nevruz) Allah ol diyor.
|09:08| »» (nevruz) Oluyor.

|09:08| »» (@egeli099) evet

|09:08| »» (nevruz) Hakikatta ağzımız açık onları izlemek lazımken

|09:09| »» (nevruz) Yine ağzımız açık ama


|09:11| »» > Ey sersem! Sen diyorsun: "Nasıl bu koca memleket tahrip edilip
başka yere kurulacak?"
|09:12| »» > İşte, görüyorsun ki, her saat, senin aklın kabul etmediği o
tebdil-i diyar gibi çok inkılâplar, tebdiller oluyor. Şu
|09:12| »» > toplanmak, dağılmak ve şu hallerden anlaşılıyor ki, bu görünen
sür'atli içtimalar, dağılmalar, teşkiller, tahripler

|09:13| »» (nevruz) Baksana
|09:13| »» (nevruz) Baharda vagonlara yüklenmiş gibi
|09:13| »» (nevruz) Erzak geliyor.
|09:13| »» (nevruz) Her mahlukun rızkı orda
|09:13| »» (nevruz) Onu karşılama töreni yapmak lazım değil mi.
|09:13| »» (nevruz) Ama adam gibi
|09:13| »» (nevruz) Kuran okuyun
|09:14| »» (nevruz) Tesbih edin

|09:14| »» (nevruz) Yoksa
|09:14| »» (@egeli099) aynen
|09:14| »» (nevruz) Taşkala çırmayın
|09:14| »» (@egeli099) abi
|09:14| »» (nevruz) Sapıklık yapmayın
|09:14| »» (nevruz) Efendim
|09:15| »» (nevruz) Peki bu vagonlarda
|09:15| »» (nevruz) Hiç bir kişinin
|09:16| »» (nevruz) Rızkı unutuluyormu.
|09:16| »» (nevruz) Mesela
|09:16| »» (nevruz) Ahmetin yiyecekleri gelmemiş.
|09:16| »» (nevruz) Ona bu sene bir şey yok
|09:16| »» (nevruz) Veya elma busene yok
|09:16| »» (nevruz) Gelmedi
|09:17| »» (nevruz) Eee
|09:17| »» (nevruz) O zaman pazara nerden ne getircez.
|09:17| »» (nevruz) Yapın bir elmada görelim.
|09:17| »» (nevruz) Haşa mümkün değil.
|09:17| »» (@egeli099) yapabilirseniz tabi

|09:17| »» > içinde başka bir maksat var. Bir saatlik içtima için on sene
kadar masraf yapılıyor. Demek bu vaziyetler
|09:18| »» > maksud-u bizzat değiller. Bir temsildir, bir taklittirler. O
zat mucize ile yapıyor, ta suretleri alınıp terkip edilsin
|09:18| »» > ve neticeleri hıfzedilip yazılsın. Nasıl ki manevra meydan-ı
imtihanının herşeyi kaydediliyordu ve yazılıyordu.
|09:19| »» > Demek, bir mecma-ı ekberde, muamele bunlar üzerine devam edip
dönecek. Hem bir meşher-i âzamda daimî
|09:19| »» > gösterilecek. Demek şu geçici, kararsız vaziyetler, sabit
suretler, bâki meyveler veriyorlar.


|09:20| »» (nevruz) Bakın okadar ince ve hassas çalışma varki
|09:20| »» (nevruz) Dersinki
|09:20| »» (nevruz) Hep burda kalacaklar
|09:20| »» (nevruz) Ama bakıyorsun durmuyorlar.
|09:20| »» (nevruz) Başkaları geliyor
|09:20| »» (nevruz) Bunlar gidiyor.

|09:20| »» (şerha) bir devir daim işlemi var

|09:20| »» (nevruz) Demek burda kalmak yok
|09:21| »» (nevruz) Başka bir yer var oraya gidiliyor.

|09:21| »» > Demek bu ihtifâlât bir saadet-i uzmâ, bir mahkeme-i kübrâ,
bilmediğimiz ulvî gayeler içindir.
|09:21| »» > DOKUZUNCU HAKİKAT
|09:21| »» > Şimdi bak Allah'ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün
ardından nasıl diriltiyor! Bunu yapan, elbette
|09:22| »» > ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kadirdir."
Rum Sûresi, 30:50.

|09:22| »» (nevruz) Evet bu ayeti biraz yazacaz İnşaallah
|09:22| »» (@sözler) inş
|09:22| »» > Bâb-ı İhyâ ve İmâtedir.
|09:23| »» (nevruz) öldürmek ve diriltme
|09:23| »» > İsm-i Hayy-ı Kayyûmun, Muhyî ve Mümîtin cilvesidir.
|09:23| »» (nevruz) Cenabı hakkın 2 isminin izahı
|09:23| »» (nevruz) Cenabı hakkın 3 isminin izahı
|09:23| »» (nevruz) Artıran var mı
|09:24| »» (gullerin_efendisine) 4 de bağlayalım
|09:24| »» (nevruz) çünkü isimler birbirine bakar
|09:24| »» (nevruz) Birbiri ile ilgilidir.
|09:24| »» (@sözler) evet
|09:24| »» (nevruz) Iç içe gül yaprakları gibi

|09:24| »» > Hiç mümkün müdür ki, ölmüş, kurumuş koca arzı ihyâ eden; ve o
ihyâ içinde, herbiri beşer haşri gibi acip, üç
|09:25| »» > yüz binden ziyade envâ-ı mahlûkatı haşir ve neşredip kudretini
gösteren; ve o haşir ve neşir içinde, nihayet
|09:25| »» > derecede karışık ve ihtilât içinde nihayet derecede imtiyaz ve
tefrik ile ihata-i ilmiyesini gösteren; ve bütün
|09:25| »» > semavî fermanlarıyla beşerin haşrini vaad etmekle bütün
ibâdının enzârını saadet-i ebediyeye çeviren; ve
|09:25| »» > bütün mevcudatı baş başa, omuz omuza, el ele verdirip, emir ve
iradesi dairesinde döndürüp birbirine
|09:26| »» > yardımcı ve musahhar kılmakla azamet-i Rububiyetini gösteren;
ve beşeri, şecere-i kâinatın en cami ve en

|09:26| »» (nevruz) Evet
|09:26| »» (nevruz) Bakın mevcudat
|09:26| »» (nevruz) şuursuz olduğu halde
|09:26| »» (nevruz) Hiç biri birinin işe mani olmuyor.
|09:27| »» (şerha) muhakkak
|09:27| »» (nevruz) Biz bazen şurda yazalım desek
|09:27| »» (nevruz) Biri çıkar
|09:27| »» (nevruz) Ortalığı karıştırır.
|09:27| »» (nevruz) Bizki akıllı ve şuurlu iken
|09:27| »» (nevruz) Karıştırırken
|09:27| »» (nevruz) Onlar demekki başka biri tarafından
|09:28| »» (nevruz) O ki allah c.c
|09:28| »» (nevruz) Herşeyi birden görür ve yapar.

|09:28| »» > nazik ve en nazenin, en nazdar, en niyazdar bir meyvesi yaratıp
kendine muhatap ittihaz ederek herşeyi ona
|09:28| »» > musahhar kılmakla, insana bu kadar ehemmiyet verdiğini gösteren
bir Kadîr-i Rahîm, bir Alîm-i Hakîm,
|09:29| »» > kıyameti getirmesin, haşri yapmasın ve yapamasın, beşeri ihyâ
etmesin veya edemesin, Mahkeme-i Kübrâyı
|09:29| »» > açamasın, Cennet ve Cehennemi yaratamasın? Hâşâ ve kellâ!


|09:29| »» (nevruz) Evet bir göz için
|09:29| »» (nevruz) Insanlar okul açmış.
|09:30| »» (nevruz) Senelerin vermişler.
|09:30| »» (nevruz) Yinede tam bilemiyorlarken
|09:30| »» (nevruz) Bu ilim bu hikmet.
|09:30| »» (nevruz) Hiç maddeye
|09:30| »» (nevruz) Toprağa
|09:30| »» (nevruz) Ete
|09:30| »» (nevruz) Kana
|09:30| »» (nevruz) Damara verilirmi
|09:30| »» (nevruz) Verilse nekadar
|09:30| »» (nevruz) Akılsızlık olduğunu
|09:31| »» (nevruz) En akılsız adam bile anlar

|09:32| »» > Evet, şu âlemin Mutasarrıf-ı Zîşânı, her asırda, her senede,
her günde bu dar, muvakkat rû-yi zeminde haşr-i
|09:33| »» > ekberin ve meydan-ı kıyametin pek çok emsalini ve nümunelerini
ve işârâtını icad ediyor. Ezcümle:
|09:33| »» > Haşr-i baharîde görüyoruz ki, beş altı gün zarfında, küçük ve
büyük hayvanat ve nebatattan, üç yüz binden
|09:33| »» > ziyade envâı haşredip neşrediyor. Bütün ağaçların, otların
köklerini ve bir kısım hayvanları aynen ihyâ edip
|09:33| »» > iade ediyor. Başkalarını ayniyet derecesinde bir misliyet
suretinde icad ediyor. Halbuki, maddeten farkları pek

|09:34| »» (nevruz) Bakın bütün yumurtaların maddesi aynı iken
|09:34| »» (nevruz) Herbirinden farklı canlılar çıkartılıyor.

|09:35| »» > az olan tohumcuklar, o kadar karışmışken, kemâl-i imtiyaz ve
teşhis ile, o kadar sür'at ve vüs'at ve suhulet
|09:35| »» > içinde
|09:35| »» > kemâl-i intizam ve mizan ile, altı gün veya altı hafta zarfında
ihyâ ediliyor.
|09:36| »» > Hiç kabil midir ki, bu işleri yapan Zâta birşey ağır
gelebilsin, semavat ve arzı altı günde halk edemesin, insanı

|09:36| »» (Reşha) haşa
|09:36| »» (nevruz) Haşa

|09:36| »» > bir sayha ile haşredemesin? Hâşâ!
|09:37| »» > Acaba, muciznümâ bir kâtip bulunsa, hurufları ya bozulmuş veya
mahvolmuş üç yüz bin kitabı tek bir sayfada,
|09:37| »» > karıştırmaksızın, galatsız, sehivsiz, noksansız, hepsini
beraber, gayet güzel bir surette, bir saatte yazarsa; birisi
|09:37| »» > sana dese, "Şu kâtip, kendi telif ettiği, senin suya düşmüş
olan kitabını yeniden, bir dakika zarfında
|09:37| »» > hafızasından yazacak"; sen diyebilir misin ki, "Yapamaz ve
inanmam"?
|09:38| »» > Veyahut bir sultan-ı mucizekâr, kendi iktidarını göstermek için
veya ibret ve tenezzüh için, bir işaretle dağları
|09:38| »» > kaldırır, memleketleri tebdil eder, denizi karaya çevirdiğini
gördüğün halde, sonra görsen ki, büyük bir taş
|09:38| »» > dereye yuvarlanmış, o zatın kendi ziyafetine davet ettiği
misafirlerin yolunu kesmiş, geçemiyorlar. Biri sana
|09:39| »» > dese, "O zat, bir işaretle, o taşı, ne kadar büyük olursa
olsun, kaldıracak veya dağıtacak; misafirlerini yolda
|09:39| »» > bırakmayacak." Sen desen ki, "Kaldırmaz veya kaldıramaz."
|09:39| »» > Veyahut, bir zat, bir günde yeniden büyük bir orduyu teşkil
ettiği halde, biri dese, "O zat, bir boru sesiyle,
|09:40| »» > efradı istirahat için dağılmış olan taburları toplar; taburlar
nizamı altına girerler." Sen desen ki, "İnanmam"; ne
|09:40| »» > kadar divanece hareket ettiğini anlarsın.

|09:41| »» (Lemalar) Evet kısaca toparlar isek Su kainattaki gözlerimizle gördüğümüz binlerce canlının halden hale gecmesi elbette kendinden değildir .
|09:42| »» (Lemalar) Cünkü kendinden olması bin defa akıldan muhaldir.Eğer kendinden olabiliyor ise teknoloji hat safhada öle ise bir elmayı sende üret? Madem yapamıyorsun demekki onu yapabilecek ve halden hale kalb ettirebilecek bir Zat var ve O Zat butun kainatı aynı kudreti ile evirip ceviriyor...
|09:43| »» (Lemalar) Madem baharın hakikati ortada öle ise bizler baharımızı bizlere Lütfu İlahiyeden bilmeli ve buna mukabil şükrümüzü eda etmeliyiz.
|09:44| »» (Lemalar) Yoksa onca nihayetsiz nimetleri vereni unutmak elbette nankörlük dür gafletlikdir insafsızlıkdır..
|09:45| »» (Lemalar) Öle ise ilem eyyuhel aziz sen baharını gelişini gafletlikle ve sapıklıkla değil şükür ile ihya et taki o nimetleri sana veren Lütfunu ve merhametini sana ziyadeleştirsin yoksa gadabını celb edersin zarar içinde zarar edersin...

|09:46| »» (Lemalar)Ya Rab Sen bizim kış olan butun alemlerimizi bahara kalbettir ve Senin baharının hikmetini hakkıyla anlamayı ve amel etmeyi nasip et..amin
|09:40| »» (nevruz) Fatiha
|09:40| »» (nevruz) ...........................................
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Onuncu Söz - Nevruz ( Nur Sohbet )

(nevruz) Yoksa
|09:14| »» (@egeli099) aynen
|09:14| »» (nevruz) Taşkala çırmayın
|09:14| »» (@egeli099) abi
|09:14| »» (nevruz) Sapıklık yapmayın
|09:14| »» (nevruz) Efendi m
|09:15| »» (nevruz) Peki bu vagonl arda
|09:15| »» (nevruz) Hiç bir kişinin
|09:16| »» (nevruz) Rızkı unutul uyormu .
|09:16| »» (nevruz) Mesela
|09:16| »» (nevruz) Ahmeti n yiyece kleri gelmem iş.
|09:16| »» (nevruz) Ona bu sene bir şey yok
|09:16| »» (nevruz) Veya elma busene yok
|09:16| »» (nevruz) Gelmed i
|09:17| »» (nevruz) Eee
|09:17| »» (nevruz) O zaman pazara nerden ne getirc ez.
|09:17| »» (nevruz) Yapın bir elmada görelim.
|09:17| »» (nevruz) Haşa mümkün değil.
|09:17| »» (@egeli099) yapabi lirsen iz tabi


Allah razi olsun ,cok guzel anlatim,Necmi hocayi animsatti bi an, :angel:
bu tip yazilarin devami gelir ins,dua ile
 

peyk

Yeni Üye
Onuncu Söz - Nevruz ( Nur Sohbet )

selamun aleykum .ben peyk.ben anlayamadım bu onlıne sohbet değil forumlar bilgi paylaşımı,sohbet kapandı galiba.Sohbet edilen bölüm yokmu?
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Onuncu Söz - Nevruz ( Nur Sohbet )

peyk ' Alıntı:
selamun aleykum .ben peyk.ben anlayamadım bu onlıne sohbet değil forumlar bilgi paylaşımı,sohbet kapandı galiba.Sohbet edilen bölüm yokmu?
aleykum selam,
muhtemelen abiler sohbet kanali kapanmadan once yapilan sohbetleri copy leyivermisler
 
Üst